AK Partili Yeneroğlu'ndan Alman vekile tokat gibi yanıt

AK Parti İstanbul Milletvekili Yeneroğlu, Almanya’da katıldığı bir televizyon programında, PKK’nın Almanya tarafından nasıl kollandığını tüm gerçekliğiyle ortaya koydu.
AK Partili Yeneroğlu'ndan Alman vekile tokat gibi yanıt

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya’da Anne Will’in moderatörlüğünde yayınlanan tartışma programında Almanya Federal Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen’e verdiği yanıtta, Almanya’nın terör örgütü PKK’ya nasıl kol kanat gerdiğini oldukça çarpıcı örneklerle ortaya koydu.

Yeneroğlu, “PKK Almanya’da sadece kağıt üstünde yasak. PKK Almanya’yı finansman, güç ve militan toplama yeri olarak kullanıyor. Bunu Anayası Koruma Dairesi (Almanya İç İstihbarat Dairesi) raporlarında okuyabilirsiniz” dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Yeneroğlu,  Almanya’da bir televizyonda yayınlanan tartışma programında Almanya Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen, Duisburg Essen Üniversitesi'nden Siyaset Bilimci ve Türkiye Uzmanı Dr. Burak Çopur ve programında Almanya Federal Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen’in katıldığı tartışma programında HDP’nin PKK ile ilgili ilişkisini ve Almanya’nın terör örgütünü nasıl desteklediğini dikkat çekici örneklerle anlattı.

İşte o programda Yeneroğlu’na sorulan sorular ve verdiği cevaplar:

Yeneroğlu: Eğer Sevim Dağdelen bu ifadeleriyle HDP’yi kastediyorsa kendisine katılıyorum. Demokrat olmayan, faşist metotlardan söz edeceksek en başta HDP’den bahsetmemiz gerekir. Maalesef HDP son iki yılda bütün Türkiye’nin partisi olmayı başaramadı, kendisini PKK’dan bağımsız hale getiremedi. PKK’dan aldığı emirleri uyguladı. HDP Eş Başkanı birkaç ay öncesinde sırtlarını PKK’ya yasladıklarını ifade etti. Diğer HDP milletvekilleri PKK’lı teröristleri kahramanlaştırmaktan geri durmuyorlar. Hatta 2 hafta önce Meclis’in içerisinde PKK marşları ve Apo şarkıları söyleyerek yürüdüler. Bu partiyi değerlendirirken arka plandaki terörü dikkate almamız lazım. Geride bıraktığımız senelerde binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Haziran 2015’teki seçimlere kadar PKK o yıl içeriisnde binden fazla suç işlemiş, yüzlerce saldırı gerçekleştirmiştir. HDP’nin bölgedeki kardeş partilerinin belediye başkanlarının yardımıyla belediyeye ait makinelerle hendekler kazılması ve mayınların döşenmesiyle binlerce insan hayatını kaybetti. Güneydoğu’da HDP’nin de desteğiyle halk terörize edilmektedir ve devlet bu durumu düzeltme amacıyla müdahale etmiştir. Ayrıca HDP haziran seçimlerinden sonra dokunulmazlıkların kaldırılması teklifini Meclis’e taşıyan ilk parti idi.

Anne Will: Erdoğan terör konusunu kendi iktidarını güçlendirmek için suistimal mi ediyor?

Yeneroğlu: Böyle bir suistimal varsa bunu engellemek çok basit; Silahlarını gömerler, teröristler ülkeden çıkar, olur biter. HDP bize göre PKK’nın siyasi koludur, PKK’yı yasallaştırma çabası içindedir. Kendisini PKK’dan bağımsızlaştıramamıştır. Ayrıca burada “Kürtlere karşı yapılan bir savaştan” bahsediliyor; bunu açık bir şekilde reddediyorum. Kürtlerin birçoğu halen AK Parti’ye oy vermektedir.

Burak Çopur: AK Parti’yi seçmeyen geri kalan Kütleri ne yapıyorsunuz?

Yeneroğlu: Onlar HDP’yi seçiyorlarsa terörü desteklemeleri için seçmiyorlar. HDP’yi PKK’dan özgürleşmeleri, bir Türkiye partisi olmaları, Türkiye’de demokrasi ve özgürlüğün daha ileri seviyede yerleşmesi için fırsat gördüler ve öylece seçtiler herhalde.

Ayrıca HDP bir yıl öncesine kadar eyalet sisteminin uygulanması şartıyla başkanlık sistemini destekleyen bir partiydi.

Bir başka konuya gelmek istiyorum. Terörle mücadeleyi yürüten İçişleri Bakın Kürt, Başbakan Yardımcısı Kürt, kabinede ayrıca 2 Kürt vatandaşımız daha bulunuyor; Türkiye’nin Kürtlerle savaştığı safsatası özellikle aşırı sol Kürt milliyetçileri ve PKK propagandacıları tarafından dile getiriliyor. 

Anne Will: Sevim Dağdelen’e siz PKK’nın yasaklanmış bir yapılan ve terör örgütü olmadığnı söylüyorsunuz yanlış mı anlıyorum?

Yeneroğlu: Sayın Dağdelen’in web sayfasına göz attım. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de yaşanan canlı bomba saldırılarından hiçirini kınamıyor. Yaptığı dek şey, PKK ve HDP yanlısı ifadelerde bulunmak. Şu an burada yaptığı da bundan ibaret.

Tam tersine, AK Parti çok büyük riskler alarak bu sorunu çözme inisiyatifi göstermiştir. 80 yıllık devlet politikalarında Kürtlere karşı uygulanan yasakları, bilhassa asimilasyon politikalarını Erdoğan’ın başını çektiği mücadele ile kaldırılmıştır.

Burak Çopur: Kimle barış yapmayı düşünüyorsunuz? Hiçbir uluslararası anlaşmazlık şiddet ile çözülmemiştir.

Yeneroğlu: AK Parti’nin şartlarından biri PKK militanlarının ülkeyi terk etmesi, silahlarını bırakmasıydı ve böylelikle çözüm süreci devam edecekti. PKK bunu yapmadı, HDP de PKK’dan bağımsızlaşmadı, PKK’nın terör faaliyetlerini kınayamadı.

Sayın Röttgen, birkaç ay önce bir HDP milletvekili Ankara’daki terör saldırısını gerçekleştiren failin ailesini ziyaret etti ve taziyede bulundu.

Ayrıca Demirtaş birkaç ay önce Almanya’dan döndükten sonra bir PKK’lının evine taziye ziyaretinde bulundu.
Siz diyorsunuz ki PKK Almanya’da yasaklı bir örgüt. Bu maalesef sadece kağıt üzerinde böyle. PKK Almanya’yı finansman, silahlanma, güç toplama yeri olarak kullanıyor. Anayası Koruma Dairesi raporlarını okursanız PKK’nın hangi yedek örgütlenmelerle Almanya’da ne kadar faal olduğunu görürsünüz. 

Normal şartlar altında bunların hepsi yasaklıdır ama Federal Hükümet gereğini yapmamaktadır. Bu sebeple de PKK Almanya’da sanki kamu yararına çalışan bir örgüt gibi görülmektedir.

Türkçe’de “Bekara karı boşamak kolaydır.” Diye bir atasözü vardır. Yani, Almanya gibi her gün terör olaylarına muhatap olmayan bir ülkede, Türkiye’de olduğu gibi her gün teröre kurban vermeyen bir ülkede çok rahat bir şekilde Türkiye’deki terörle mücadele yasaları hakkında görüş bildirmek mümkün.

Almanya’da 70’li yıllarda yaşanan olaylar neticesinde tırnak işareti içerisinde sadece 34 kişi teröre kurban verildiğinde devlet gözü dönmüş hale gelmişti. Olağanüstü haller, yayın yasakları, hatta yasal zemin olmaksızın güvenlik uygulamaları, Meclis tarafından sonradan legalleştirilen uygulamalar gördük. Ceza Kanunu’nun 129. Maddesinin A bendi halen yürürlükte. Bu maddeye göre terör organizasyonlarına, onların uygulama ve metotlarına sempati besleme bile ceza gerektirir.

Şu an Türkiye’de yaşandığı gibi Almanya’da her gün teröre kurban veriyor olunsaydı burada da çok farklı bir durum söz konusu olurdu. Çok farklı bir tartışma yürütürdük.

N. Röttgen: Terör, demokrasi ve hukuk devletinin askıya alınmasını meşrulaştırır mı, soru bu?

Yeneroğlu: Bunu yapmıyoruz zaten. Her özgürlükçü demokratik ülkede terörle mücadelede halkın çoğunluğunun desteğini almak ve bununla birlikte güvenlik ve özgürlük dengesini muhafaza etmek çok zordur.
Türkiye söz konusu olduğunda nedense bu kimsenin umurunda olmuyor.

Kendimi Alman toplumuna çok yakın hissediyorum. Alman-Türk dostluğunu da güçlendirmek için politikaya atıldım. Bunu önemli bir sorumluluk olarak addettim. Tabbii ki son haftalarda bu biraz daha zorlaştı çünkü tartışmalar hep anlaşmazlıklar üzerine yoğunlaştı.

Anne Will: Neden Almanya’da siyasete girmediniz?

Yeneroğlu: Alman siyasilerden davet almış olsaydım muhtemelen Almanya’da siyasete atılabilirdim. Ama böyle bir davet muhtemelen hiç gelmeyecekti, çünkü İslam Toplumu Milli Görüş Teşkilatlarının idarecisiydim. Burada temelde mesele Milli Görüş değildi…

Sevim Dağdelen: Anayasayı Koruma Dairesi tarafından izlenen bir cemaat.

Yeneroğlu: Sayın Dağdelen, milletvekili olmadan önce PKK’nın propaganda yayınında çalıştınız, şimdi böyle başlamayın. Tabi ki.. Özgür Gündem için…

Geçmişimle hiçbir problemim yok. Her ne ise, şunu vurgulamak istiyorum ki; son birkaç ay içerisinde Almanya’da Erdoğan yeni bir Ahmedinejat olarak sunumlaşa çalışılıyor. Ama bu durum gerçekleri yansıtmıyor. Bakın, barışçıl bir şekilde protestoda bulunan binlerce göstericinin üzerine ateş açtıran, halihazırda onbinlerce kişiye cezaevlerinde işken yaptıran Sisi Almanya’da karşılanmış Başbakan vekili Gebriel’in sözü, kendisinden derin etkilenmişti. O yüzden burada bir türlü anlayamadığım bir çifte standar söz konusu. (Star.com.tr)