5. Türk Tıp Dünyası Kurultayı

TBMM Başkanı Binali Yıldırım:- "Sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında çalışan herkesi ülkemizde yatırım yapmaya, faaliyet göstermeye, tecrübelerini, buluşlarını, patentlerini, Ar-Ge faaliyetlerini yapmaya davet ediyoruz. Bu açık bir davettir. Her tür
5. Türk Tıp Dünyası Kurultayı

İSTANBUL (AA) - TBMM Başkanı Binali Yıldırım, sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında çalışan herkesi Türkiye'de yatırım yapmaya, faaliyet göstermeye, tecrübelerini, buluşlarını, patentlerini, Ar-Ge faaliyetlerini yapmaya davet ettiklerini belirterek, "Bu açık bir davettir. Her türlü desteği vereceğimizi de bu noktada söylemek istiyorum. Gerek kendi potansiyelimiz, gerekse bölgesel bir çekim merkezi olmak bakımından Türkiye’de yapılacak yatırımlar, çalışmalar mutlaka karşılığını bulacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ve DSÖ iş birliğinde, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) öncülüğünde "Kronik Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar" temasıyla düzenlenen 5. Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nın açılış programı ve Aziz Sancar Bilim, Teşvik ve Hizmet Ödülleri Töreni, TBMM Başkanı Yıldırım, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın katılımıyla gerçekleştirildi.

Programda katılımcılara hitap eden Yıldırım, son 15 yıllık hükümetlerin yaptığı işlerin başında iki alanın ön plana çıktığını, bunların sağlık ve ulaşım olduğunu dile getirerek, "Hakikaten Türkiye, dünyada sağlıkta son 15 yılda büyük bir değişim, dönüşüm gerçekleştirdi. Keza ulaşımda, iletişimde de benzer bir olayı gerçekleştirdik." diye konuştu.

Yıldırım, her şeyden önce sağlıkla ilgili altyapının ve hastanelerin fiziki şartlarının iyileştirildiğini, tedavi imkanlarının geliştirildiğini, hastanelerin en son teknolojiye sahip araçlarla donatıldığını vurgulayarak, artık dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşların helikopterlerle, uçak ambulanslarla ülkeye getirilebildiğini kaydetti.

Yıldırım, hekim sayısının az olduğunu ancak son 15 yılda açılan üniversiteler, tıp fakülteleri dikkate alındığında hekim açığının da biteceğini söyledi.

Konuşmasında sağlık çalışanlarına yönelik şiddete de değinen Yıldırım, "Doktora şiddeti şiddetle kınıyoruz. Bırakın doktoru bir insana şiddetle muamele etmek bizim geleneğimize, inancımıza asla hoş görülmez, kabul edilemez. Bu bakımdan gerek hastaların hakkını, hukukunu koruyacak, gerekse şifa dağıtmaktan başka işi olmayan doktorlarımızın güvenliğini teminat altına alacak çalışmaları Sağlık Bakanımız yapıyor." şeklinde konuştu.

Yasal düzenlemeleri hiçbir olay olmadan sükunetle, her yönüyle düşünüp, taşınıp yapmak gerektiğini ifade eden Yıldırım, Sağlık Bakanı Koca'nın bu konuda çok azimli olduğunu dile getirdi.

Yıldırım, "Tabii geldiğimiz nokta, iddia ile söylüyorum, dünyada sağlık kapsama alanı bakımından bizden daha iyi ülke yok. En gelişmiş ülke, adı lazım değil, 50 milyon insan hiçbir sağlık güvencesine sahip değil. Türkiye'de sağlık şemsiyesi altında olmayan hiçbir vatandaşımız yok. Bunu başardık." şeklinde konuştu.

- "Sizlerin çalışmaları ışığında yaşadığımız dünyayı daha güzel hale getireceğiz"

TBMM Başkanı Yıldırım, ortalama insan ömrünün savaş dönemlerinde, eski yıllarda 30 yaşa kadar düştüğünü ama artık teknolojinin gelişmesi, tıptaki imkanlar ve refah artışıyla birlikte ömrün de uzadığını aktararak, tıp ve ilaç biliminin gayretleriyle kitlesel savaşların azalması sayesinde insanların ortalama hayat süresinin yıldan yıla uzadığını ifade etti.

Yıldırım, 7,5 milyarı bulan bir dünya nüfusunun olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Karşımızdaki bu fotoğraf bize aynı zamanda sağlık başta olmak üzere, çeşitli alanlarda sıkıntıların, çarpıklıkların büyüklüğüne de işaret ediyor. Bir tarafta 700-800 milyon insan yokluktan, açlıktan ölümle karşı karşıya kalırken, bir o kadar insan da zayıflamak için gayret ediyor. Obeziteyle mücadele ediyor. Aynı şekilde silahlanmaya harcanan paranın çok az bir miktarını dünyada temiz su kaynağı için ayırsak bu hastalıkların birçoğunu defetme imkanına sahibiz. Sağlık hizmetlerindeki dengesizlik bu fotoğrafın ayrılmaz bir parçasıdır. Günümüzde dev bir ekonomi haline dönüşen sağlık endüstrisinin sadece bu maliyeti karşılayabilen ülkelere ve toplumlara çalışıyor olması da başka bir sorun alanı. Birleşmiş Milletlerin daha adil, daha hakkaniyetli, etkin bir yapıya kavuşturulması yönündeki Cumhurbaşkanımızın çağrısının bu noktada da ne kadar anlamlı olduğu bir kez daha ortadadır. İnsanların ve toplumların daha adil bir gelecek konusundaki beklentilerini canlı tutmak biz yöneticilerin en büyük görevleri arasındadır. Elbette bu mesele bilim insanlarından önce siyasetçilere düşmektedir. Ama unutmayalım ki siyasetçilere de yol gösterecek olan bilim insanlarıdır. Sizlerin çalışmaları ışığında hep birlikte, yaşadığımız bu dünyayı daha güzel hale getireceğimize yürekten inanıyorum."

