ANALİZ - Cezayir’de değişim mümkün mü?

Cezayir’de 18 Nisan’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde tansiyon giderek yükseliyor. Petrol ve doğalgaz zengini ülkede yapılacak seçimlerin bölgesel ve uluslararası ölçekteki etkileri, bu seçimleri ayrıca önemli kılıyor- Buteflika 1992 yılında ordunun
ANALİZ - Cezayir’de değişim mümkün mü?

İSTANBUL (AA) -AHMET EMİN DÖNMEZ- Cezayir’de 18 Nisan’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde tansiyon giderek yükseliyor. Petrol ve doğalgaz zengini ülkede yapılacak seçimlerin bölgesel ve uluslararası ölçekteki etkileri, bu seçimleri ayrıca önemli kılıyor.

Kanlı bir iç savaştan sonra, 1999 yılında tarafların uzlaşısı sonucunda iktidara gelen ve iç dengeleri uzun bir süre koruyan Abdülaziz Buteflika, 1990 yılından bu yana İstihbarat ve Güvenlik Dairesi (DRS) şefi ve kimilerine göre Cezayir rejiminin asıl lideri olan ve “General Tevfik” adıyla meşhur Muhammed Medyen’i görevden alarak uzlaşı ortamını 2015 yılına bozmuştu. General Tevfik’in görevden alınmasının ardından yapılacak ilk seçimler herkes tarafından dikkatle takip ediliyor.

Seçimler ticari kaygıları nedeniyle özellikle Fransa, ABD, İtalya ve Çin tarafından oldukça önemseniyor. Batılı ülkeler tedirginliklerini sivil toplum örgütleri aracılığıyla dile getiriyorlar. Belçika merkezli sivil toplum örgütü Uluslararası Kriz Grubu’nun yayınladığı raporda, içinde bulunduğu krizi aşabilmesi için, Cezayir hükümetinin yapısal reformlar yapmaktan başka çaresinin olmadığının altı çizilmiş, uygulanan petrole dayalı ve şeffaf olmayan ekonomik modelin sürdürülebilir olmadığı belirtilmişti. Hükümete, ekonomik kriz siyasal bir krize dönüşmeden, halkın da yer alacağı bir süreçle reform yapması tavsiyesinde bulunulmuştu.

Buteflika 1992 yılında ordunun siyasete müdahalesiyle başlayan ve resmi verilere göre yaklaşık 200 bin insanın ölümüne sebep olan iç savaşı sonlandırma ve sosyoekonomik kalkınma vaadiyle 1999 yılında iktidara gelmişti. İç savaşı sonlandırıp ülkeyi huzura kavuşturan Buteflika, petrolün değerlenmesiyle ülkesini ekonomik açıdan geliştirdi ve Cezayir’i borcu olmayan bir ülke konumuna getirdi.

2013 yılında geçirdiği beyin kanaması sonucunda tekerlekli sandalyeye mahkûm olan 81 yaşındaki liderin sağlık durumu ve ilerleyen yaşı, ülke gündemini diğer sorunlardan daha fazla meşgul ediyor ve görevi artık bırakması gerektiğini düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

Cezayir İçişleri Bakanı Nurettin Bedevi, 13’ü siyasi parti lideri, 88’i bağımsız olmak üzere 101 kişinin adaylık başvurusu yaptığını açıkladı. Adaylar arasında emekli General Ali Ghediri, eski başbakanlardan Ali Benflis, Toplum için Barış Hareketi (MSP) lideri Abdurrezzak Makri ve son yıllarda Fransa’daki burka yasağına karşı aldığı tavırla Fransa ve Cezayir’de popülaritesi artan iş adamı Rachid Nekkaz öne çıkıyor.

- Buteflika ile 5. dönem mi?

Özgürlük ve şeffaflık tartışmalarının gölgesinde gerçekleşen 2014 seçimlerinde yüzde 80 oy alarak 4. kez cumhurbaşkanı seçilen Buteflika’nın işini, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum zorlaştırıyor. İhracatının neredeyse tamamına yakınını petrol ve doğalgazın oluşturduğu Cezayir’de, ekonomik krizin etkileri iyiden iyiye hissediliyor. Resmi rakamlarda yüzde 10 olarak görülen işsizliğin, gerçekte yüzde 30 seviyelerinde olduğu öne sürülüyor. Buteflika hükümeti 2015 yılından itibaren ülke ekonomisinde başlayan daralmayı engellemekte başarısız olmuş ve işsizlik, ihracat-ithalat dengesizliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştı. Daha önceki yıllarda ticaret fazlası veren ülke, 2015 yılından bu yana dış ticaret açığı veriyor ve büyüme giderek hızı düşüyor.

Buteflika resmi olarak adaylığını açıklamadan önce, Cezayir’deki koalisyonun ortağı dört siyasi partinin -Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN), Başbakan ve Ulusal Demokratik Birlik (RND), Umut için Birlik Partisi (TAJ) ve Cezayir Halk Hareketi (MPA)- liderleri, yaptıkları ortak açıklamayla Cumhurbaşkanı Buteflika’nın adaylığını desteklediklerini belirttiler. Yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı sözlü olarak yapamadığı adaylık açıklamasını resmi ajans aracılığıyla yayınladığı metinle ilan eden Buteflika’nın 5. dönem adaylığına tepkiler çığ gibi büyüyor. Adaylık açıklamasının ardından, hemen her gün ülkenin farklı yerlerinde, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve muhalefet partileri, Buteflika’nın 5. dönemine karşı gösteriler düzenliyorlar. Fakat tüm bunlara rağmen, yerli ve yabancı birçok gözlemci, seçimi Buteflika’nın kazanacağını öngörüyor.

- Buteflika’ya karşı diğer adayların şansı var mı?

Emekli General Ali Ghedir 60 bin imza toplayarak adaylığını resmileştiren ilk isim oldu. 2000 yılında generalliğe terfi ettirilen ve 2015 yılında emekli oluncaya kadar Savunma Bakanlığı İnsan Kaynakları direktörü olarak görev yapan 64 yaşındaki Ghediri göze çarpan adaylar arasında. Liderliğini Zoubida Assoul’ün yaptığı Değişim ve İlerleme için Birlik Partisi (UCP) gibi bazı muhalif partilerin ve sendikaların desteğini alan Ghediri’nin, seçimlere bağımsız aday olarak girmesine ve bundan birkaç ay öncesine kadar çok fazla tanınırlığı olmamasına rağmen bir anda hakkında en fazla konuşulan aday haline gelmesinin arkasında, eski İstihbarat Başkanı General Tevfik’in bulunabileceği söyleniyor. Aynı zamanda, hiçbir siyasi partiyle bağlantısı olmadığı, herhangi bir ideolojiye bağlılık ifade etmediği için ve Fransız cumhurbaşkanının iktidara geliş süreciyle benzerlikler göstermesi nedeniyle, “Cezayir’in Macron’u olacak” yorumlarına neden oluyor.

Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan diğer bir politikacı ise eski başbakanlardan Ali Benflis. İç savaşın hemen ardından, 2001 yılında başbakanlık yapan ve daha sonra adalet bakanlığı görevinde bulunan Benflis, 2014 yılında FLN ile yollarını ayırmıştı. 2014 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağımsız olarak giren Benflis oyların yüzde 12’sini alarak Buteflika’nın ardından ikinci olmuştu. Buteflika’nın 5. dönem adaylığına en fazla itiraz eden muhalif lider Benflis, “Buteflika ne konuşabiliyor ne yazabiliyor. Buteflika’nın adaylığını açıkladığı mektubu kim yazdıysa ortaya çıksın görelim,” demişti.

Diğer taraftan, daha çok Berberilerin yaşadığı Kabylie bölgesinde etkili olan Sosyalist Güçler Cephesi (FFS) gibi bazı muhalefet partileri, seçimlerin adil ve şeffaf olmayacağını, sadece formaliteden ibaret olduğunu düşündükleri için, seçimlere katılmama kararı aldılar ve taraftarlarını seçimi boykot etmeye çağırdılar.

- İslami referanslı partilerin durumu

İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) partisi de İslami eğilimli bir parti olarak seçimde boy gösterecek. 18 Nisan seçimlerine girecek olan partiler, ideolojik olarak FIS’ten çok farklı bir profil çizseler de, “kara on yıl” olarak adlandırılan iç savaşı yaşayan Cezayirliler, İslami eğilimli partilere bugün hâlâ temkinli yaklaşıyor. Diğer taraftan, bu partilerin 18 Nisan seçimleriyle ilgili pozisyonları da pek belirgin değil ve tamamen ayrışmış durumdalar. 2012’ye kadar Buteflika iktidarıyla ortaklığı bulunan, en büyük İslamcı grup olan Barış Toplumu Hareketi (MPS) cumhurbaşkanlığı için Abdurrezzak Makri’yi aday gösterdi. İslami referanslı diğer bir parti olan Adalet ve Kalkınma Cephesi (FJD) lideri Abdallah Jaballah Buteflika’ya karşı tek bir aday çıkarılması gerektiğini savunup bunun için uzlaşı arayışında olsa da gayretleri çok fazla karşılık bulamıyor. Diğer İslami eğilimli parti olan Cezayir’in Umut için Birlik Partisi (TAJ) ise daha önce Buteflika hükümetiyle uzlaşı yolunu seçmişti. Partinin lideri Amar Ghoul bu seçimlerde de mevcut cumhurbaşkanına desteklerini yineledi. Müslüman Kardeşler hareketinin fikriyatını benimsediklerini iddia eden bu üç İslami partinin (ideolojik olarak aynı referansları kullansalar da, politik olarak bir araya gelememelerinden dolayı) 18 Nisan seçimlerinde başarı elde etmeleri beklenmiyor.

- Ordu-istihbarat çekişmesinin seçimlere etkisi

Eski bir asker olan Hariri Bumedyen’in cumhurbaşkanlığından sonra (1968-1975), Cezayir’de cumhurbaşkanlığı hep sembolik bir makam olmuştur. Ülkedeki güç odaklarını oluşturan Cezayir Silahlı Kuvvetleri (ANP) ve İstihbarat ve Güvenlik Dairesi (DRS) her alanda olduğu gibi siyasette de karar verici konumundalar.

18 Nisan seçimlerini diğer seçimlerden farklı kılan ise (yukarıda da bahsettiğimiz gibi) 2015 yılında, istihbarat kurumunun başındaki General Tevfik’in, Genel Kurmay Başkanı Ahmed Gaid Salah’ın isteği üzerine, Buteflika tarafından görevden alınmasıyla gün yüzüne çıkan çekişmedir. Bu seçimde aynı zamanda, yıllardır karşı karşıya gelmeyen güçlerin mücadelesine de tanıklık edeceğiz.

Kimilerinin Cezayir rejiminin gerçek lideri olduğunu iddia ettiği General Tevfik, 25 yıl görev yapmasına karşın sadece tek bir fotoğrafı bulunan gizemli yönetici. Tevfik’in istihbarat kurumunun başına geçmesiyle birlikte (1990) DRS, FLN vasıtasıyla Cezayir siyasetini dizayn eden ordunun karşısında önemli bir güç odağı haline geldi. Bu iki güç odağı arasındaki çekişme 2015 yılında gün yüzüne çıkmış olsa da, arka plandaki çekişmenin çok daha önce başladığını biliyoruz. 2010 yılında, kamu şirketi olan Sonatach’ta patlak veren yolsuzluk soruşturmasıyla, başta eski Enerji Bakanı Chakib Khelil olmak üzere, Buteflika’ya yakın birçok isim gözaltına alınmış ve bu operasyonun arkasında General Tevfik’in olduğu iddia edilmişti. Bu tarihten sonra, arka planda sular hiçbir zaman durulmadı. 2013 yılına gelindiğinde, Buteflika’nın Fransa’da tedavi gördüğü esnada, artık savaş aleni bir şekilde yapılıyordu. Buteflika tedaviden sonra ülkesine döndüğünde, ilk iş olarak, kendisinin 4. dönemine de karşı çıkan DRS’nin yapısını değiştirdi ve kurumu (başında Genelkurmay Başkanı Ahmed Gaid Salah’ın olduğu) Millî Savunma Bakanlığı’na bağladı. General Tevfik’e yakınlığıyla bilinen bütün isimler birer birer görevden uzaklaştırıldı.

Sonuç olarak, 18 Nisan’da yapılacak bu seçimleri, 2012 yılından bu yana sağlık sorunlarından dolayı Cezayir halkının karşısına hiç çıkamayan Buteflika’nın kazanacağı ve her şeye rağmen, ordunun desteğiyle cumhurbaşkanlığı görevine devam edeceği öngörülüyor.

Bu seçimlerin üç can alıcı noktası var: Birincisi, Adalet ve Kalkınma Cephesi (FJD) lideri Abdallah Jaballah’ın dediği gibi, Buteflika’nın karşısına tek aday çıkarmayı başarmaktan başka çaresi olmayan muhalefet, bunu adaylık başvurusu için son tarih olan 3 Mart’tan önce başarabilecek mi? İkincisi, yüzde 85’i siyasetle ilgilenmeyen, yüzde 52’si siyasi sisteme inanmayan ve yüzde 70’i 30 yaşın altında olan Cezayirliler sandığa gidecekler mi? Üçüncü ve en kritik nokta ise günlerdir ülkenin dört bir yanında Buteflika’nın 5. dönemine karşı gösteriler düzenleyen Cezayirliler istediklerini almadan evlerine dönecekler mi?

[Ahmet Emin Dönmez Kuzey Afrika çalışmaları alanındaki lisansüstü eğitimini Paris 8 Üniversitesi’nde sürdürmektedir]

Kaynak: