"28 Şubat çok vahşi ve dayatmacı bir süreçti"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik:- "Türkiye bunu demokratik bir olgunlukla, demokratik tecrübesini işleterek aşmayı bildi. Çok vahşi, yabancı ve dayatmacı bir süreçti. Dolayısıyla her yıl dönümünde hatırlanması, o zaman yaşananların yeniden masaya yatırılması
"28 Şubat çok vahşi ve dayatmacı bir süreçti"

ANKARA (AA) - MUHAMMED BOZTEPE - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin 28 Şubat'ın neden olduğu olumsuzlukları demokratik olgunlukla, demokratik tecrübesini işleterek aşmayı başardığını belirterek, "Çok vahşi, yabancı ve dayatmacı bir süreçti. Dolayısıyla her yıl dönümünde hatırlanması, o zaman yaşananların yeniden masaya yatırılması ve bundan sonrası için de değerlendirilmesi gerekiyor." dedi.

Çelik, "postmodern darbe"nin 22. yılı dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat'ın vahşi bir süreç olduğunu, o dönemde pek çok ülkede benzer süreçlerin adeta bir proje ve domino taşı gibi yürürlüğe konulduğunu belirterek, "Bunların en saldırganlarından biri 28 Şubat süreciydi." ifadesini kullandı.

Çeşitli demokratik ülkelerde, o ülkeler için tehdit olarak görülen terör örgütlerine dönük geliştirilmiş yöntemlerin "kes, kopyala, yapıştır" yoluyla Türkiye'de de millete karşı kamu gücü yoluyla kullanıldığını vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"28 Şubat, böyle bir kültürel yabancılaşmaya dayanan, dayatmacı, saldırgan ve vahşi bir projeydi. Bunun, çeşitli ülkelerde, o ülkeleri çok derin bunalıma sürükleyen, o ülkelerde büyük uçurumların oluşmasına yol açan, halen de süregiden birtakım sıkıntıların tetiklenmesine yol açan sonuçları oldu. Türkiye bunu demokratik bir olgunlukla, demokratik tecrübesini işleterek aşmayı bildi. Çok vahşi, yabancı ve dayatmacı bir süreçti. Dolayısıyla her yıl dönümünde hatırlanması, o zaman yaşananların yeniden masaya yatırılması ve bundan sonrası için de değerlendirilmesi gerekiyor."

- "Kamu ve milletin vicdanında mahkum edildi"

Bu süreçlerin çeşitli reformlarla geride bırakıldığını aktaran Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Kanuni düzenlemeler yapıldı. En azından bu süreçlere imza atan zihniyet ve bu kamu gücünü kullananlar, kamu ve milletin vicdanında mahkum edildi. Daha önemlisi bu demokratik bilincin ayakta tutulmasıdır. Benzer ülkelerde bu tip projeler yapıldığı zaman o ülkeler bu bunalımları aşamadılar demokratik tecrübeleri olmadığı için. Sandık ve demokrasi yoluyla aşamadılar. O ülkelerde çeşitli iç çatışmalara sürüklenen, çok ağır bedeller ödenen birtakım gelişmeler yaşandı. Türkiye'de bunların yaşanmamasının sebebi milletimizin sahip olduğu demokratik olgunluk ve demokratik tecrübe."

- "Milletimizin olgunluğu sayesinde bunları aştık"

Çelik, bu olayın bir veya iki neslin kazanımlarını yok eden, onların hayallerini ve gelecek umutlarını yok eden sonuçlara yol açtığını bildirdi.

Türk milletinin demokratik birikimi ve demokratik olgunluğuyla bu olayın aşıldığına işaret eden AK Parti Sözcüsü Çelik, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Zaman zaman 28 Şubat'taki zihniyeti hortlatan, bizim 'Yassı Ada zihniyeti' dediğimiz o zihniyeti hortlatan birtakım uygulamaların yeniden yürürlüğe sokulmaya çalışıldığını, birileri tarafından teklif edildiğini hatta bazı siyasi oluşumlar tarafından bunun dillendirildiğini görüyoruz. Dolayısıyla milletin geldiği bu demokratik birikim çerçevesinde bu oluşumlar yok olmuş gibi durmuyorlar, sadece geri adım atmış gibi duruyorlar. Dolayısıyla bunun adının iyi konulması kadar bundan sonrasıyla ilgili de bu uyanıklığın sürdürülmesi gerekiyor. Eğer biz bu demokratik tecrübeye sahip olmasaydık, başka ülkelerin içine düştüğü bunalımlara, uçurumlara biz de yuvarlanacaktık. Biz milletimizin olgunluğu sayesinde bunları aşmasını bildik.

Bundan sonrasında bir daha bunların gündeme gelmemesi, Türkiye'nin meselelerini demokratik olgunlukla çözmesi, özellikle temel hak ve hürriyetler konusundaki saldırganlıkların baştan mahkum edilmesi gibi bir tutumun ortaya çıkması önemli. Gelinen noktada bir genel kabul görmüş gözüküyor. Bu birtakım çevrelerin tamamen zihniyetini değiştirdiği anlamına gelmiyor. Sadece milletin bu yüksek bilinci karşısında geri adım atmış görünüyorlar. Belki de bekleme süresi içerisinde gözüküyorlar. Dolayısıyla bu demokratik bilincin yaygınlaştırılması, toplumda temel haklara dönük bu saldırganlıklara karşı yüksek bir tepki verilmesi gibi yaklaşımların daha diri ve kuvvetli tutulması gerekiyor."

- "Bizim açımızdan bu büyük bir kazanım"

Gençlerin her konuda daha iyi bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, "28 Şubat süreci gibi süreçlerle, Fetullahçı Terör Örgütü'nün yapmaya çalıştığı şeyler aynı değerlere saldırganlık düzeyindedir. Demokratik değerlere, temel hak ve hürriyetlere saldırganlık gösteriyor. Dünyada pek çok ülkede yaşanmasına rağmen bu tecrübe çok az ülkede bir demokrasi bilincine dönüştü. Bizim açımızdan bu büyük bir kazanım." ifadesini kullandı.

Çelik, Türkiye'nin demokrasisini işleten, seçim yapabilen, milletin önüne kararlar için sandık koyabilen bir ülke olduğuna değinerek, bundan sonrasında da bu tip vahşi oluşumlara, bu tip saldırganlıklara karşı en büyük güç ve kuvvetin demokrasiyi diri tutmak, demokratik olgunluğu korumanın unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: