ABD'yi zora sokacak tarihi itiraf

ABD Temsilciler Meclisi hiçbir gerçekliği olmayan sözde Ermeni Soykırımı’nı kabul ederek kendi arşivlerini yalanladı.
ABD'yi zora sokacak tarihi itiraf

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın konuyla ilgili “Harbord Askeri Heyeti Raporu” kitabı gerçekleri tüm detaylarıyla ve tarihi kaynakların ışığında su yüzüne çıkartıyor. Rapordaki bir diyalog ise dikkatlerden kaçmadı.

ABD Temsilciler Meclisi hiçbir gerçekliği olmayan sözde Ermeni Soykırımı’nı kabul etti. Bunu yaparken de hiçbir tarihi kaynağa esas almadılar. Barış Pınarı Harekatı’nın başarıya ulaşmasına 100 yıl önce ortaya atılmış bir yalanla karşılık vermeye çalıştılar.

r1-012.jpg

ABD ARŞİVİNDE IŞIK TUTAN RAPORLAR

Ancak ABD Ulusal Arşivlerine bakılsa, bizzat Amerikalı Tümgeneral James G. Harbord’un o döneme ışık tutan raporunu bulacaklardır.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın konuyla ilgili “Harbord Askeri Heyeti Raporu” kitabı gerçekleri tüm detaylarıyla ve tarihi kaynakların ışığında su yüzüne çıkartıyor.

Kitap; ABD Kongresi’nin onayı ile ABD Başkanı Woodrow Wilson’un 1 Ağustos 1919 tarihinde Tümgeneral James G. Harbord Başkanlığındaki askeri bir heyeti Anadolu ve Kafkaslardaki durumu incelemek, gerçekleri araştırmak üzere İstanbul’a gönderdiğinden bahsedilerek başlıyor.

r2-010.jpg

RAPORDAN ARA BAŞLIKLAR

Teknik hazırlıklar ve bir Amerikan kargo gemisi olan USS Martha Washington’un görevlendirilmesinin ardından ve birtakım zorluklar yaşandıktan sonra heyet Paris’ten 20 Ağustos 1919’da, gemi ise Brest Limanı’ndan 25 Ağustos günü ayrıldı.

Heyet üyeleri Çanakkale Boğazı’ndan geçerken Çanakkale Savaşı’nda yaşananları yad ederek gerçekleri propagandadan ayırmaya çalıştılar. Harbord o günlerdeki Ermeni meselesi konusundaki duygularını şöyle açıklıyordu.

ÇARPICI CEVAP: 'BEN BİLE İKİ DEFA KATLEDİLDİM'

“Biz tam anlamıyla Ermenistan’ı ve oradan gelen üzücü haberleri düşünüyorduk. Yazılıp çizilenlerin çoğu bir başka olayda propaganda olarak kullanılabilecek nitelikteydi. Ancak zavallı Ermenistan hakkında sorgulayacağımız şahitler çok yakın sahada da göreceğimiz gibi kusursuzlardı. Heyet üyelerimizden biri Paris’te karşılaştığı bir Ermeni’den bahsetti. Kendisine Ermenistan’la ilgili haberlerin gerçekten anlatıldığı kadar kötü olup olmadığını sorduğumda bu Ermeni ‘evet, oldukça kötü. Neden? Çünkü ben bile iki defa katledildim ’diye cevap vermişti.”