7 Haziran seçim süreci Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi üzerine inşa edildi. Başarısız ve heyecanı diğer seçimlere göre oldukça düşük bir kampanyanın sonucunda mevcut tablo ile karşılaştık.

Bu seçimlerde seçmen AK Partiye açıktan bir ihtar gönderdi ve dedi ki ;

Ekonomik ve sosyal politikalar açısından kendinizi revize edin ve taleplerimize mümkün mertebe kulak verin.

 Muhalefetin asgari ücretli ve dar gelirliler ve emekliler üzerinden yapmış olduğu söylem karşısında adeta savunma yapan bir futbol takımı edasındaydı…

Önümüzde yeniden seçim var ve yeniden sandıklar Milletin önüne konulacak ve Millet yeniden karar verecek.

Kasım ayı içerisinde gerçekleşecek seçimlerde AK Parti göstereceği performans ile  yarınlara dair yeni söylemler ile kendi kaderini aslında kendisi belirleyecek.

AK Parti seçim stratejisini belirlerken bazı konularda daha hassas davranması gerekmektedir.

NEDİR BUNLAR..?

1_) 7 Haziranda alınan başarısız sonucun sorumluları konumunda olan mevcut üst yönetim ile yollar tez elden ayrılmalıdır..

Siyaseti meslek edinen yaşlı siyasetçiler evlerine dönmeli ve genç kuşak siyasetçilerinin önünde adeta set vazifesi görmekten imtina etmelidirler.

Siyaset sahnesine ve Genel Merkeze vizyonel Türkiye ve dünya siyasetini bilen genç yüzler  Genel Merkez de siyaset üretebilmelidirler.

Bu manada üç dönem kuralından kesinlikle taviz verilmemelidir.

Milletvekilliği adaylık süreçlerinde ince eleyip sık dokunmalı  ,teşkilatlardan gelen teşkilatlarda karşılığı bulunan ve tabanda karşılık bulan adaylarla kesinlikle seçime girilmelidir.

2_) Her ne kadar BAŞKANLIK sistemini sonuna kadar şahsen ve Her Yerde Adalet Platformu hukukçuları olarak savunuyor olsak da seçim beyannamesinde BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ağzına bile almaması gerekmektedir.

 Çünkü bu sistem belirli siyasi partiler ve belirli akademik gruplar ve aydınlar eli ile  diktatörlük sistemi ve federatif  yönetim, özerklik yönetimi geliyor algısı oluşturularak oy kaybına sebebiyet verecektir.

 Başkanlık Modelini ilmi veriler ışığında mevcut şartlar altında tartışılamayacağı açıkça ortadadır.

3_) Adına Çözüm Süreci denilen bu süreç hiçbir şekilde meydanlarda dillendirilmemesi gerekmektedir.

Aksine Çözüm Sürecinin demokratik açılım politikaları ile Kürt sorununun çözüme kavuşturulduğu terörle her şart ve zeminde mücadele edileceği vurgusu yapılmalıdır.

4_) Tepede ki bu değişimi tamamlar tamamlamaz partinin yerelde de teşkilatlar düzeyinde yeniden bir çalışma başlatarak Milli görüş çizgisinde olan ve topluma tepeden bakmayan toplumun içinden gelen yaşantısı ile bizden olanların yerelde siyaset yapmaları sağlanmalıdır.

5_) Her şart ve zeminde çok yaşa padişahımcı zihniyet yapısında olan birden mantar gibi biten ve türeyen gazeteci, danışman ve sözde akademik kadroyla da arasına kesinlikle ve kesinlikle bir mesafe koyması AK Partinin seçimlerde başarısı için zaruri olduğunu düşünüyorum.

6_) Vatandaşın cebine ve cüzdanına yönelik söylemlerle sahneye çıkın.

Vatandaşa istediğiniz kadar duble yollar yapın; yollarla ülkenin dört tarafını birbirine bağlayın, hızlı trenler ağı örün ne yaparsanız yapın vatandaş sadece ve sadece cebine bakar ve cebine kim ne veriyor, kim  daha fazla veriyor ya da vermeyi vaat ediyor..

Vatandaş  cebini ve kesesini düşünüyor.Başkanlık Modeli ve Yeni Anayasa umrun da bile değil..

Bu açıdan bakacak olursak gerekirse bazı büyük yatımlarda kısıtlamalara gidilip sosyal politikalara ve ekonomik iyileştirmelere  yönelik  vaatlerde bulunması gerekiyor..

Şimdilik bu kadar.. Bizden Söylemesi..

Selam ve DUA…..