- "İnsanlar ölüyor ama insanlık ölmesin istiyoruz"

Yıldırım, Suriye'de devam eden savaşa değinerek, Türkiye'nin 3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını anımsattın. Yıldırım, "Biz bu kardeşlerimizle aşımızı, işimizi, evimizi paylaşıyoruz. Bunu bazı ülkeler anlamakta zorlanıyor. Bunu da biz anlıyoruz çünkü bizim geçmişimizde insanlık var. Darda, zorda olanlara yardım etmek var. Biz bu geleneği geleceğe taşımak için gayret gösteriyoruz." şeklinde konuştu.

Mülteciler için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadıklarını aktaran Yıldırım, "Tabii diğer ülkeler sağ olsun sırtımızı sıvazlıyorlar, 'Aferin ne kadar güzel yapıyorsunuz' diyorlar o kadar. 'Hadi siz de bir el atın' deyince ortada kimse yok. Biz yapmaya devam edeceğiz. İnsanlık ölmedi. İnsanlar ölüyor ama insanlık ölmesin istiyoruz. Onun için de biz bu görevimizi sürdürmeye devam ederken, bir yandan da bölgedeki istikrarsızlığın, terörün sona ermesi için gereken her türlü inisiyatifi başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere alıyoruz. Bugün işte Rusya, Fransa, Almanya ve Türkiye başkanları, Cumhurbaşkanları bir arada bu meseleyi konuşuyorlar. İnşallah bir çözüm üretilir, artık bu trajedi bir an önce son bulur." ifadelerini kullandı.

Kurdukları sistem sayesinde Türkiye'deki mültecilerin hepsinin tüm şehirlerdeki sağlık kuruluşlarından yararlandığını, ilaçlara erişimin de ücretsiz olduğunu belirten Yıldırım, gıdadan barınmaya, eğitimden istihdama kadar her konuda Türkiye'deki sığınmacıları insani şartlarda yaşatmanın gayreti içerisinde olduklarını kaydetti.

Yıldırım, "Bu hizmetleri paramız çok olduğu veya mecbur olduğumuz için veriyor değiliz. Bizden katbekat daha ilerideki ülkelerin mültecilere nasıl davrandığını görüyoruz, şahit oluyoruz." diyerek, şunları kaydetti:

"Uzun uğraşlar neticesinde Suriye'de güvenli bölgeler oluşturuldu. Özellikle Fırat'ın batısında 250 kilometrelik bir alan tamamen terörden, DEAŞ'tan, PKK'dan temizlendi, şimdi sıra Fırat'ın doğusuna geldiğini, orayı da inşallah temizleyeceğiz. Çünkü hiçbir vatandaşımızın can ve mal güvenliği tehdit altında olamaz, buna rıza gösteremeyiz. Sizler, 4 milyona ulaşan bu mültecilere sadece sağlık hizmeti vermenin ne anlama geldiğini en iyi anlayan insanlarsınız. 4 milyon bazı ülkelerin nüfusundan daha fazla."

Tüm bu hizmetleri bir beklentiyle değil, insani ve İslami sorumlulukların gereği olarak yaptıklarını dile getiren Yıldırım, buna rağmen Türkiye'nin bölgede attığı adımların hala yeteri kadar takdir edilmediğini, destek olunmadığını ifade etmekte fayda olduğunu söyledi.

TBMM Başkanı Yıldırım, "Kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan biz topraklarımız içinde ve dışında insanlığın gereği olarak hizmetleri mağdurlara, mazlumlara ümit kapısı olmayı sürdüreceğiz. Böylece kendi vicdanımızı rahatlatırken tüm insanlığın onurunu da kurtarmak için gayret gösteriyoruz." diye konuştu.

Teknolojinin hayatın her alanında olduğu gibi, sağlık alanında da yeni gelişmelerle çığır açtığını belirten Yıldırım, Türkiye'nin bu büyük dönüşümde yer almasını arzuladıklarını, bunun için sağlık teknolojileri alanına özel önem verdiklerini kaydetti.

Yıldırım, üniversitelerin, bilimsel araştırma kuruluşlarının, özel sektörün desteklenmesi başta olmak üzere, bu hedefe gidecek yolun sonuna kadar açık tutulması hususunda kararlı olduklarını aktararak, "Sağlık bilimleri ve teknolojileri alanında çalışan herkesi ülkemizde yatırım yapmaya, faaliyet göstermeye, tecrübelerini, buluşlarını, patentlerini, Ar-Ge faaliyetlerini yapmaya davet ediyoruz. Bu açık bir davettir. Her türlü desteği vereceğimizi de bu noktada söylemek istiyorum. Gerek kendi potansiyelimiz, gerekse bölgesel bir çekim merkezi olmak bakımından Türkiye’de yapılacak yatırımlar, çalışmalar mutlaka karşılığını bulacaktır." diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: