'Asıl amaç sivil ve askeri bürokraside hedef seçilenlerin tasfiyesi olduğu yönünde'

İzmir'deki "askeri casusluk soruşturması"nda sahte delil üretilerek kumpas kurulduğu iddiasıyla FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında 68 sanığın yargılanmasına başlanılan davaya, iddianamenin okunmasıyla devam edildi.
'Asıl amaç sivil ve askeri bürokraside hedef seçilenlerin tasfiyesi olduğu yönünde'

İzmir'deki "askeri casusluk soruşturması"nda sahte delil üretildiği iddiasıyla ilgili "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)" yönelik soruşturma kapsamında 2'si başka bir soruşturmadan olmak üzere 20'si tutuklu 68 sanık hakkında açılan davaya, iddianamenin okunmasıyla devam edildi.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, sanık ve müşteki sayısı fazlalığı nedeniyle, "askeri casusluk soruşturması" için duruşma salonu haline getirilen İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri'nin konferans salonunda görülen duruşmada, aralarında merkez valisi, mülkiye müfettişleri, dönemin İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay ve emniyet mensuplarının da bulunduğu bazı sanık ve müştekiler ile taraf avukatları hazır bulundu.

İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato tarafından hazırlanan bin 13 sayfalık iddianamenin okunmasına devam edildi.

İddianamede, kamuoyunda "askeri casusluk soruşturması" olarak bilinen soruşturmada İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin adli kolluk gibi çalışarak, adli sürecin yönlendirilmesinde büyük rol oynadığı, bunun adli soruşturmanın gizliliği ilkesinin göz ardı edilmesine kadar vardığı, istihbarat şubesinin yetkisiz ve hukuksuz adli sürecin bir parçası olarak çalıştığı vurgulandı. 

Askeri casusluk davasında yargılandıktan sonra beraat eden Narin Korkmaz'ın evindeki aramalarda ele geçirilen dijital veride üst düzey bürokratların bir örgüt çatısı altında gösterilmesi ile aynı davanın iki numaralı sanığı emekli Albay Coşkun Başbuğ'un yaptığı bazı görüşmelerle Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) elemanlarının soruşturmaya dahil edilmek istendiği kaydedilen iddianamede, MİT mensupları için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca takipsizlik kararı verilmesiyle ilgili fezleke ve iddianamedeki casusluk algısının da çöktüğü vurgulandı.

İddianamede, buna ilişkin şu ifadeler yer aldı: 

"Soruşturmanın MİT elemanlarına da yöneltilmesi, bir anlamda Başbakanlık ve diğer bakanlıkların üst düzey bürokratlarını hedef alan bir kurgulamanın da planlandığının göstergesidir. MİT elemanlarının soruşturmaya dahil edilmesi 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarını KCK soruşturmasına dahil etme çabasıyla eş zamanlı olduğu birlikte değerlendirildiğinde, bu soruşturmayla ulaşılmak istenen asıl amacın sivil ve askeri bürokraside hedef seçilen şahısların tasfiyesi olduğu yönünde kuvvetli şüphe ve kanaate varıldığı anlaşılmaktadır."

Mahkeme Başkanı Kibar, duruşmaya öğle arası verdi.

Dava ve iddianame

"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar maili üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkililer, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.

Sahte deliler üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı ise daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato'nun hazırladığı ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.