Osman Uzunkaya

Osman Uzunkaya

AŞK, ÖZLEM ve ÖTESİ (16)

AŞK, ÖZLEM ve ÖTESİ (16)

                Eşimle birlikte Peygamber Efendimizin kabri saadetlerini ziyaret edip, ona selatü selam’da bulunduktan sonra otelimize dönmüştük. Bugün saat on dört sularında Medine-i Münevvere’ye veda edecek ve nurlu Mekke’ye gitmek üzere yola çıkacaktık.Artık Medine-i Münevvere’deki saatlerimiz sayılıydı.Bir taraftan nur beldesi Mekke’ye gideceğim için sevinçli ama diğer taraftan da Peygamber Efendimizin sonsuz izlerinin bulunduğu Medine-i Münevvere’den ayrılacağım için hüzünlüydüm. Duygularım karma karışık bir haldeydi.Yüreğimin bir yarısı yaklaşan ayrılığın burukluğunu yaşarken, diğer yarısı da maşukuna kavuşmak için can atan aşığın yüreği gibi sevinç ve heyecan içindeydi. Bir ara eşimle sohbet ederken bu konudaki duygularımı; Medine-i Münevvere’den ayrılacağıma sevinmeli mi? Yoksa üzülmelimiyim?Bilemedim diye ifade etmiştim.Eşim de bana:  “ Sevinmelisin, çünkü Peygamber Efendimizle görüştük, ona selatü selam’da bulunduk. O’nun sonsuz izlerini taşıyan yerlere yüz sürdük.Allah bize bunu nasip etti.Şimdi de Allah’ın evi Kabe-i Muazzama’yı ziyaret edecek, Arafat’ta Vakfe’ye durup hacı olacağız. Buna sevinilmez mi?”diye cevap vermişti.Hac baştan sona Tavaf, sa’y, şeytan taşlama, Arafat’ta vakfe’ye durma gibi sembolik anlamlar taşıyan bir ibadetti.Yakın zamanda haccın semboller silsilesi ile tanışacak, ruhumun Kabe-i muazzamanın eşsiz atmosferiyle hemhal olup Allah’a yükselişine tanıklık edecektim.Bu güzel olduğu kadar muhteşem ötesi bir duyguydu.Artık karmaşık olan duygularım dinginleşmiş ve nurlu Mekke’ye kavuşacak olmanın heyecanı içimi şimdiden sarmış, sarmalamıştı.

                Sabah kahvaltısından sonra kafile başkanımızın yapacağı bilgilendirme toplantısında hazır bulunmak için lobideki yerimi almıştım.İçerisi tıklım tıklım doluydu. Sonradan gelen bazı hacı adayı arkadaşlarım oturacak yer bulamayınca, konuşmayı ayakta dinlemek üzere duvar kenarına dizilmişlerdi.Daha sonra gurup hocalarımızla birlikte lobi’ye gelen kafile başkanımız kısa bir hitap konuşması yapmış ve mikrofonu eline alarak aşrı şerif okumaya başlamıştı.Aşrı şerif bittikten sonra da Mekke yolculuğumuzla ilgili dikkat edilmesi gereken hususlara değinmiş, ihram’ı ve ihrama nasıl girileceğini uygulamalı olarak gösterip, ihram yasaklarını ve buna ilişkin yapılması gereken davranış ve vecibeleri bir bir sıralamıştı.Konuşma esnasında yüzüne üşüşen terleri cebinden çıkardığı mendiliyle iki de bir silerek, uzunca bir duadan sonra meraklı bakışlar arasında konuşmasını sonlandırmıştı.

                Hanım hacı adaylarının temiz kıyafet giyinme ve parfüm kullanmama dışında her hangi bir zorunlukları olmasa da;  erkek hacı adayları için ihrama girme zorunluluğu bulunuyordu.İlk defa ihrama gireceğim için oldukça heyecanlıydım.Aslında İhrama girmekle aynı gaye için burada bulunan tüm müslümanların; renk, ırk, dil,kültür,makam,mevkii ve ekonomik durumlarıyla ilgili farklılıkları eşitleniyor, bir hacı adayının diğerinden üstün olduğuna dair her hangibir algının oluşması önlenmiş oluyordu.

                Nurlu Mekke’ye hareket etmemizin zamanı gelmek üzereydi.Diğer hacı adayları gibi beni de tatlı bir yolculuk telaşı sarmıştı. Gurup hocamız gurubumuzdaki tüm hacı adaylarını birer birer  bilgilendiriyordu.Erkek hacı adaylarının ihramla ilgili sordukları soruları cevaplamaya çalışıyor, bir an önce hazırlıklarımızı tamamlayıp ihramlı bir şekilde ve valizlerimizle birlikte lobi’de hazır bulunmamızı tembih ediyordu. (devam edecek)

                Selam,sevgi ve muhabbetle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Uzunkaya Arşivi
SON YAZILAR