Dün sabah acı bir tabloya uyandık…

‘Ankara-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Tren, Marşandiz istasyonuna girişi esnasında raylarda bulunan kılavuz tren ile çarpıştı’ haberi yıldırım etkisi oluşmasına sebep oldu.

Ardından gelen bilgiler ölüm ve yaralanmalar daha da canımızın yanmasına sebep oldu.

Henüz konunun geri planı ile alakalı net bir bilgimiz olmadığı için yorum yapmam sağlıklı olmaz. Ama bu mesele kısa zamanda eminim aydınlatılacaktır.

Aydınlatılmalı da…

Suçlu kimse de cezasını en ağır şekilde çekmeli!

Çünkü biz bu kazada insanımızı kaybettik!

Çünkü biz bu kazada aydınlarımızı kaybettik!

Hem de bilim için çabalayan bu yolculuğa da bilim için çıkan insanlardı…

Halen yaralı olarak tedavi gören hocalarımızın da olduğu bilgiler arasında.

Çok üzgünüz evet. Bir trenin kullandığı rayın üzerinin boş olması gerekiyor. Yani tren yolculuğu için genel geçer kurallardan biri bu değil mi? Basit ama en gerekli olan bu kuralı atlamaları kabul edilebilir bir şey değil!

Biz bu konuda deyim üretmiş bir milletiz. ‘Her şey rayına girdi’ deriz. Güvenli,  sorunsuz, sağlıklı demektir bu deyimin anlamı. Ben rayın üstünde insanların korkmasını istemiyorum artık.

Mesela kazada hayatını kaybeden Prof. Dr. Berahitdin Albayrak Hoca, TÜBİTAK tarafından Konya Bilim Merkezi'nde yapılacak “Bilim Cafe” programına katılmak için binmişti trene… Alanında birçok başarılı işe imza atmış Albayrak Hoca, gökbilim üzerine halka doyumsuz bir anlatım yapacaktı.

Ama olmadı…

Yine Medicana Konya Hastanesi’nde görev yapan, Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Tahsin Ertaş Hoca’da, nöbeti olduğu için, ikamet ettiği Ankara’dan Konya’ya doğru yola çıkmıştı.

Kazada yaralananlar içinde KTO Karatay Üniversite’sinden 5 hocamızda vardı. Umarım onlar hakkında sevindirici haberler duyarız da bir nebze olsun yüreğimize su serpilir.