Bahçeli: TSK'yı anlamsız tartışmaların içine çekmeyin

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.
Bahçeli: TSK'yı anlamsız tartışmaların içine çekmeyin

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmemesi arzuladığımız çözümü engellemektedir. Ermenistan ateşkes kararına uymalı, işgal ettiği topraklardan çekilmelidir.

94 yıllık cumhuriyet tarihimizde demokrasimiz birçok defa kesintiye uğratılmıştır. Askeri darbeler Türkiye'ye 10 yıllar kaybetmekle kalmamış, tarihin gerisine de düşürmüştür. Darbe varsa demokrasi yoktur. Türk milleti darbelerden çok çekmiştir. Asker sevil geriliminden zarar görmüştür.

Bu vatanda fazlasıyla silahlı ve kanun dışı hareketler görülmüştür. Buna artık son nokta konulmalı. Milletimizin hassasiyet ve tercihlerine saygı duymak herkesin asli görevidir.

15 Temmuz darbeler tarihimizin en karanlığıdır. TSK'ya yuvalanan FETÖ artıkları son bir hamle ile silaha sarılmıştır.

'Karargah rahatsız' manşeti

Türk Silahlı Kuvvetlerinin anlamsız tartışmaların içine çekilmesi son derece yanlıştır. 2007'den yana Türk Silahlı Kuvvetleri çok yara almıştır. Son zamanlarda Genelkurmay Başkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili bazı eleştirilere Karargah'ın nasıl baktığı ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda olmak üzere Milli Savunma Bakanlığının başörtüsü yasağını kaldırırken, Genelkurmay'ın görüşünü almadığı, Yeni Akit gazetesinin vefat eden bir yazarı için edilen ithamlar, Sayın Akar'ın İncirlik'te ABD Genelkurmay Başkanı'nın yanına gitmesi için yapılan yorumlar, Genelkurmay Başkanının Cumhurbaşkanı ile yurt dışı ziyaretlerine gitmesi ile ilgili yapılan incitici ifadeler ve Genelkurmay Başkanının bir FETÖ'cüyle Sakarya'da arsa aldığına ilişkin iddialar ve bunlara karşılık verilen iddialar söz konusu gazetede yer almıştır. Elbette doğru olanı Genelkurmay Başkanının rahatsız olduğu konuları hiyerarşik sırayla aktarmasıdır. Bundan gocunmak, farklı yerlere çekmek anlamsızdır. Dün Genelkurmay Başkanı önce Başbakan'la, ardından da Cumhurbaşkanı ile görüşmüştür. Eğer sorunlarını paylaşmış ve bir sonuç alamamışsa ortada bir sorun var demektir. Yok paylaşılmamış, medya yoluyla kamuoyuna duyurulduysa yine bir sorun var demektir.

Evet, bizim de kafamıza takılan pek çok soru işareti vardır. Ama bunları konuşmanın ne yeri ne de zamanıdır.

"Asker bizimdir, devlet bizimdir, hükümet bizimdir"

FETÖ, PKK, IŞİD, PYD infaz mangalarını Türkiye'ye yönlendirmişken, devletin hırpalanması gaflettir. Asker bizimdir, devlet bizimdir, hükümet bizimdir. Fitneye çanak tutan bizim gibi görünse de asla bizden değildir. Zarar, ziyan büyüktür. Türkiye henüz yoğun bakımdan çıkamamıştır. Bunca görüş ayrılığına ne gerek vardır? Hala geçmişten ders alınmadı mı? Korkularla, kuşkularla nereye kadar gidilecek?

Türkiye'de manşet izi sürüp niyet okurken, komşu ülke ile sorunlarımız çetrefilleşmektedir. El Bab'ın temizlenmesinden sonra, sırayı Rakka operasyonunun aldığını geçen hafta da belirtmiştim. 24 Şubat'ta El Bab'da mayın temizliği yapan 2 kahramanımız ne yazık ki şehit olmuştur. Böylelikle El Bab'da şehit sayımız 71'e çıkmıştır. Bu vesileyle şehitlerimizi yad ediyorum. Askerlerimiz El Bab'dan alnının akıyla çıkmıştır. Ülkemiz mutlaka Fırat Kalkanı Harekatını taçlandırmalıdır.

İran Türkiye'yi tehdit etmekte, sabrın da bir sınırı var uyarısı yapmaktadır. Avusturya ve Almanya'da Türkiye karşıtı açıklamalar peş peşe gelmektedir. Hollanda'da iktidara gelmesi beklenen ırkçı partinin başkanı camileri kapatacağını söylüyor. Ezan susmaz, susturulamaz.

"Kıbrıs Türklüğün yurdudur"

Tüm bunlar olurken, Kıbrıs müzakereleri çıkmaza sürüklenmiştir. Rumlar şunu iyi anlasınlar ki: Kıbrıs Türk'tür, Türklüğün yurdudur! Enosis uyduruk masaldır ve ayaklarımızın altındadır. Şayet Rum yönetimi ille de Yunanistan'a bağlanmak istiyorsa, Ada'yı terk edip Atina'ya göç etmesi ve bir daha gelmemesi samimi tavsiyetimizdir. Kimin topraklarından kimi çıkaracaklarmış. Bu kepazeliğe müsaade edilir mi? Kıbrıs, terk edilemeyecek, etmeye kalkana da izin verilmeyecektir.

"Yunanistan tekrar denize dökülmek istiyorsa, Türk milleti hazır"

Yunan Dışişleri Bakanı aba altından sopa gösterip, Türkiye'ye bundan sonra Kardak'ta tolerans göstermeyeceklerini söylemiştir. Türk Dışişleri Bakanı da ondan sonra isabetle onlara haddini bildirmiş ve o şımarık çocuğa bizim de sabrımızı zorlamasınlar demiştir. Anlayamadığımız Yunanistan'ın amacının ne olduğudur. Eğer ki tekrar denize dökülmek istiyorsa, buyursun, Türk milleti buna hazır. Bunu bir kez daha yapacak imandadır. Birileri, Yunanistan hükümeti 1921'de, 1922'de ne olduğunu, hangi kudretin hangi zilleti yere serdiğini anlatmalıdır. Anlatan olmazsa biz yeniden Ege'ye kurşun gibi saplanmasını bilir, tekrar tarihi öğretiriz. Dedeleriniz başaramadı, akıllı olun. Boşuna heveslenmeyin. Siz de yapamaz, Türkiye'yi asla geçemezsiniz. Yunan halkı, komşuluk hukukunu yok sayan densizlere haddini bildirmelidir.

"16 Nisan'da Türkiye kazanacak"

16 Nisan'da 'Evet' diyeceğiz, hainlerin uykusunu kaçıracağız. Kutuplaşma 'Evet'le sona erecektir. 16 Nisan'da Türkiye kazanacak. Evet'ler sandıktan taşacaktır. Evet, adalet ve Anayasa'dır, milli kardeşliğin korumasıdır.

Kalemini nefret silahı gibi kullananları fark edememişiz. Kaleminden zehir damlayan her kim varsa, hem ölümcü hem de su katılmamış Türkiye düşmanıdır. Kürt-Türk arasına nifak sokan ya casustur ya teröristtir. Anladınız mı Bay Selvi: Kürt kökenli kardeşlerim oyuna gelmeyecektir. Bu vatanda herkese yer vardır. Bu devletin herkese yetecek şefkati vardır."