Akademisyenlerden 5 dilde Afrin bildirisi

Afrin'de süren Zeytin Dalı harekatına bir destek de akademisyenlerden geldi. 126 akademisyen 5 dilde harekata destek bildirisi yayımladı.
Akademisyenlerden 5 dilde Afrin bildirisi

Akademisyenlerin bildirisi şu şekilde:

Suriye toprakları bir coğrafya parçası olmanın ötesinde kadim geçmişimizin önemli tarihi gelişmelerine tanık olmuş, medeniyetimizin önemli simalarının yetiştiği bir değerdir. Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap ve diğer halklar yüzyıllarca kardeşlik içinde yaşamış ve bu kardeşliği tehdit eden tüm düşmanlara karşı birlikte mücadele ederek birlikteliklerini güçlendirmişlerdir. Anadolu - Suriye toprakları kardeşliğin, dayanışmanın, değerlerimizin sembolüdür.

Bu kardeşlik, her zaman düşman saldırılarının hedefi olmuştur. Bu saldırılar 1915-1918 yılları arasında olduğu gibi belli dönemlerde açık işgal girişimleri olarak gerçekleşmiş, ama her zaman ideolojik, etnik-ırkçı ayrıştırıcı yöntemlerle sürdürülmüştür. 

SURİYE COĞRAFYASINDA YAŞANANLAR ETNİK ALAN KAPMA YARIŞI DEĞİLDİR

Suriye coğrafyasında bugün yaşananlar  bazı akademisyen, sözde aydın ve aktivistlerin göstermeye çalıştıkları gibi bir etnik alan kapma yarışı değildir.

Bugün sınırlarımızın hemen ötesinde, zamanla ülkemizin toprak bütünlüğüne karşı bir tehdit aracına dönüştürülecek olan, Ortadoğunun yeniden emperyalist güçlerce yapılandırılmasına hizmet edecek işbirlikçi devletimsi bir yapılanmanın kurulmasına dönük adımlar atılmaktadır. Bu adımlar köklü kardeşliğimizi ve bölgenin kalıcı bir şekilde istikrara kavuşturulmasını tehdit etmektedir.

Bu suni girişim temelinden, doğurabileceği sonuçlara kadar çürük, başarısızlığa mahkum, ancak enerjimizi, gücümüzü zayıflatıcı, bölge halkları arasında kalıcı düşmanlık ve kanlı savaşların doğmasına neden olacak tehlikeli bir süreçtir. Bu tehlikeli sürece Türkiye’nin, aydını, akademisyen ve sivil toplum örgütleri ile duyarsız kalması beklenemez. Tarihi sorumluluğumuz gereği aşağıdaki noktalara tüm ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatlerini çekmek istiyoruz.

Öncelikle Türkiye, 1946 yılından bugüne demokrasisini güçlendirme yönünde büyük başarılara imza atmış bir bölge ülkesidir.  Bölgenin çok partili işleyen tek demokrasisidir. Bu temelde ülkemiz, 1952 yılından bu yana NATO üyesi olarak 65 yıldır örgüt üyesi ülkelerle müttefiklik ilişkisine sahiptir. Yine diğer bölge ülkeleri ile mukayese edilmeyecek düzeyde bir sivil toplum yapısına, serbest piyasa ekonomisi yapılanmasına ve eğitim kapasitesine sahip bulunmaktadır. 

Buna karşılık yarım asrı aşan ittifak bağı içinde müttefikimiz olan ABD, kuruluş felsefesi ve ideoloji olarak Maocu Sosyalist bir terör örgütü olan PKK/PYD/YPG ile  ortaklık içinde kuzey Suriye’yi yapılandırmaya çaba harcamaktadır. Demokrasi ilkeleri ile bir tür Pol Potçu rejim arayışı içinde olan terör grupları bağdaşamaz. Silahla kitleleri sindirerek kendine alan açmaya çalışan, terörü hedefe ulaşmakta bir araç olarak kullanan bir oluşumun hiç bir demokratik girişimin parçası olamayacağı açıktır. 

PKK İLE PYD ARASINDA HİÇBİR YOKTUR

PKK ile PYD arasında hiçbir fark yoktur. PYD, PKK’nın Suriye kanadı olmanın ötesinde herhangi bir ayırt edici özelliğe sahip değildir. Abdullah Öcalan liderliğinde 25 Kasım 1978 tarihinde kurulan PKK, terörist yöntemlerle bugüne kadar 30 binden fazla insanımızı katletmiştir. Son bir yıl içinde bu örgütün saldırıları sonucunda hayatını kaybeden sivil sayısı 40’ı bulmaktadır.  PYD, Suriye sınırından ülkemize yönelik olarak yürütülen terör saldırılarını yöneten bir örgüttür. PYD Suriye sınırından topraklarımıza terörist ve silah sevkiyatı yapmaktadır. Örgütün mevcut lider kadrosu PKK’lı teröristlerce oluşturulmuştur.  Suriye’de örgütün gerçekleştirdiği tüm toplantı ve gösterilerde Abdullah Öcalan'ın posterlerinin yer alması bile PKK/PYD birlikteliğini göstermek için yeterlidir.

Bu gerçeklere rağmen PYD terör örgütüne, ABD, bizzat kendi yetkililerinin açıklamalarına göre 3000 tır silah, yaklaşık 2,2 milyar dolar  yardımda bulunmuştur. Yine ABD’li yetkililer bölgede bu örgüte dayalı olarak bir ordu kurulacağını açıklamıştır.  Fiilen Türkiye’ye karşı saldırılarını sürdürmekte olan bir örgüte yapılan silah yardımı ve verilen askeri eğitim doğrudan ülkemize yönelik bir tehdittir. Alınan askeri malzeme Türkiye’de emniyet güçlerine yönelik saldırılarda kullanılmakta ve eğitilen teröristler bu saldırılarda kullanılmaktadır. Bu durumun Türkiye kamuoyu tarafından hoş karşılanması mümkün değildir.

ABD PYD ile giriştiği bu ortaklığı DAEŞ'e karşı mücadelenin bir zorunluluğu olarak açıklamaktadır.  Oysa ABD, DAEŞ'e karşı Türkiye’nin ortak hareket etme teklifini reddetmiş, DAEŞ terör örgütünün gücünün ciddi ölçüde zayıflatılmış olmasına rağmen, PYD ile ortaklığını güçlendirerek sürdürmüştür. Üstelik  kurulacak ordunun görev alanı olarak Türkiye sınırının gösterilmesi kabul edilemez bir durumdur. ABD Suriye kuzeyinde DAEŞ terör örgütü ile doğrudan savaşarak örgüte en açık zayiatı Türkiye'nin verdiği gerçeğini görmezlikten gelmektedir. Hatta DAEŞ'e yönelik Fırat Kalkanı harekâtını bile engellemeye çalışarak, müttefiklik ilişkisi üzerinde ciddi şüphelerin oluşmasına neden olmuştur.

PKK/PYD KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ DEĞİLDİR

PKK/PYD bölgede yaşayan Kürtlerin temsilcisi değildir.  Hakimiyet kurduğu alanlarda kendi otoritesini tanımayan Kürt ve Arapları yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan zorla çıkarmış, kendini eleştiren insanları işkence ve diğer baskı yöntemleriyle sindirmeye çalışmış,  etnik arındırma operasyonları gerçekleştirerek konumunu güçlendirmeye çabalamıştır. Ayrıca, kadın ve çocukları kendine yönelik operasyonlara engel olmak için zorla canlı kalkan haline getirmektedirler. ABD bölgedeki fiili varlığı ile bu operasyonlara sessiz kalarak destek vermiştir.

Tüm bu yaşananlar ABD - PYD ortaklığının hedefinin DAEŞ olmadığını, PYD’nin de Kürtlerin temsilcisi değil, olsa olsa işbirlikçi bir terör örgütü olduğunu göstermektedir.

ABD bir terör örgütü ile geliştirdiği ortaklık ile, Türkiye ile tarihi müttefiklik ilişkisini tehlikeye atmaktadır. ABD 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşısı Fetullah Gülen’i korumaya devam etmektedir. Vizeleri askıya almak gibi sözde Türk milletini cezalandırarak “yola getireceği” gibi yanlış vehimlerle hareket ederek Türkiye kamuoyunun tepkisini çekmektedir. Her şeye rağmen, Türkiye demokrasisini daha da güçlendirerek, bölgesel barışı yeniden tesis etme kararlılığıyla yoluna devam edecektir. 

Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Abdulkadir Ay, Milli Eğitim Bakanlığı
Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, Necmettin Erbakan Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Abdullah Aydın, Mustafa Kemal Üniversitesi
Prof. Dr. Abdullah Çavuşoğlu
Yrd. Doç. Dr. Abdullah Tırabzon, İstanbul Üniversitesi 
Abdurrdahim Şenocak, Çalışme ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük, Kırıkkale Üniversitesi
Ahmet B. Arpa, İktisatçı
Ahmet Şevki Zengin, Ahmet Yesevi Üniversitesi Genel Sekreteri
Prof. Dr. Ahmet Uysal, İstanbul Üniversitesi
Ahmet Vehbi Koç, Milli Eğitim Bakanlığı
Ali Sali, Başbakanlık
Doç. Dr. Ali Büyükaslan, İstanbul Medipol Üniversitesi
Arda Akçiçek, Siyaset Bilimci
Atila Demirkasımoğlu, Ankara Onkoloji Hastanesi
Prof. Dr. Aysun bay Karabulut, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 
Doç. Dr. Bahattin Karademir, Çukurova Üniversitesi
Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ, Kırıkkale Üniversitesi
Prof. Dr. Birol Akgün, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Doç. Dr. Birol Mercan, Necmettin Erbakan Üniversitesi
Prof. Dr. Burhan Aykaç, İstanbul Gelişim Üniversitesi
Prof. Dr. Bülent Bayat, Gazi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Bünyamin Taş, Aksaray Üniversitesi
Doç. Dr. Cahit Bağcı, Türkiye Maarif Vakfı
Cahit Epçaçan, Siirt Üniversitesi
Can Acun-SETA
Yrd. Doç. Dr. Can Ceylan, İstanbul Medipol Üniversitesi
Celal Semiz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Prof. Dr. Cengiz Anık, Marmara Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şahin, Kastamonu Üniversitesi
Prof. Dr. Cevdet Coşkun, Giresun Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ceyhun Can Özcan, Necmettin Erbakan Üniversitesi
Prof. Dr. Çetin Kaya Koç, UC Santa Barbara
Doç. Dr. Ebubekir Ceylan, İstanbul Teknik Üniversitesi
Ekrem Çoraklık, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Ertuğrul Başer, Emekli
Fadime Özkan- Star Gazetesi
Doç. Dr. Fahrettin Önder, Süleyman Demirel Üniversitesi
Arş. Gör. Faruk Temel, Erciyes Üniversitesi
Fatih Akbaba, Yazar
Prof. Dr. Fatih Savaşan, Milli Savunma Üniversitesi
Prof. Dr. Fatih Uşan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Güldalı Coşkun, Milat Gazetesi
Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. H. İbrahim Sarıoğlu, İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Halil Altıntaş, Erciyes Üniversitesi
Prof. Dr. Haluk Alkan, İstanbul Üniversitesi
Harun Kaban, Yazar
Öğr. Gör. Hakan Şahin, Medipol Üniversitesi
Hamit Küçükbatır, Mersin Büyükşehir Belediyesi
Arş. Gör. Hande Sunguroğlu, Çankırı Karatekin Üniversitesi
Hasan Öztürk, Ülke Tv 
Doç. Dr. Hasan Furkan, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Arş. Gör. Hayati Ünlü, İstanbul Üniversitesi
Hikmet Salahaddin Gezici, Selçuk Üniversitesi
Doç. Dr. Hüsametin Vatansev, Selçuk Üniversitesi
Hüseyin Öz, Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Vekili
İhsan Aktaş, GENAR
İhsan Ayal, İstanbul Medeniyet Üniversitesi
