Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararı

Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararı

Türkiye'nin Berlin geçici Maslahatgüzarı Ufuk Gezer, Ermeni karar tasarısının Alman Meclisi'nde kabul edilmesinin ardından Türkiye ile Almanya arasındaki mevcut gerginliklerin Almanya'da yaşayan Türk toplumunu derinden etkilediğini söyledi.

Berlin Büyükelçiliği'nde verilen iftar programında konuşan Gezer, ''Türkiye Almanya siyasi ilişkilerinde sıkıntılı bir süreçten geçiliyor. Mevcut gerginlikler buradaki toplumumuzu derinden etkiliyor. Özellikle Alman Federal Meclisi'nin 1915 olaylarına ilişkin aldığı son karar, bu ülkede yaşayan 3 milyon insanımızda büyük hayal kırıklığına yol açmıştır.'' dedi.

Konunun, siyasi düzeyde hararetli bir şekilde tartışıldığını ve bu konuda üç noktaya dikkati çekmek istediğini belirten Gezer, ''Uluslararası hukuka bağdaşmadığını düşündüğümüz haksız ve adaletsiz bulduğumuz söz konusu karara tabiatıyla toplumumuz tepkisini ortaya koyacaktır. Toplumumuzun bu tepkisine karşı insanları inkarcı şekilde yaftalayan etiketleyen ve tek düşünce kalıbını dayatan anlayışın her şeyden önce farklı görüşlere tahammülle bağdaşmadığını vurgulamak istiyorum. Türk toplumunun bu meseleye tepkisi doğru anlaşılmalıdır.'' diye konuştu.

Ufuk Gezer yüzyıllarca kardeş bilinen ve Osmanlının sadık millet şeklinde tanımladığı Ermenilerin, acılarıyla hemhal olmayı onlarla birlikte kederlenmeyi herşeyden önce bir insanlık borcu olarak bildiklerine dikkati çekerek şunları kaydetti:

''Öyle ki son dönemine kadar Osmanlı maliyesini, hariciyesini Ermeni yurttaşlara teslim etmiştir. Ancak unutmayalım koca çınar Osmanlının devrilişi sırasında sadece Ermeniler değil Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, ve milyonlarca Osmanlı vatandaşı büyük acılarla dolu zor bir dönemden geçmiştir. Türk toplumunu esas yaralayan aynı acılı dönemde hem Rus işgali hem de Ermeni çetelerin vahşetine maruz kalan Erzurum'da Elazığ'da Bitlis'te Van'da katledilen yarım milyona yakın Müslümanın hatırasının yok sayılmasıdır. Bu vesileyle 39 yıl önce Haziran ayında Asala terörüne kurban verdiğimiz Vatikan Büyükelçimiz Taha Carım'ın şahsında 'tüm Dışişleri şehitlerinin ruhları şad olsun' demek istiyorum. Acılar hiyerarşiye tabii tutulamaz. Yaşanan acıların kurbanlarının derisinin rengi veya inancına göre tarih konusunda yargıda bulunmak hakkaniyetle bağdaşmaz. Yaşananlar karşısında toplumumuzun şimdiye kadar olduğu gibi  bundan sonra da haklı, aklı selim bir biçimde ve soğukkanlı olarak ortaya koyacağına inancımızın tam olduğunu belirtmek istiyorum.

Bu tepkilerin buradaki insanlarımız arasında bölünmelere karşılıklı kırgınlıklara yol açacak şekilde ortaya konulması kesinlikle kabul edilemez.  Almanya Türk Toplumu sadece kendisini ilgilendiren konularda değil ayrılmaz bir parçası olduğu Almanya'nın geleceğiyle ilgili her konudaki tepkisini demokratik kurallar içinde vermeye devam edecektir. 35 bin üniversiteli genci 3 bin hukukçusu 80 bin işvereni ve bu ülkenin yarınlarına yön vermeye aday bir milyondan fazla öğrenim çağındaki çocuğuyla Almanya Türk Toplumu'nun sesi yarın bugünden daha gür çıkacaktır. Buna kimsenin şüphesi olmasın. Yine kimsenin şüphesi olmasın ki halklar düzeyinde Türk-Alman dostluğu içinden geçilmekte olan zor dönemi atlatacak güçtedir. İki buçuk asır önce ilk sefirimizi yolladığımız Çanakkale destanını birlikte yazdığımız 1945 sonrası bu ülkenin yeniden ayağa kalkışında birlikte emek verdiğimiz 160 bin Türk Alman evliliğiyle hayatımızı paylaştığımız Alman halkıyla halkımızın bağları güçlüdür.''

Almanya'da yaşayan üç milyonu aşkın Türk'ü Türkiye ile Almanya arasında en güçlü bağ olarak gördüklerini vurgulayan Gezer, 50 yıl önce Almanya'ya gelenlerin torunlarının bugünün Almanya'sında siyasette, bilimde sporda, kültürde ve sanatta önemli mevkilere gelmelerinin kendilerine gurur verdiğini ifade etti.

Gezer Almanya'daki gelecek nesillerin kendi kökenlerini unutmadan hem Alman hem Türk toplumlarının yakınlaştıracak bir anlayışla hareket etmeleri ve bu şekilde iki ülke ve iki toplum arasında sağlam köprüler kurmalarını temenni ettiklerini bildirdi.

- ''Türkiye ekmeğini sığınmacılarla paylaşmaktadır''

Gezer, konuşmasında mübarek ramazan ayında İslam dünyasında yaşanan zorluklara da işaret ederek, ''Müslüman dünyası yine kan, gözyaşı ve acıyla imtihan vermeye devam etmiştir. Suriye Irak Yemen Filistin ve Kırım'daki milyonlarca  Müslüman bu ramazana boynu bükük girmektedirler.'' dedi.

Milyonlarca Suriyeli, Iraklı, Afgan ve nicelerinin evlerini yurtlarını terketmek zorunda kaldığını dile getiren Gezer, özellikle Suriye'deki durumun yürekleri dağladığını vurguladı.

İki gün önce hastanelerin hava operasyonlarında hedef alınması sonucu hayatını kaybeden masum çocukların görüntülerine yürek dayanmadığını kaydeden Gezer, ''O masumların anne babalarının yaşadıklarını tahayyül etmek güçtür. Bu acı dolu süreçte esasında tüm insanlık bir sınavdan geçmektedir.'' diye konuştu.

Dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye'nin, bu konuda alnı açık boynu dik olduğunun altını çizen Gezer, Türk insanının 5 yıla yakındır  3 milyona yaklaşan sığınmacıyla aşını ekmeğini paylaştığını hatırlattı.

Berlin Büyükelçiliğindeki iftar programı öncesi sanatçı Refik Tekinalb'in İstanbul'un eski siluetini yansıtan resim çalışmaları sergilendi.