Adı gibi 'Özgür' bir Türkiye için şehit oldu

Darbe girişimine engel olmak için vücudunu cuntacıların silahlarına siper eden 17 yaşındaki Özgür, adı gibi özgür bir Türkiye için şehit oldu.
Adı gibi 'Özgür' bir Türkiye için şehit oldu

Darbe girişimine engel olmak için 15 Temmuz gecesi sokağa koşan 17 yaşındaki Özgür Mustafa Şahbaz, Genelkurmay Başkanlığı önünde helikopterden açılan ateş sonucu babası Ayet Hoca Camisi imamı Möhyeddin Şahbaz ve iki kardeşinin gözleri önünde şehit oldu. 

Oğlunun 11 Eylül'de 18 yaşına gireceğini belirten baba Şahbaz, olay günü yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Baba Şahbaz, 15 Temmuz akşamı oğlunun işten geldiğini ve hep birlikte televizyondan gelişmeleri izlediklerini ifade ederek, İstanbul'daki görüntüler üzerine ilk olarak bunun terörist bir faaliyet olduğunu düşündüklerini söyledi. TRT'de okunan bildiri ve darbe girişimi olduğuna yönelik açıklamayla şok olduklarını vurgulayan baba Şahbaz, "Beynimizden vurulmuşa döndük. Bir darbenin arifesinde daha olmak korkutucuydu. 'Ne yapabiliriz' diye düşündük. Böyle bir şaşkınlık içerisindeyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını duyduk. Durumun vahametini kavramaya başladık." dedi.

"Rabbim, inşallah bu millete böyle bir şey bir daha yaşatmasın"

Şahbaz, çağrı üzerine çocuklarına, dışarı çıkmaları ve ellerinden geleni yapmaları gerektiğini ifade ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Özgür'e 'Bugün yorgunluk günü değil.' dedim, üç oğlum ve yeğenimle çıktık. Arkadaşlarıma da 'Bugün hem fiili hem kalbi olarak dualarımızı eksik etmeyelim.' diye mesaj attım. Dikmen Caddesi'nden aşağı indik, kalabalığı gördük. Benzin kuyruğu vardı, bankamatiklerin önünde kuyruk vardı. Garibimize gitti.

Sonra ilerledik ve arabayı Kocatepe Camisi'nin oraya çektik. Orada bir aile daha vardı, birlikte Kızılay'a doğru inmeye başladık. Yaşlı teyzelerin sopalarına dayanarak zar zor yürüdüğünü gördük, polis arabaları ezilmişti. Kalabalık, bizi Genelkurmay Başkanlığının oraya yönlendirdi. Silah sesleri geliyordu, ileriden yaralılar geliyordu. Ellerimizde bayraklar ve tekbir sesleriyle yürüyorduk. O arada tanklar geldi. Biz de önlerine çıktık.

Bir teyzemiz önlerine çıktı ama onu ezecek oldular. Halk sinirlendi çünkü kendi askeri tarafından ezilecekti. Polislerin kaskları vardı, 'Siz ne yapıyorsunuz, nereye gidiyorsunuz. Bu halk kimin, siz kimin askerisiniz?' diye onlar tanklara fırlatıldı. Tank namlusunu indirdi ve polis arabasına taktı. Biz, kendimizi zor attık kenara. Tankın ileride, insanları köprüden aşağı attığını ve ezdiğini gördük. İnsanlardan bazıları, Genelkurmay Başkanlığının duvarından içeri atladı ve silah sesleri artmaya başladı. Çocuklarımla Genelkurmayın duvarının dibine geçtik. O arada, helikopter geldi ve Genelkurmayın önünde alçaldı. Sonra meydana geldi ve üzerimize kurşun sıkmaya başladı. Çocuklarımın hepsini bir araya toplamıştım. Sonra bir baktım ki yavrumuz, cansız yatıyordu. Olay yerinde vefat etti. Sol tarafında on santimetre çapında yara açılmıştı, iç organları dışarı düşmüştü. Kanamaya müdahale edemiyorduk."

Ambulanslara da ateş açıldığını anlatan baba Şahbaz, diğer oğlu Muhammed'in de kafasına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralandığını söyledi. Baba Şahbaz, "Yeğenim de bayılıp düştü, Akay Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralı oğlumu da hastaneye götürmeye çalıştık, yolda o da bayıldı." diye konuştu.

Baba Şahbaz, uzun süre eşine oğlunun şehadet haberini veremediğini ifade ederek, "Nasıl söylenir ki? Bir türlü söyleyemedik. Kara bir geceydi. Rabbim, inşallah bu millete böyle bir şey bir daha yaşatmasın." dedi.

"Adı gibi özgür yaşadı"

Şehit oğlu Özgür Mustafa'nın tatile gidebilmek için para biriktirdiğini, 18 yaşına geldiğinde, ehliyet alır almaz araba sahibi olabilmeyi hayal ettiğini anlatan Şahbaz, "Hız tutkunuydu. Adı gibi özgür yaşadı. Allah, ona şehitlik nasip eyledi." ifadelerini kullandı.

Türk milletinin kurtuluş ruhunu yeniden tattığını anlatan Şahbaz, "Korku, yanımıza gelmedi. Vatan mevzubahis olunca, gerisi teferruat. Elbette gideceğiz, çünkü gitmemiz lazım. Muhakkak gideceğiz. O gün biz bile bile çıktık. Rabbim, şehitliği ona nasip etti. Şehit babası olmak da güzel bir duygu. Rabbim, o şehadeti hepimize nasip eylesin. İnşallah bir daha öyle bir ortam oluşmaz ama olursa, ölümüne gözü kapalı tekrar gideriz."