"Arakanlı Müslümanlar için sahada ve masadayız"

Türkiye'nin Nepido Büyükelçisi Kerem Divanlıoğlu:- "Türkiye'nin Arakan konusundaki tutumu, yürüttüğü 'sahada ve masada aktif ve güçlü diplomasi' politikasının bir örneğidir"- "Hem sahada hem de masadayız. Türkiye, Myanmar'da sahada çok zorlu projeleri ken
"Arakanlı Müslümanlar için sahada ve masadayız"

ANKARA (AA) - NAZLI YÜZBAŞIOĞLU/TUĞRUL ÇAM- Türkiye'nin Nepido Büyükelçisi Kerem Divanlıoğlu, Türkiye'nin Arakan konusundaki tutumunun, sahada ve masada yürüttüğü aktif ve güçlü diplomasinin örneği olduğunu belirterek, "Türkiye, Myanmar'da sahada çok zorlu projeleri kendi kapasitesiyle yapan bir avuç ülkeden biri." dedi.

Büyükelçi Divanlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin uluslararası alanda Arakanlı Müslümanlara (Rohingyalar) destek faaliyetlerine öncülük ettiğini, bu desteğin üç boyutta sürdürüldüğünü söyledi.

İlk boyutun, uluslararası platformlar olduğunu vurgulayan Divanlıoğlu, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi uluslararası platformlardaki girişimlerde aktif yer aldığını dile getirdi. Özellikle Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleriyle ikili ve çok taraflı istişarelerde Arakanlı Müslümanların durumuna ilişkin "insani odaklı" tutumun korunduğunu dile getiren Divanlıoğlu, Türkiye'nin bu konuda ikinci bir gündeminin bulunmadığının altını çizdi.

Türkiye'nin desteğinin ikinci boyutunun, "sahadaki faaliyetler" olduğunu söyleyen Divanlıoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin Arakan konusundaki tutumu, yürüttüğü 'sahada ve masada aktif ve güçlü diplomasi' politikasının bir örneğidir. Bu konuda da hem sahada hem de masadayız. Türkiye, Myanmar'da sahada çok zorlu projeleri kendi kapasitesiyle yapan bir avuç ülkeden biri. Türkiye, ilkeli ama yapıcı tutumuyla Myanmar yönetiminin de takdirini kazanıyor. Dolayısıyla Myanmar yönetimi, bizim Arakan'da faaliyet göstermemize ve sahaya erişimimize izin veriyor. Sahaya erişim konusu, Türkiye için çok önemli. O insanların bizi sahada hissetmesi, Türkiye gibi büyük ve güçlü bir ülkeyi yanlarında hissetmesi lazım."

- "Üç sacayaklı politikayı sürdürmek istiyoruz"

Divanlıoğlu, Arakanlı Müslümanlara verilen desteğin üçüncü boyutunun da "Myanmar ile diyalog" olduğunu ifade ederek, "Biz bütün bunları Myanmar yönetimiyle diyalog içinde yapabiliyoruz. Biz, onlara gidip 'bu eksiklikleri gidermeniz, yanlış politikaları düzeltmeniz lazım' diye doğrudan söyleyebiliyoruz." diye konuştu.

Myanmar yönetimiyle üst düzey temasların da olduğuna değinen Divanlıoğlu, "Krizin en yoğun olduğu dönemde hatırlarsınız, Sayın Cumhurbaşkanımız, (Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı) Aung San Suu Çi ile telefon görüşmesi yaptı. Bu, çok kritik bir görüşme oldu. Ondan sonra Suu Çi, Türkiye ile çalışmak istediklerini söyledi. Cumhurbaşkanımız da 'Bizim gündemimiz insani, başka bir gündemimiz yok' mesajını verdi. 'Sorunun çözülmesini istiyoruz' mesajının en üst düzeyde verilmesi çok kritik rol oynadı." ifadelerini kullandı.

Divanlıoğlu, "Arakan" konusunun Türkiye ve Myanmar arasında ikili mesele olmadığına işaret ederek, "Bu, uluslararası ve insani bir mesele. Türkiye de bu tartışmanın çok aktif bir aktörü ve bu üç boyutlu, üç sacayaklı politikayı sürdürmek istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Arakanlı Müslümanların Myanmar'a dönmesi için koşulların sağlanması gerek"

Arakan konusunda üç meselenin öncelikli olduğunu söyleyen Divanlıoğlu, birinci önceliğin, Bangladeş'teki kamplarda çok zor şartlarda yaşayan yaklaşık bir milyon Arakanlı Müslüman'ın Myanmar'a geri alınması olduğunun altını çizdi.

Divanlıoğlu, "Myanmar söylemde, 'Biz buna hazırız' diyor. Bangladeş ile ikili anlaşması, BM ile de Myanmar'ın içi için yaptıkları anlaşma var. Bangladeş'le yapılan anlaşma ilerlemiyor, şu ana kadar tek bir Arakanlı bile dönmüş değil." dedi.

BM ile anlaşmanın ise uluslararası toplumun ve Türkiye'nin yoğun girişimleri sonucu imzalandığının altını çizen Divanlıoğlu, bu anlaşma çerçevesinde Arakan'da toplumlar arası güvenin artırılmasının ve koşulların düzeltilmesinin amaçlandığını anlattı. Divanlıoğlu, söz konusu anlaşmanın "ağır da olsa ilerlediğini", asıl meselenin, Bangladeş'teki insanların Myanmar'a dönmesi için gerekli koşulların sağlanması olduğunu vurguladı.

Daha önce kuzey Arakan'da yaşayan 780 bin Arakanlı'nın şu anda Bangladeş'te bulunduğunu belirten Divanlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geniş tarım arazileri bomboş. Köyler yakılmış, yıkılmış. Bu insanların, Myanmar tarafından belirlenen yerlere değil, daha önce yaşadıkları yerleşim yerlerine, yani asli köylerine dönmeleri esas. Myanmar'ın bunu yapması lazım. Arakanlı Müslümanlar, güvenliklerinin sağlanacağından emin olmadan, vatandaşlık gibi hukuki statüleri netleşmeden ve daha önceki geçim kaynaklarına erişim imkanları kendilerine sunulmadan Myanmar'a dönmek istemiyor."

Divanlıoğlu, "Arakan" konusunda ikinci önceliğin, 2016-2017'de işlenen ağır insan hakları ihlallerinin sorumlularının hukuk önünde hesap vermesi, üçüncü önceliğin de Myanmar'ın Arakanlılara karşı ayrımcı ve dışlayıcı politikalara son vermesi, vatandaşlık ve hareket serbestisi gibi konulara çözüm getirmesi olduğunu kaydetti.

- "Türkiye Myanmar ilişkilerinin önünü açmak istiyoruz"

Türkiye'nin, "Yeniden Asya" politikasına dikkati çeken Divanoğlu, Asya'nın her alanda çok büyük potansiyel barındırdığını belirtti.

Divanlıoğlu, ASEAN üyesi Myanmar'ın, Türkiye'nin Asya politikasının bir parçası olduğunu söyleyerek, "İkili ilişkilerdeki hareketsizliğin önünü açmak istiyoruz ki, Arakanlı Müslüman kardeşlerimize daha iyi yardımcı olabilelim. Şu anda Myanmar, Türkiye'nin duruşunu takdir ediyor, aramızda belli bir anlayış var. 'Siz ilkenizi ortaya koyuyorsunuz' diyorlar. Yapıcıyız, biz sorunu derinleştirmek için değil, çözmek için oradayız." diye konuştu.

Türkiye'nin ilkeli ve yapıcı çizgisi sayesinde Arakan konusunda güven ve saygı topladığını vurgulayan Divanoğlu, Arakanlı Müslümanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Türkiye'ye özel bir saygı, minnet ve şükran içinde olduğunu kaydetti.

Divanoğlu, Myanmar'ın çok zengin doğal kaynaklara sahip olduğuna değinerek, "Hindistan'ın ASEAN'a açılan kapısı, Çin'in Hint Okyanusu'na açılan kapısı. 60 milyonluk nüfus, çok geniş bir iç pazar. Orası şirketlerimiz, özel sektörümüz için çok ideal bir genişleme alanı." dedi.

- "THY, Myanmar'a gelsin istiyoruz"

Geçen yıl ikili ticaret oranının yüzde 70 artarak ilk defa 100 milyon doları aştığını söyleyen Divanoğlu, Myanmar ile Karma Ekonomik Komisyon (KEK) gibi mekanizmaların hayata geçirilmek istendiğini vurguladı.

Divanoğlu, Türkiye ve Myanmar'ın ikili diyaloğu geliştirerek birbirini daha iyi tanımasından yana olduklarını belirterek, "Türk Hava Yolları Myanmar'a gelsin istiyoruz. Arakanlılar dışında Türkiye'ye çok özel sevgi ve saygı duyan 2 milyon Müslüman var." diye konuştu.

Myanmar'daki Osmanlı izlerini de hatırlatan Divanoğlu, bir şehitliğinin bulunduğunu, ikinci şehitliğe izin çıkması için uğraştıklarını anlattı.

"Osmanlı'nın savaş esirleri var, şehitlik bize emanet." diyen Divanoğlu, izin alınması için çaba gösterdikleri ikinci şehitlikte yaklaşık 2 bin 500 şehit mezarı bulunduğunu tahmin ettiklerini aktardı.

Divanoğlu, Türkiye'nin sahada sadece Müslümanlara yönelik değil, tüm bölge halkının birlikte yararlanabileceği projeleri hayata geçirdiğini kaydetti.

Kaynak: