AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (3)- "Doğu Akdeniz'de bulunan ve bulunacak olan her türlü doğal kaynağın adil şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attığımız adımları kararlılıkla sürdüreceğiz"- "Bur
AK Parti TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Doğu Akdeniz'de bulunan ve bulunacak olan her türlü doğal kaynağın adil şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attığımız adımları kararlılıkla sürdüreceğiz." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz'de bulunan ve bulunacak olan her türlü doğal kaynağın adil şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attıkları adımları kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti.

Bu havzadaki petrol, doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu, çıkarlarını yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Geçmişte bizim böyle sondaj veya arama tarama gemilerimiz yoktu ancak kiralama sistemleriyle dünyadan bulabilirsen kiralayacaksın, gelip bu çalışmayı yürüteceksin ama şimdi hamdolsun hem arama hem de sondaj gemileri olmak üzere bu tür 4 gemiye sahip olduk. Şimdi bu gemilerimizle Doğu Akdeniz'de bu çalışmalarımızı sürdürmeye başladık ve sürdürme süreci artarak devam ediyor. Bütün bunlarla beraber bunların korumasını, güvenliğini de aynı şekilde Silahlı Kuvvetlerimizin ilgili birimleriyle yürütüyoruz." diye konuştu.

"Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin. Bizim orada bir defa haklarımız var." diyen Erdoğan, bu hakları korumak için Türkiye'ye ait hem arama tarama hem de sondaj gemilerinin faaliyetlerini sürdüreceğini dile getirdi.

- "Fransa, sen konuşamazsın"

Bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerekli tedbiri aldığını, almaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde sözde siyaset yapanlar, 'Bu noktada niçin böyle adımlar atıyoruz?' gibi eleştiriler yapıyorlar veya yapabilirler ama bunların öyle bir derdi, sıkıntısı yok. Bunların, benim Kuzey Kıbrıs'taki soydaşlarımın hakkı nedir, bu haklar kendilerine veriliyor mu veya bu haklar konusunda bir hassasiyet var mı? Böyle bir dertleri yok ama derdimiz var. Biz diyoruz ki soydaşlarımızın, bütün o bölgede çıkan ne kadar petrol, doğal gaz varsa orada hakları var ve bu haklarının tespitinde, araştırılmasında orada Kuzey Kıbrıslı yöneticilerin de yer alması bizim başından itibaren savunduğumuz tezdir.

Burayla ilgili Fransa'nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur, garantördür. Yunanistan konuşur, garantördür. İngiltere konuşur, garantördür ama Fransa, sen konuşamazsın. Senin böyle bir yetkin yok. Sularla ilgili de yine burada ilgi alanları içerisinde olanlar varsa onların da söyleyecek bir şeyleri olabilir ama Kıbrıs'a gelince burada 3 garantör ülke var ancak bunlar konuşur."

Erdoğan, Suriye'deki krizin, Türkiye'nin güvenlik endişelerini ve insani yüklerini ortadan kaldıracak bir çözüme kavuşturulmasını sağlayacak siyasi, diplomatik ve askeri çözüm yollarını sonuna kadar zorladıklarını ve zorlamaya devam edeceklerini bildirdi.

- "Terör koridorunu, güvenlik koridoru haline getirelim"

Bu noktada en önemli konunun, terör koridoru olduğunu, bunu yapılan müdahalelerle ortadan kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Şu anda biz bu terör koridorunu istiyoruz ki bir güvenlik koridoru haline getirelim. Bunun için de bu güvenlik koridorunda, Türkiye'deki mültecilere bir yerleşim imkanı sağlayalım. Bu yerleşim imkanıyla birlikte hani konuşanlar var ya 'Biz koalisyon güçleriyiz, şuyuz buyuz' diyenler, tamam, gelin o zaman. Hadi, verin desteklerinizi, birlikte bu güvenlik koridorunda onlara yerleşim yerleri kuralım, onları oraya yerleştirmeye çalışalım. Bu konuda ABD gelsin, lojistik desteğiyle, hava noktasındaki korumalarıyla desteğini versin. Biz burada özellikle deneyimimizin çok ileri olduğu TİKA ile yerleşim noktasında yoğun şekilde alt yapı, üst yapı bu çalışmaları yaparız."

Bunları geçmişte başta eski ABD Başkanı Barack Obama olmak üzere birçok Batı ülkesinin liderlerine söylediğine dikkati çeken Erdoğan, bu dönemde de ABD Başkanı Donald Trump'a söylediğini aktardı.

Trump'ın, güvenli bölge ifadesini birkaç kez kullandığını ancak mali destek vermediğinin altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Merkel'le de bunları konuştum. O da böyle bir desteği verebileceğini, bu projenin isabetli olduğunu söyledi ama oradan da bir gelişme olmadı. Aynı şekilde Suud'la da görüştüm, o da söyledi. Çin'deki G20 Toplantısı'ndan sonra kendisiyle konuştuğumuzda bunları söylemişti ama oradan da bir ses yok. Hep söylüyorlar, laf ola beri gele, ondan sonra herhangi bir şey maalesef yok." dedi.

- "330 bin Suriyeli geri döndü"

Bütün bunlara rağmen şu anda Türkiye'de bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerini temin noktasında, sınır ötesindeki güvenli bölgeleri mümkün olduğunca genişletmeye çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, şu ana kadar 330 bin kişinin geri döndüğünü bildirdi.

Erdoğan, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki sorunlar da çözüldüğünde bu rakamın kısa sürede milyonlara ulaşacağına inandığını ifade ederek, "İşte tüm bu fotoğraf içinde milletimiz 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerindeki iradesiyle AK Parti'ye ve aynı ittifak içinde hareket ettiğimiz MHP'ye 'durmak yok, yola devam' demiştir. Önümüzde gerçekleştirmek için hakikaten çok çalışmamız gereken 2023 hedeflerimiz var. Karşımıza çıkan engelleri aşarak, ayağımıza vurulmaya çalışılan prangaları parçalayarak gece gündüz çalışmak suretiyle bu hedeflere mutlaka ulaşacağız." değerlendirmesini yaptı.

- "Ekonomi ve güvenlik gündemimizin en üst sırasında yer alacak"

Gelecek dönemde ekonomi ve güvenlik konularının gündemlerinin yine en üst sıralarda yer alacağını belirten Erdoğan, Türkiye'nin ekonomideki asıl hedefinin, yüksek teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi ve ihracatı geliştirmek olduğuna işaret etti.

Türkiye'de sözde siyaset yapan birilerinin eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyet ve ulaşımda attıkları adımları küçümsemeyle kendilerine prim yapmaya çalıştığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"İşte bugün biri şunu söylüyor, 'Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız?' Öbür taraftan şunu da söyle, 'yüksek hızlı tren getirdik diye mi size bu millet oy verecek veya daha da ileriye gidiyorum yani 26 havalimanını 56'ya çıkardık diye mi bu millet size oy verecek?' Ne kaldı? O olmayacak, bu olmayacak falan, ne olacak? Sen niye varsın o zaman? Siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar?"

- "Kıskançlık çok kötü bir illet"

Erdoğan, daha sonra bir vatandaşın, önemli bir bölümü hizmete açılan Kahramanmaraş-Göksun yolu ve tünellerine ilişkin izlenimlerini aktardığı videoyu izleterek, "O anlamış ama sözde siyaset yapan, neyse isim vermeyeyim, anlayamamış. Herhalde bunu izleme fırsatı bulursa o da anlayacaktır. Benim Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi halen anlayamadı." ifadesini kullandı.

Dağları yüzlerce tünelle deldiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu? Şimdi yapınca niye rahatsız oluyorsun? Bir de 'Marifet iltifata tabidir.' diyerek teşekkür etmesini bilin. Yok, 'görevindir.' Tamam da siz de geçmişte bakanlık falan da yaptınız, niye sizler bunları yapamadınız? İşte kıskançlık çok kötü bir illet fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Biz bu tünelleri açmaya, köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız, Osman Gazi Köprüsü de yapacağız. Marmaray gibilerini de yapacağız. Avrasya Tüneli'ni de yapmaya devam edeceğiz."

(Sürecek)



Kaynak: