Akupunktur ile yeni yılda yenilenin

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş, akupunkturla tedavi sırasında vücuda dışarıdan herhangi bir kimyasalın alınmadığını, vücudun kendi sistemleriyle kendisini yenilediğini vurguladı.
Akupunktur ile yeni yılda yenilenin

Medicana Konya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş, çok eski zamanlardan beri uygulanan akupunktur tedavisi hakkında bilgi verdi. Akupunkturun, geleneksel Çin tanımında milattan önce, yaklaşık 300 yıl önce uygulanmaya başlanan bir tedavi şekli olduğunu belirten Uzm. Dr. Yanartaş, “Daha sonra batıya yayılmış, ilk önce Fransa’da ve tüm Avrupa’da uygulanmaya başlanmıştır. Akupunkturu ve kulak akupunkturu olmak üzere iki bölümde yapılır. Vücut akupunkturu ve kulak akupunkturu ile hedeflediğimiz şey hastalıkların tedavisidir. Akupunkturun toplumda esas bilinme mekanizması genellikle obezite ve bağımlılık tedavisi olmasına rağmen aslında pek çok rahatsızlıklarda tedavide kullanılan bir tedavidir. Akupunkturu biz özellikle, ben branşım gereği olarak ağrılı hastalıklarda, özellikle bel fıtığı, bel ağrısı, belde kanal darlığı, boyun fıtığı, boyunda kireçlenme, onun dışında nöropatik ağrılarda, yüz felcinde, kronik sinüzitte, migren gibi hastalıklarda kullanmaktayız. Obezitede bilinen etkileri, iştahı kesmesi, iştah merkezlerini özellikle kulak akupunkturunda iştah merkezlerini etkileyerek, çabuk doyma mekanizması sağlaması, bağımlılık tedavisinde, özellikle sigara bağımlılığında, bağımlılık merkezi noktalarını uyararak, sigara içme isteğini azaltması, bu hastalıklarda uygulamaktayız” dedi. 

“Vücudumuz kendi mekanizmasını kullanarak kendisini tedavi eder” 
Akupunkturun vücutta özelleşmiş noktaların, meridyenler üzerinde bulunan özelleşmiş noktaların iğnelenmesiyle yapılan bir tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Yanartaş, elektro akupunkturu ve klasik akupunktur gibi değişik formları olduğunu dile getirdi. Akupunktur sırasında vücutta bir takım hormonların salgılandığını söyleyen Uzm. Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş, “Bunlardan birisi mutluluk hormonu dediğimiz serotonin hormonu, diğeri endorfin hormonu dediğimiz morfinden yaklaşık 20 kat daha güçlü olan bir ağrı kesici hormonudur. Bu yüzden akupunktur tedavisi sırasında aslında vücudumuz kendi mekanizmasını kullanarak kendisini tedavi eder. Dışarıdan hiçbir kimyasal madde almaz. Vücut kendi kendini yeniler, kendi kendini onarır. Akupunktur kozmetik anlamda da kullanılıyor. Örneğin, ciddi kırışıklıkların oluşmasını önlemek için, yüzde bazı bölgelere uygulanmasıyla yüzümüzdeki bu derin kırışıklıklar oluşmadan önce biz bunu engelleyebiliyoruz. Dolaşımı düzenliyor. Örneğin, kronik yorgunlukta, isteksizlikte, bazı psikolojik rahatsızlıklarda, depresyonda, bir takım fobilerde, uyku problemlerinde, bağırsak alışkanlıklarının düzensizliğinde, bağırsak tembelliğinde, belli noktaları uyararak ve belli hormonların salgılanmasını arttırarak biz bu organlarımızın daha düzgün ve düzenli çalışmasını sağlıyoruz. Dolayısıyla vücut kendini yenilemek için dışarıdan bir kimyasal madde almak yerine kendi içindeki hormonları ve kendi iç kimyamızdaki bazı medyatörleri kullanıyor ve böylece akupunktur tedavisi sırasında vücut oluşmakta olan hastalıkları yenme direncini güçlendiriyor. Bağışıklık sistemimiz güçleniyor. Vücudumuzun savunma hücrelerinde artış görülüyor. Bu da bir çok çalışmalarda kanıtlanmış bir şey. Vücudun kendi kendini yenilemesi diyebiliriz” ifadelerini kullandı. 
Uzm. Dr. Yanartaş, hastalıklar oluşmadan önce kronik yorgunluğu bulunan, isteksizlik bulunan, bir takım şeylerin yenilenmesini isteyen, daha enerjik olmak isteyen, yüzlerine çizgiler oturmadan bu tedaviyi uygulayarak yeni yılda yeni bir şekilde başlayabileceklerini söyledi.