80'inden sonra iğne oyası öğrendi

Kırşehir'de, çocukluk ve gençlik yıllarında okuma ve meslek sahibi olma amacına ulaşamayan 83 yaşındaki Hatice nine, 3 yıl önce başladığı iğne oyası kursunda azmiyle gençlere örnek oluyor.
80'inden sonra iğne oyası öğrendi

Kırşehir'de yaşayan 83 yaşındaki Hatice nine, 3 yıl önce başladığı kursta öğrendiği iğne oyasıyla sevdiklerine hediyelik eşyalar yapıyor.

Kırşehir Belediyesi Aile Yaşam Merkezindeki iğne oyası ve dantel nakışı kurslarına katılarak yazmadan mevlit örtüsüne, takıdan fulara kadar çeşitli el işi ürünleri yapan Hatice Arıöz, ürünlerini eşe, dosta ve yakınlarına hediye ediyor.

Çocukluk ve gençlik yıllarında okumayı ve meslek sahibi olmayı çok istediğini belirten Arıöz, anne babasının okutmaması nedeniyle amacına ulaşamadığını, kendisinin ise 4 çocuğunu okutarak meslek sahibi yaptığını söyledi.

Onların ardından torunlarını da büyüttüğünü ifade eden Hatice Arıöz, eşi Cevdet Arıöz ile evde baş başa kalınca yarım kalan hayalini hayata geçirmek amacıyla 80 yaşında kurslara başladığını belirtti.

Üç yıl önce okuma yazma kursuna yazıldığını, ancak tansiyon sorunu nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldığını dile getiren Arıöz, "Okuma yazma kursuna çok da hevesli geliyordum. Heyecanımdan tansiyonum çıktı. Okumam kaldı, devam edemedim. Evde beyim yaşlı. İkimiz de oturuyoruz. Ayaklarımız uyuşuyor, ellerimiz keçeleniyor. Sabaha kadar ağrıdan yatamıyordum. Sabah kalktım mı yine çalışmak, hareket etmek istiyorum. Bu sağlığımı önce Allah'a sonra çalışmama ve hareket etmeme borçluyum. Allah'ıma sayısız şükürler olsun iki taraflı götürüyorum. Evvela Allah'ıma borcumu ödüyorum, sonra da buraya geliyorum." dedi.

Hatice Arıöz, 3 yıldır Aile Yaşam Merkezindeki kurslara devam ettiğini, üretim yapmanın ve bu şekilde boş zamanlarını değerlendirmenin mutluluğunu yaşadığını anlattı.

Genç kursiyerlerin yaptıklarını yapmak istediğini dile getiren Arıöz, şöyle konuştu:

"Arkadaşları, buradakileri, üretenleri seviyorum. Kendilerine katkı yapıyorlar, evlerinin ihtiyacı için satıyorlar. Ben de öyle yapıyorum. Sevdiklerime, çoluğuma çocuğuma hediye yapıyorum. Kime ne versem seviniyorum, gururlanıyorum. Vaktimi burada geçiriyorum. Yazma, mevlit örtüsü, takı, fular yapıyorum. Gözüm ne görürse onu yapmak istiyorum. İçten gelecek, 'yaşlıyım' diye oturmayacaksın. Yaşlandıkça kafanı çalıştıracaksın. 'Ben yaşlıyım oturayım' demek olmaz, ayıp olur. Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya, yarın ölecekmiş gibi öbür dünyaya çalışacaksın. İçimden geliyor. Hep şu gençlerin yaptığını yapmayı istiyorum. Yeter ki hastalık olmasın. Nereye kadar giderse çalışmayı istiyorum."