'AB terörle mücadele etmek için başkalarını ikna edemez'

Dışişleri Bakan Çavuşoğlu, "Terör örgütünün liderleri AB kurumları tarafından karşılanırken, AB terörle mücadele etmek için başkalarını ikna edemez." dedi.
'AB terörle mücadele etmek için başkalarını ikna edemez'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Terör örgütünün liderleri AB kurumları tarafından karşılanırken, AB terörle mücadele etmek için başkalarını ikna edemez." dedi.

Çavuşoğlu, Slovenya’nın Bled kasabasında düzenlenen Bled Stratejik Forumu'nda, “Avrupa Birliği'nin Siyasal Yörüngesinin Kademeli Çözülmesi ve Avrasya Bölgesinde Yeni Jeopolitik Yapılanma" konulu konuşma yaptı.

Çavuşoğlu, AB’nin üye devletlerin tek başına yapamayacağı şeyler başardığına dikkat çekerek, AB’nin küresel siyaset ve ekonomide global bir aktöre dönüştüğüne vurgu yaptı.

Son 10 yıldaki gelişmelerin “AB rüyası” ifadesinin “AB krizleri” olarak değiştiğini belirten Çavuşoğlu, bunun sebebinin “yörünge modeli üyelik” sisteminde yattığını söyledi. Çavuşoğlu, bu modelin, bütün Avrupa bölgesindeki ülkeleri AB’nin siyasi yörüngesine sokmak istediğine dikkati çekti.

AB’deki durumun ortak ilkeler ve değerler konusunda da hiç iç açıcı olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, Avrupa’nın bazı bölgelerinde ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’nin artık marjinal hareketler olmadığını söyledi. Çavuşoğlu, merkezdeki bazı siyasetçilerin bile aşırıcı grupların söylemlerini benimsediğinin altını çizdi.

"Empoze ederseniz, bölünmeye yol açacak"

Avrupalı liderlerin, birbirlerini ve üçüncü dünya ülkelerini eşit olarak görmeye ihtiyaçları olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, artık kimsenin kimseden ders dinlemek istemediğini ifade etti. Çavuşoğlu, "Eğer belli bazı politikaları, farklılıklara saygı duymadan tek taraflı olarak empoze ederseniz bu, sadece bölünmeye yol açacaktır. Diğerlerinin yasal çıkarlarına daha fazla dikkat etmeye ihtiyacımız var. Özellikle Avrupa kıtasının ana aktörlerinin." diye konuştu.

AB'nin, birliğin fonksiyonlarının nasıl çalıştığına ilişkin mevcut zihniyeti değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, liderlerin ve bürokratların daha yapıcı ve yaratıcı olmaya ihtiyacı bulunduğunu kaydetti.

Sözde "katılım müzakerelerinin" çok söylenen bir hikaye olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, AB'nin vize serbestisi için karşılanmasını istediği bir maddenin "terörün tanımı" ile ilgili olduğunu hatırlattı.

"O artık bugünün gerçeklerini yansıtmıyor"

Vize Serbestisi Yol Haritası'ndan 72 maddenin yıllar önce yapıldığını ve tarihinin geçtiğini ifade eden Çavuşoğlu, "O artık bugünün gerçeklerini yansıtmıyor. Bununla birlikte bu maddeler, vize serbestisi görüşmelerini sakatlamaktadır. O hatta düzensiz göçe karşı anlaşmamızın uygulanmasını riske etmektedir. Fakat şimdiye kadar Avrupalı dostlarımızı ikna edemedik ve eğer düzensiz göç anlaşması bozulursa hepimiz kaybedeceğiz. Şimdi sizlere sormak istiyorum; bu müzakere midir?"

