Ah! Bir Gazeteci olsaydım…

Gazetemiz Yazıişleri Müdür Hayrettin Atak bugünkü yazısında "İyi bir gazeteci olsam şunları sorup haber yapmak isterdim" diyerek Konya'daki bürokratlara ve STK'lara sorulması gereken kritik soruları mizahi bir dille dile getirdi.
Ah! Bir Gazeteci olsaydım…

Atak'ın yazısından bir bölüm şöyle: 

İyi bir gazeteci olsam şunları sorup haber yapmak isterdim;

Ahmet Davutoğlu’na; Nasılsınız? 

Eski Vali Muammer Erol'a; Herkesi bu kadar memnun etmek yorucu olmadı mı?

Yeni Vali Canbolat'a; Türkiye’nin en sorunlu şehrinden, en huzurlu şehrine gelecek olmak sizde nasıl bir  ruh hali oluşturdu?

Başkan Tahir Akyürek'e; Ramazanda da itikafa girecek misiniz?

Musa Arat'a; Yeni Yönetimle aranızda sorun var mı? İl Yönetimi toplantılarınızda neler konuşuluyor bu aralar?

Bazı kurumlara ve başındaki isimlere; Ne kurumlarınızın binalarının ne de sizin Google’da herhangi bir fotoğrafının olmadığının farkında mısınız? Bugüne kadar hiç mi haber yapma gereği duymadınız. Ya da yapılmadınız? En doğru soru; “Bu kadar korku niye?” Haber yapılmadınızsa bile kendi fotonuzu kendiniz atma gereği hissetmediniz mi? 

Bazı Milletvekillerine; Google’da sizin de resimlerinizin olmadığını biliyormusunuz? Ayrıca bir basın açıklaması için neden bu kadar nazlanıyorsunuz? 

Kurumların Basın Bürolarına; Gönderdiğiniz basın bültenlerin de müdürlerinizin soy ismini neden büyük yazıyorsunuz ki? Gönderdiğiniz iç yazışma değil, basın bülteni sanıyorum…    

Hüsnü Bozkurt’a; Konya’da kaç bina sağlam ki. Tapu Müdürlüğüne taktınız?

Ali Akpınar;  Konya’da herkese hem bu kadar yakın, hem bu kadar uzak olmayı nasıl becerebiliyorsunuz? 

Caner Arabacı’ya; Sizi defalarca arayan, yetmedi defalarca mesaj atan birine nezaketen dahi olsa geri dönmemek kimin geleneğidir? Mehmet Akif yapar mıydı mesela böyle bir şey? Geri dönmüş olsanız o gencin geleceğe olan itimadını artırmış olmaz mıydınız?

Orhan Çeker’e; Buhari’ye atfedilen bir hikaye var; Hani ineğini ot verir gibi yaparak kandıran birinden Hadis nakletmediğine dair. Pe ki bu olay doğruysa, kendisiyle konuşan bir gazetecinin sırf yarım kalan röportajını tamamlamak için sizi defalarca aramasına ve mesaj atmasına rağmen dönmeyen kişiden fetva alınır mı? Bu o Gazeteciyi yarı yolda bırakmak değil midir?

Mustafa Özdemir’e; Neşenizden ve sıcaklığınızdan çok az bir kısmını Konya’ya dağıtmayı düşünür müsünüz? Çok ihtiyacı var çünkü…Hem o azıcık kısım bütün Konya'ya yeter bilesiniz... 

STK yöneticilerine; İkide bir niye küsüyorsunuz?

NEÜ’ye; Bu kadar uzağa Kampüs yaparken Büyükşehir’e sordunuz mu hiç biz bu kadar öğrenciyi oraya rahat taşıyabilir miyiz? diye.  

Mevlana’ya iki soru...

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN