"Avrupa'daki ayrımcılık IŞİD'e sempatiyi artırıyor"

Tunus'un iktidardaki Nahda hareketinin lideri Gannuşi, Müslümanlara yönelik ayrımcılığa bir tepki olarak Avrupa'da gençlerin IŞİD terör örgütüne sempati beslediğini belirtti.
"Avrupa'daki ayrımcılık IŞİD'e sempatiyi artırıyor"

Tunus'un iktidardaki Nahda hareketinin lideri Raşid Gannuşi, Avrupa'da Müslüman toplumuna karşı adaletsiz ve ayrımcı yaklaşımların, Müslüman genç nüfusun Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütüne sempati beslemesine neden olduğunu belirtti. Gannuşi, "Avrupa'da Müslümanlara karşı adalet yoksunluğu ve ayrımcılık var. Buna tepki olarak, Müslümanlar IŞİD'in ötekileştirilmeye karşı çare olabileceğine inanıyor" dedi.

Tunus'ta 2011'deki devrimden sonra iktidara gelen Nahda hareketinin lideri Gannuşi, Batı ülkelerinde Müslümanların kendini topluma entegre olmuş hissetmesini sağlayacak bir düzen olmamasını eleştirdi.

Gannuşi, "Avrupa'da verilen eğitim ve Batı dünyasının değerlerine vurgu, oradaki Müslümanların kendilerini Muhammed veya Hatice olarak tanıtması için yeterli değil. Bu insanlar toplumda kabul edilmiyorlar. Avrupa'da Müslümanlara karşı adalet yoksunluğu ve ayrımcılık var. Buna tepki olarak, Müslümanlar IŞİD'in ötekileştirilmeye karşı çare olabileceğine inanıyor" diye konuştu.

Avrupa'dan Suriye ve Irak'a savaşmak için giden Müslümanların, IŞİD'in politikasını Avrupa'daki ayrımcı politikalara alternatif olarak gördüğünü ifade eden Gannuşi, "Avrupa'da Müslüman toplumuna karşı adaletsizlik IŞİD'e sempatiyi artırıyor" ifadesini kullandı.

Gannuşi şöyle devam etti:

"Batılı ülkeler (yapılan anayasayla) Irak'ı Şiilere teslim ettiler, (eski Irak Başbakanı Nuri el-) Maliki de Irak'ta tahakküm kurdu ve Sünnileri bir kenara itti. Bu olumsuz ortam IŞİD'in olumsuz bir tepkiyle devreye girmesine neden oldu. Yani IŞİD, Amerika'nın ve Batı ordularının Irak'taki faaliyetlerinin sonucudur."

IŞİD'in temsil ettiği İslam anlayışının, İslam'ın esasen temsil ettiği merhamet, adalet ve ahlak anlayışına büyük zarar verdiğini vurgulayan Gannuşi, İslam geleneğinin yüzyıllarca Suriye ve Irak'taki dini çeşitliliğin teminatı olduğunu fakat IŞİD'in bu zengin tarihsel mirası ortadan kaldırmayı hedeflediğini belirtti.

Gannuşi, "IŞİD dar görüşlülüğüyle karmaşık bir toplumdaki problemleri çözebileceğini iddia ediyor ama kaos yaratmaktan başka bir şey yapmıyor" dedi.

Suriye ve Irak'ın kuzeyinde gittikçe genişleyen bir alanda kontrol sağlayan IŞİD, etkinlik gösterdiği yerlerde hilafet ilan ediyor. AB Komisyonu'na bağlı Radikalleşme Farkındalık Ağı (RAN), ağustos ayında verdiği bilgide, Ortadoğu'daki aşırıcı eylemlere katılımın arttığını belirtmişti.

RAN Yabancı Savaşçılar Çalışma Grubu Başkanı Dr. Magnus Ranstorp, Anadolu Ajansı'na geçen hafta verdiği röportajda, "Avrupa genelinde Suriye veya Irak'a seyahat edenlerin muhtemelen en fazla Belçika'dan gittiğini söyleyebilirim. Belçika'nın sadece 11 milyonluk nüfusu var. Belçika'dan 300'den fazla, Danimarka'nın da 5 milyonluk nüfusundan 100'den fazla kişinin gittiği söyleniyor. İngiltere'ye bakarsak, 60 milyondan fazla nüfuslu ülkede 600'den fazla kişinin Suriye ve Irak'a savaşmaya gittiği düşünülüyor" diye konuşmuştu.

Merkezi New York'ta bulunan uluslararası danışmanlık şirketi The Soufan Group'un haziran ayında yayımladığı araştırmaya göre, IŞİD'e dünya çapında katılan 12 bin kadar yabancı savaşçıdan 2 bin 500 kadarı en fazla AB ülkelerinden olmak üzere ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Rusya'dan geliyor.

Avrupa'da Müslümanlara karşı ayrımcılığın somut örnekleri uluslararası kuruluşların yaptığı araştırmalarda da ortaya konuluyor. Uluslararası Af Örgütü'nün 2012 yılında yayımladığı "Seçim ve Önyargı: Avrupa'da Müslümanlara Karşı Ayrımcılık' adlı raporunda, Müslüman nüfusun dininden ötürü yüzleşmek zorunda kaldığı çifte standarttan bahsediliyor.

"Dine dayalı ayrımcılık Müslüman genç nüfusun istikbalini karartıyor, özsaygılarını ve karşılarına çıkan fırsatları yerle bir ediyor, soyutlanma, dışlanma ve damgalanmayla sonuçlanıyor" ifadelerinin yer aldığı rapor, özellikle Müslüman kadının kıyafeti sebebiyle iş bulmada ve çalışma alanında yaşadığı zorluklara dikkati çekiyor.