"AB, terörle mücadele etmek için başkalarını ikna edemez"

AB'nin kapsayıcı, çok kültürlü ve çok dinli olması halinde halen Avrupa'nın motoru ve küresel aktör olabileceğini kaydeden Çavuşoğlu, "Milyonlarca Müslüman Avrupa'nın ortasında ayrımcılığa uğrarken, AB liberal değerlerin öncülüğünü yapamaz. Yüz binlerce sığınmacı sınırların öte tarafında korumasız kalırken, AB insani değerleri savunamaz. Terör örgütünün iderleri AB kurumları tarafından karşılanırken, AB terörle mücadele etmek için başkalarını ikna edemez. Brüksel'in, diğer bölgesel ve küresel aktörleri dikkatlice dinlemeye ve onların çıkarlarını anlamaya ihtiyacı var." diye konuştu.

AB liderlerinin ve bürokratlarının tutum ve düşüncelerini değiştirmeye ihtiyacı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye yardıma hazırdır. Fakat bizim aynı kararlılığı Brüksel'den görmeye ihtiyacımız var. Eğer diğerlerini anlamaya çalışır ve gerçekten saygı duyarsak, bütün tehdit ve tehlikelere çözüm bulabiliriz." ifadelerini kullandı.

"Tarih konusunda karar vermek tarihçilerin görevidir"

Alman Meclisi'nin Ermeni tasarısını kabul kararının kabul edilebilir olmadığını yineleyen Bakan Çavuşoğlu, "Tarih konusunda karar vermek tarihçilerin görevidir, siyasilerin görevi değildir ve siyasilerin tarihle ilgili karar vermesi bizim için kabul edilebilir bir durum değildir. Biz büyükelçimizi tekrar görüşmeler sağlamak için geri çağırdık, fakat Alman Hükümeti tarafından gerçekleştirilen açıklamalar ve soykırım kelimesinin yasal bir kelime olduğu, hukuki bir kelime olduğu konusunda ki görüşlerim aslında hukuki olarak bir soykırımın olup olmadığıyla ilgili hukuki bir karar olması gerekir. Uluslararası sözleşme çok açıktır, biz Türk Büyük Millet Meclisi olarak hiçbir zaman başka ülkelerin tarihini yargılamak gibi bir şeye girişmedik. Tarih sayfasını açacak olursak, Avrupa’nın tarih sayfalarını açacak olursak, bugünkü Avrupa’daki siyasilerin hiçbirisi özellikle Batı siyasetçilerinin hiçbirisi birbirlerinin yüzlerine bakamazlar." diye konuştu.

"Türkiye artık ikinci sınıf bir ülke değil"

Almanya'nın Türkiye'ye kötü davranması halinde Türkiye'nin de aynı şekilde davranacağını hatırlatan Çavuşoğlu, "Fakat kimse Türkiye’den şunu beklemesin, Türkiye'ye kötü davranmaya devam edelim, ama Türkiye bize son derece iyi davranmaya devam etsin diye kimse bir beklenti içerisinde olmamalıdır. Türkiye çok fazla değişti, Türkiye artık ikinci sınıf bir ülke değildir." değerlendirmesinde bulundu.

"Rusya iki boru hattı inşa etmek istiyor"

Rusya ile ilişkilerin normalleşmesiyle yeni projelerin hayata geçirileceğini belirten Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Rusya iki boru hattı inşa etmek istemektedir. İlki Türk pazarına yönelik bir boru hattıdır ve şu anda bizim Batı'dan satın almış olduğumuz doğalgazın yerine geçebilir. İkinci boru hattı ise Avrupa pazarına yönelik olacaktır. Rusya şu anda bu pazarı garanti altına almak istemektedir, bu sebeple Türkiye de bir enerji merkezi konumundadır, birçok boru hattı, doğalgaz veya petrol boru hattı Türkiye üzerinden geçmektedir, birçok proje Türkiye üzerinden geçmektedir doğudan batıya, kuzeyden güneye. Ve şu anda ilişkilerimizi İsrail’le de normalleştiriyoruz. Akdeniz’in bu bölgesinde de önemli zenginlikler olduğunu görüyoruz ve Kıbrıs konusunda da adımlar atıldıktan sonra, bölgedeki bu ülkelerle de iş birliğine geçeceğiz ve aslında transit ülkesi olacağız, bu projeler için de."