İlyas Topçuoğlu, Ankara Barosu
Dr. İsmail Çağlar, SETA, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı
İsmail Akbıyık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Öğr. Gör. İsmail Göktürk, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Kadir İdin, İstanbul Medipol Üniversitesi
Kenan Serefli, Milli Eğitim Müdürlüğü
Doç. Dr. M. Akif Sarıkaya, İstanbul Teknik Üniversitesi
Mahmut Evkuran, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Bakanlık Müşaviri
Mahmut Kaan İlgar, Eğitim-Bir-Sen Kars Şube Başkanı
Mehmet Aykal, Gazipaşa Hal Müdürü
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Eyüp Kiriş, Afyon Kocatepe Üniversitesi
Mehmet Haluk Uçkun, Gençlik ve Spor Bakanlığı
Mehmet Sıddık Barık, Emekli Öğretmen
Prof. Dr. Mehmet Şahin, Polis Akademisi
Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Karadeniz Teknik Üniversitesi
Merve Şebnem Oruç, Yeni Şafak Gazetesi
Doç. Dr. Metin Aksoy, Selçuk Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Metin Çelik, Selçuk Üniversitesi
Prof. Dr. Metin Doğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Arş. Gör. Metin Özkan, Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Muhsin Kar, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Murad Kafadar, Megapoll Araştırma ve Danışmanlık
Doç. Dr.Murat Kirişçi, İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Musa Yıldız, Ahmet Yesevi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan, Adnan Menderes Üniversitesi
Mustafa Şıvgın, Şıvgın Hukuk Bürosu
Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Naci Gündoğan, Anadolu Üniversitesi
Nihal Bengisu Karaca, HaberTürk
Doç. Dr. Nusret Göksu, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Dr. Oğuzhan Bilgin, Gazi Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Yanarışık, Erzincan Üniversitesi
Prof. Dr. Osman Eravşar, Akdeniz Üniversitesi
Prof. Dr. Osman Horata, Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Ömer Pakiş, Hakkari Üniversitesi Rektörü
Özlem Çağlar Yılmaz, STK Yöneticisi
Yrd. Doç. Ramadan Doğan, Trakya Üniversitesi
Prof. Dr. Ramazan Yelken, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Recep Yorulmaz, Afyon Kocatepe Üniversitesi
Sadullah Özcan, Milat Gazetesi
Prof. Dr. Salih Yılmaz, Rusya Araştırmaları Enstitüsü
Doç. Dr. Selahattin Çınar, Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Doç. Dr. Seyfullah Yıldırım, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Öğr. Gör. Selçuk Aslan, Dumlupınar Üniversitesi
Suavi Kemal Yazgıç, TRT
Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, Polis Akademisi 
Prof. Dr. Şahmurat Arık, Kastamonu Üniversitesi
Şenol Metin, Eğitim-Bir-Sen Konya Üniversite Şube Başkanı
Dr. Şeyh Abdurrahman Çelik, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Prof. Dr. Tanju Tosun, Ege Üniversitesi
Tarkan Zengin, Harb-İş Sendikası
Temindar Aytekin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Ülkü Nur Zengin, Siyaset Bilimci
Ünsal Çetin, İktisatçı
Prof. Dr. Üner Kayabaş, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dekan V.
Üzeyir Gökçe, Devlet Demiryolları
Arş. Gör. Yağız Aksakaloğlu, Gazi Üniversitesi
Yakup Çelik, Polatlı Eski Belediye Başkanı
Dr. Yakup Ömeroğlu, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı
Yrd. Doç. Dr. Yasemin Abayhan, Hacettepe Üniversitesi
Yılmaz Altunsoy, Yazar
Prof. Dr. Yusuf Sarınay, TOBB Üniversitesi
Yusuf Gezbeli, Maliye Bakanlığı
Yusuf Semis, Sağlık Bakanlığı
Prof. Dr. Yusuf Şahin, Aksaray Üniversitesi
Doç. Dr. Yusuf Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı