Osman Uzunkaya

Osman Uzunkaya

AŞK, ÖZLEM ve ÖTESİ (20)

AŞK, ÖZLEM ve ÖTESİ (20)

                 Eşim ve ben diğer hacı adayı arkadaşlarımızla birlikte odalarımıza çıkmak için asansör başında  beklemeye başlamıştık.Gurup hocamız bir saat süre ile dinlenebileceğimizi, daha sonra da otelin lobisinde buluşarak, yine guruplar halinde otobüslerimize binip Mescid-i Haram (Kabe)’a hareket edeceğimizi söylemişti.O yüzden biran önce odamıza yerleşip azda olsa dinlenerek üzerimizdeki yorgunluğu atmak istiyorduk.

                 Hayallerimi süsleyen ve özlemi ile yanıp tutuştuğum Kabe-i Muazzma’yı görmenin vakti bir hayli yaklaşmıştı.Yorgundum ama bir o kadar da heyecanlıydım.

                Kabe-i Muazzam’a Mescid-i Haram’ın ortasında yaklaşık 13 metre yüksekliğinde, 12 metre boyunda ve 11 metre genişliğinde taştan yapılmış dört köşe bir binaydı.Haccın sebebi ve bütün müslümanların kıblegahı olan Kabe, yer yüzünde yapılmış olan ilk mukaddes mabetti.Kur’an-ı Kerim’de; “İnsanlar için yer yüzünde kurulan ilk ev, Mekke de bulunan mübarek ve alemler için hidayet kaynağı olan Kabe’dir.” (Ali İmran, 3/96) diye buyurulmaktaydı.

                Peygamber Efendimiz, ilk inşa edilen mescidin Mescid-i Haram, ikinci inşa edilen mescidin Mescid-i Aksa olduğunu, bu ikisi arasında kırk yıl süre bulunduğunu beyan etmişti. (Buhari, Enbiya:10) Yukarıda belirtilen Ayet-i Kerim’e ve Hadis-i Şerif, yer yüzünde yapılan ilk mescidin Kabe olduğunu açıkca ortaya koymaktaydı. Kur’an-ı Kerim’de Kabe’yi inşa edenin Hz.İbrahim ile oğlu İsmail olduğu bildirilmekteydi.

              Mescid-i Haram’a hareket etme zamanı gelmişti.Eşim ile birlikte gurubumuzun bulunduğu otobüse binmiş, koltuklarımıza yerleşmiştik.Gurup hocamız hacı adayı arkadaşlarımızın noksansız olduğunu gördükten sonra,  koltuğundan hafifçe kaykılarak bize hitaben: “Sevgili kardeşlerim; size bir duyurum olacak o da şudur:  Kabe’ye girerken kesinlikle guruptan ayrılmayınız.Birlikte hareket etmek zorundayız.Zira şu an Kabe oldukça kalabalıktır. Sizler gibi diğer hacı adayları da ihramlı olduklarından birinizi diğerinizden ayırt etmemiz çok zordur.Kabe’yi ilk defa göreceğiniz için yabancılık çekmeniz gayet normaldir.Her ne kadar burada kaybolma riski olmasa da dikkatli olmakta fayda vardır.Hepiniz lütfen beni takip ediniz ve bir birinize sahip çıkınız.”Diyerek bir uyarı konuşması yapmıştı.Gurup hocamızın konuşması biter bitmez, otobüsümüz nurlu Mekke’nin ışık cümbüşü içindeki geniş ve bakımlı caddelerinde Kabe-i Muazzama’ya doğru yol almaya başlamıştı.

                Otobüsümüz; Kabe-i Muazzama’ya mesafesinin iki yüz metre olduğunu daha sonra öğrendiğim, çokta bakımlı olmayan ve zemini toprak garaja benzer bir alanda bizi indirmişti.

                Akşam dokuz sularıydı. Her yer parıl parıl parlıyordu.Hava sıcaklığı tahminen 30- 35 derece civarındaydı.Bizi dağıtmadan ve belli bir düzen içinde Kabe-i Muazzama’ya götürmek için çırpınan gurup hocamızın rehberliğinde yürümeye başlamıştık.Sırtımızda sırt çantamız, elimizde pet su şişeleri sağımızda ve solumuzda renk renk boy boy kadınlı erkekli yüzlerce insanla birlikte saygı ve hoşgörü eşliğinde  yolumuza devam ediyorduk.Bayan hacı adaylarının değişik renk ve modeldeki kıyafetleri hayli ilginç bir görünüm oluşturuyordu. Erkek hacı adayları ise üzerlerindeki ihram örtüleriyle adeta beyaz bir papatya tarlasını andırıyorlardı. (devam edecek)

                Selam, sevgi ve muhabbetle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Uzunkaya Arşivi
SON YAZILAR