Aileler dikkat! Çocuğunuzun can güvenliği tehlikede..."Ölüm oyunu"

Pubg çılgınlığı, Mavi Balina derken sanal alem artık çocukların can güvenliğini de tehdit eder hale geldi.
Aileler dikkat! Çocuğunuzun can güvenliği tehlikede..."Ölüm oyunu"

Pubg çılgınlığı, Mavi Balina derken sanal alem artık çocukların can güvenliğini de tehdit eder hale geldi. Son günlerde yaşanan intihar vakalarına, son olarak dün Bursa’da bir yenisi daha eklendi. Oyunlarda verilen komutlarla çocuklara bir takım telkinlerde bulunulduğunu ifade eden Uzman Psikolog Cüneyt Kaya, ailelerin de teknoloji kullanımında bilinçlenmesi gerektiğini söyledi.

Özellikle son yıllarda akıllı telefon ve tablet kullanım yaşı hayli geriledi. Artık neredeyse her çocuk teknolojinin sunduğu nimetlerden fazlasıyla yararlanıyor. Fakat, bu durum beraberinde birtakım sıkıntıları da getiriyor. Bunlardan en önemlisi ise mobil oyunlara bağımlılık ve bu bağımlılıklar sonrasında ortaya çıkan olumsuzluklar. Teknolojinin faydaları kadar, zararlarının da çok önemli boyutlara ulaştığına dikkat çeken Uzman Psikolog Cüneyt Kaya; “Teknoloji ve iletişim bize fayda sağladığı gibi yanlış da etkileyebilir. Gelişmemiz açısından katkıları olduğu kadar, psikolojik ve sosyal açıdan da insana kötü etkileri olduğu da bir gerçek. Bu konuda henüz kişilik yapısı oturmamış, henüz savunma mekanizması gelişmemiş çocukların, maalesef bunun olumsuz tarafından etkilendiğini söyleyebiliriz. Mesela, doğrular ve yanlışlar konusunda değer yargıları gelişmemiş bir çocuğun, teknolojik ortamdan edindiği bilgileri sorgulamadan doğru gibi kabul etmesi, gerçek gibi algılaması ve bütün dünyaya bu gözle bakması bir dezavantaj olabilir. Ama avantaj açısından bakarsak eğitme noktasında insanoğlunun eskiye nazaran çok daha hızlı ve daha sınırsız bir şekilde bilgiye ulaşabildiğini söyleyebiliriz. Günümüzde çocukların en çok yaşadığı dar boğaz, gerçek dünyada yapamadıklarını, sosyal hayatta gösteremedikleri davranışları sanal alemde sergileyebilmesi. Gerçekte haksızlığa uğradıkları zaman ya da bir konuda itiraz etmek istedikleri zaman bunu yapamayan çocuklar sanal alemde farklılaşabilirler. Bu çocuklar duygu ve düşüncelerini ifade etmezler. İnsanların onları yargılayacağı, dışlayacağı, sevmeyeceği gibi önyargılara kapılarak kendileri olmaktan vazgeçerler. Adeta bir gölge birey gibi yaşarlar. Gerçekte gösterdikleri bireylerse birer maskedir” diye konuştu.

2-20181220232727.jpg

“EBEVEYNLERE DERS VERİLMELİDİR”

Teknolojinin getirdiği problemlerin sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın evrensel problemi olduğunu belirten Kaya; “İşte tam da bu noktada çocuklarımızın da kişilik özelliklerinin daha kötü yönde etkilenmemesi için, daha doğru ve sağlıklı birer karakter olmaları için onların eğitimlerinden birebir sorumlu olan, anne, baba ve öğretmenlerin, teknoloji kullanımı konusunda çok daha dikkatli davranmaları gerekmektedir. Hatta anayasal olarak devlete verilen bir görev vardır. Bu da nedir? ‘Milleti her türlü tehlikeden korumak.’ Bu kapsamda nasıl ki uyuşturucu ve sigara gibi bağımlılık yapan konularda devlet bir şeyler yapabiliyorsa, çocuklarımızı sanal tehlikelerden korumak da bence anayasal bir hak olarak eklenmelidir. Sanal dünyada çocuklar birçok bilgiyi doğru zannettikleri için çok daha kolay etkilenmekte ve gerçek gibi kabul etmektedirler. Bu sebeple öğretmenlerinin, anne ve babalarının verdikleri nasihatler sorgulanırken, sanal dünyada çocuk tarafından bu doğrudan kabul edilmektedir. O yüzden anne, baba, çocuk, öğretmen herkese teknolojinin nasıl yönetileceğinin dersi verilmelidir. Özellikle kişilik yapısı oturmamış çocukların eline tablet, telefon, bilgisayar verilmemesi kanaatindeyim” şeklinde konuştu.

1-20181220232727.jpg

“ÇOCUKLARIN BEYİNLERİ YÖNLENDİRİLİYOR”

Bağımlılık yapan ‘Pubg’ gibi ‘Mavi Balina’ gibi oyunlarda verilen komutların çocuklar tarafından tereddütsüz yapılması konusunda bilgiler aktaran Kaya; “İnsanoğlu telkine açık bir yapıdadır. Telkin dediğimiz bilinçaltı kodlamalardır. Bu yeni bir konu değildir. Esasında yüz yıllık bir konudur. Bizim hipnoz dediğimiz etkileme şeklidir. İnsanları sözlerle etki altına alarak, onları bir takım tercihlerde bulundurmak, bir takım alışkanlıklarını değiştirmek söz konusudur. Bu durum oyunlarda da, şarkılarda da, bir takım programlarda da uygulanıyor. İnsanlarının beyinleri bu şekilde yönlendiriliyor. Gelecekte bu konu daha çok araştırılacak. Oyunların, çizgi filmlerin, şarkıların içerisine yerleştirilen bazı görüntüler, bazı sözcükler, bazı davranışlar insanların yaşam biçimlerini etkilemektedir. Oyunlara gelince de söz konusu oyunlarda da gerçek hayatta yapılamayacak şeylerin rahatlıkla yapabildiğinizi görüyorsunuz. Uçaktan atlamak, insanları öldürmek, bir yerlere saklanıp ele geçirmek gibi. Ve bunun karşılığında bir şeyler kazanıyorsunuz. Bu tip oyunlar çocuk açısından baktığımızda çok çekici ama ebeveyn açısından çok tehlikeli bir unsurdur” dedi.

“BU BİR KÜLTÜREL SAVAŞTIR”

Gerçek hayatta eğlenemeyen, arkadaş edinemeyen çocuk sanal dünyada bu oyunları kendisine bir meşguliyet olarak gördüğünü söyleyen Kaya; “Çocuklarımızı biraz daha gerçek dünyaya adapte etmeliyiz.  Onları gerçek dünyadaki yalnızlıklarından çıkartmalıyız. Bu problem ancak böyle çözülebilir. Biz çocuklarımızı yalnız bıraktıkça onların da tercihleri yönlendirilmeye müsait bir duruma gelecektir. Bir süre sonra çocuk oyunu gerçekmiş gibi kabul etmeye başlayacaktır. Oyundaki şiddet oyundaki aksiyon, oyundaki duygusal boşalım artacaktır. Duygusal boşalım mesela çocuğun yenilince kızıp küfürler yağdırmasıdır. Ve bu durum bir süre sonra çocuk için normal bir davranış haline gelecektir. Çocuğun ahlaki değerleri de buna paralel olarak dejenere olacaktır. Mavi Balina oyununda verilen komutları yerine getiren çocuk eksik bir şeyleri tamamladığını düşünür. Ve böylece kendini daha mutlu ve huzurlu hisseder. Aksi durumda da fazlaca kötü hisseder. O yüzden çocuklarımızın oynadığı oyunları sadece oyun diye küçümsememiz lazım. Çizgi filmde olsa oyunda olsa, yapılan şey bir beyin yıkamadır. Bu beyin yıkama sıradan bir şey değildir. Bu kültürel bir savaşın günümüzdeki bir versiyonudur” ifadelerini kullandı.

GÜLŞEN YILMAZ / YENİ HABER GAZETESİ