Alman ekonomisinde 'Brexit' endişesi

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden olası ayrılışı (Brexit), Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya’da endişelere yol açarken, Alman ekonomistlerin çoğunluğu ve iş dünyası bu duruma karşı çıkıyor.
Alman ekonomisinde 'Brexit' endişesi

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) olası ayrılışı (Brexit), Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya’da endişelere yol açarken, Alman ekonomistlerin çoğunluğu ve iş dünyası bu duruma karşı çıkıyor.

İngiliz halkı, ülkelerinin AB'den çıkıp çıkmamasına yönelik 23 Haziran'da yapılacak referandumda sandık başına giderek karar verecek.

Ancak Brexit konusu, İngiltere'nin yanı sıra diğer AB ülkelerini ve küresel piyasaları da yakından ilgilendiriyor. Olası bir Brexit'in AB ve Almanya’ya etkileri ise kamuoyunda tartışılıyor.

Özellikle İngiltere ile ekonomik ve siyasi üst düzey ilişkilere sahip Almanya'nın, Brexit'ten ne düzeyde etkileneceği Alman ekonomik kuruluşları ve siyasilerin gündemini meşgul ediyor.

Zira, yüksek teknolojili makineler ve otomobiller gibi dönemsel malların ihracatı konusunda uzmanlaşan Almanya, AB'de Brexit'ten en çok etkilenecek ülkelerden biri olarak görülüyor.

Alman iş dünyasında ve ekonomi çevrelerinde, potansiyel bir Brexit çalkantısının, Almanya'nın kısa vadeli yatırım ve ihracat görünümünü de olumsuz etkileyebileceği konuşuluyor. Ayrıca ülke ekonomisinin orta ve uzun vadeli büyüme dinamiklerinin de bu durumdan etkilenebileceği uzmanlar tarafından dile getiriliyor.

Siyasi sonuçlar da endişelendiriyor

Ancak Almanya'yı endişelendiren yalnızca ekonomik etkiler değil. AB ve Almanya için oluşacak siyasi sonuçlar ekonomik sonuçlardan daha önemli olabilir. İngiltere'nin AB'den ayrılmasıyla ilgili referandumun domino etkisi yaparak diğer ülkelerde de yayılabileceği ve AB'nin istikrarının sarsılabileceği belirtiliyor.
Son olarak Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Alman basınına verdiği bir demeçte, İngiltere'deki referandumdan AB'den ayrılma kararı çıkması durumunda, diğer AB ülkelerinde de benzer referandumların yapılabileceğini vurguladı.

Alman ekonomistlerin çoğunluğu Brexit'e karşı

Brexit tartışmalarının ciddi boyutlara varmasının ardından Alman ekonomi ve iş dünyasından çeşitli uyarılar geldi.

Almanya'nın en prestijli düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsünden (Ifo) yapılan açıklamada, AB’den ayrılışının İngiltere'nin yanı sıra AB ve Almanya için de çok olumsuz sonuçlar doğurabileceği ifade edildi.

Yapılan anketlerde de ekonomi uzmanlarının Brexit'ten yana olmadığı görülüyor. Ifo’nun "Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazetesiyle ortaklaşa gerçekleştirdiği "Ekonomistler Paneli" anketine göre, katılımcıların yüzde 85'i Brexit'e karşı çıkarken, yüzde 10'u ise Brexit'i destekliyor.

Brexit durumunda Alman ekonomisinin yalnızca küçük sorunlar yaşayacağını düşünenlerin oranı yüzde 65'i bulurken bu durumun güçlü dezavantajlara neden olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 12 olarak belirlendi.

Brexit Alman ekonomisine 45 milyar avroya mal olabilir

Merkezi Frankfurt'ta bulunan DZ Bank'ın bir çalışmasında ise İngiltere'nin AB'den ayrılmasının, Almanya'nın ihracatını etkileyebileceği için 2017 sonu itibarıyla ülkeye 45 milyar avroya mal olabileceği belirtildi. 

Dünya Ekonomi Forumunun (WEF) bir analizinde, Brexit'ten İngiltere ekonomisinin yanı sıra en olumsuz etkilenecek ülkenin Almanya olacağı öngörüsü paylaşılırken Almanya'nın, İngiltere'nin ayrılığından herhangi bir kazancının olmayacağı kaydedildi. 

Brexit konusunda bir başka endişe açıklaması da Alman sanayi dünyasından geldi. Almanya Sanayicileri Birliği (BDI) Üst Yöneticisi (CEO) Markus Kerber, Brexit'in her iki ülkeye de büyük zarar vereceğine dikkati çekti.
Berlin'de yaptığı açıklamada, "Brexit hepimizi çıkmaz sokağa götürür" diyen Kerber, BDI’nın, İngiliz hükümetinden açık bir şekilde ülkenin AB'de kalmasından yana tavır almasını istediğini dile getirdi.

AB referandumu

Referandumda İngiltere'nin AB'den ayrılması yönünde bir sonuç çıkması halinde AB'nin temel anlaşmasının 50. maddesi uygulanacak. Söz konusu maddeye göre, İngiltere'nin AB'den çıkış koşullarının müzakere edileceği 2 yıllık bir süreç başlayacak.

Bu sürecin sonunda eğer bir anlaşmaya varılmazsa ayrılık otomatik olarak gerçekleşecek. Diğer 27 üye ülke görüş birliği sağlamadıkça bir erteleme de olmayacak.

Böylece ortak pazara erişim ortadan kalkarken, İngiltere'nin 53 ülke ile devam eden ticaret anlaşmaları da sona erecek.