Bakan Soylu, AA Editör Masası'na konuk oldu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (3)- "Şunun bilinmesini isterim; bir kere suç oranının Türkiye'de genel nüfusa oranı 2,5'tir. Suriyelilerin de 0,8'dir. Bu üçte birinin altındadır yani. Bu 0,8'in de büyük bölümü kendi aralarındaki tartışmadır. Yüzde 50'si,
Bakan Soylu, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şunun bilinmesini isterim, bir kere suç oranının Türkiye'de genel nüfusa oranı 2,5'tir. Suriyelilerin de 0,8'dir. Bu, üçte birinin altındadır yani. Bu 0,8'in de büyük bölümü kendi aralarındaki tartışmadır. Yüzde 50'si, yüzde 60'ı kendi aralarındaki tartışmadan kaynaklanmaktadır." dedi.

Bakan Soylu, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda yasa dışı göçle mücadeleye ilişkin soru üzerine, göç konusunda Avrupa'nın fark etmediği Afganistan meselesinin bulunduğuna dikkati çekti.

Soylu, "Afganistan meselesinde ne oluyor da bu noktaya gidiyor? Basit bir şey söyleyeyim. Türkiye'nin 15 Temmuz'daki Amerikan Büyükelçisi bugün Afganistan'dadır. Ne rejim değişmişse Afganistan'da, göç ve uyuşturucu konusunda, bu adam gittikten sonra değişmiştir." ifadesini kullandı.

Afganistan'dan Türkiye'ye ciddi bir şekilde düzensiz göçmen akımının olduğunu ve bu konuda bir yönlendirmenin bulunduğunu aktaran Soylu, "İkincisi uyuşturucu konusunda Afganistan'dan ciddi bir yönlendirme var. Özellikle afyon konusunda ciddi bir yönlendirme var. Çünkü geçen gün yine Afgan muhataplarımızla görüştük, özellikle orada 'afyon ekim' konusu Amerika'nın orayı işgalinden sonra onlarca kat daha arttı. Onun da siyasi bir atak olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Soylu, Afganistan'da düzensiz göç, asayiş, uyuşturucu konusunun kontrol altında tutulmadığının altını çizerek, sadece Türklere ait alanın kontrol altında olduğunu bildirdi.

- Suriyelilerin Türkiye'ye entegrasyonu

Bakan Soylu, Suriyelilerin, Türkiye'ye entegrasyonunda sorun yaşanıp yaşanmadığına ve suça karışma oranlarının ne olduğuna ilişkin soru üzerine, her şeyden önce Türkiye'nin bu kadar yoğun bir göçü ilk kez deneyimlediğine işaret etti.

Türkiye'nin geçmişte de çok sayıda mülteciye kapılarını açtığını anımsatan Soylu, Bulgaristan'dan Türkiye'ye Turgut Özal döneminde soydaşların getirildiğini, 300 bin kişi geleceği zaman "ne yapacağız" diye düşünüldüğünü anlattı. Soylu, şöyle konuştu:

"Bunu ilk kez deneyliyor değiliz. Ama ilk kez bu kadar yüksek bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız. Bunun kendi içerisinde birtakım problemleri muhakkak olacaktır. Ama biz bunu niye karşılıyoruz, yıllarca biz aynı bayrak altında beraber yaşadık, aynı kıbleye beraber yöneldik, aynı millet içerisinde beraber olduk ve aynı millet olduk, ayrı bir millet değil. Şimdi bu insanların başına büyük bir sıkıntı geldi ve bu sıkıntıda bizim onlara sırtımızı dönmemiz doğru olmaz. Bu bir imtihandır."

Bunun kendi görüş ve düşünceleri olduğunun altını çizen Soylu, 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin atlatılabilmesinde de milletin hamiyetperverliğinin payının bulunduğuna dikkati çekti.

- "Türkiye'de genel suç trendi düşmektedir"

Bakan Soylu, bu konuyu 'Acaba bunun üzerinden iktidara vurabilir miyim?' anlayışıyla siyasal mesele haline getirmeye çalışanların olduğunu ifade etti.

Suriyelilerin Türkiye'de bulunmasının çok doğal olarak ekonomik açıdan bir külfeti de getirdiğini dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu söylemek gerekir, her tecavüz ve taciz olayını bu adamların üzerine yıkmak haksızlık. Türkiye'de yılda 30 bin taciz ve tecavüz vakası oluyor. Bunun ancak 749'u, 800 civarı Suriyeliler tarafından yapılıyor. Oysa bunların Türkiye içerisindeki oranı yüzde 4 ile 4,5 arasındadır. 10'a bile tekabül etmeyen bir süreçtir ve bunun bir kısmı kendi aralarında gerçekleşmektedir.

Suç olayına karışmaları da çok nettir. Türkiye'de genel suç trendi düşmektedir. Yani Türkiye'de yaklaşık ilk 9 ayda, 1 milyon 963 bin civarında suça karışma oranı var. Bunların ancak 29 bini Suriyeli. Ve gittikçe bu trend azalmakta. İddia edilen şuydu, 'uyum ve entegrasyon sebebiyle, zaman geçtikçe bunların suç eğilimleri artacak' deniyordu. Dikkat ederseniz 1,4'ten 1,2'ye, 0,8'e..."

Bu noktada aile, diyanet, eğitim ve sağlık alanında Suriyeliler için yürütülen çalışmaların önemine ve Suriyelilerin Türkiye'yi tanımaya başlamasının etkisine dikkati çeken Soylu, yoğun bir entegrasyonla beraber uyum politikalarını ortaya koymaya çalıştıklarını kaydetti.

Soylu, "Milletimiz şunu bilsin. Suç işleyen kim varsa biz gereğini yerine getiririz. Hemen de getiriyoruz." dedi.

- "Suriyeli dilencilerin oranı 10'da 1"

Bakan Soylu, Suriyelilerin yoğun olduğu yerlerde aynı zamanda Göç Danışma Merkezleri'nin kurulduğunu ve bu çalışmaların devam ettiğini belirterek, uyumu ortaya koyabilmek için ilgili birimlerle büyük bir çaba sarf edildiğini dile getirdi.

Soylu, şunları kaydetti:

"Bütün bunlarla birlikte 'Efendim Suriyeliler dilenci...' İçişleri Bakanı olduğum günden itibaren dilencilere yönelik operasyon yaptırıyoruz. Oran 10'da 1'dir, ama 10'da 8'i 'biz Suriyeliyiz' diyor. Meseleyi netice itibarıyla öyle yansıtıyorlar. Ve Suriyeli dilencileri de artık Türkiye'de barındırmıyoruz. İlk önce bir kampa alıyoruz, ondan sonra da 'kusura bakmayın' diyoruz. Suça karışanlara da aynısını söylüyoruz. Bu konuda Suriyelilerin Türkiye'de yaşayan eşraflarından da istifade ediyoruz ve fayda sağlıyoruz.

Şunun bilinmesini isterim, bir kere suç oranının Türkiye'de genel nüfusa oranı 2,5'tir. Suriyelilerin de 0,8'dir. Bu üçte birinin altındadır yani. Bu 0,8'in de büyük bölümü kendi aralarındaki tartışmadır. Yüzde 50'si, yüzde 60'ı kendi aralarındaki tartışmadan kaynaklanmaktadır."

Bakan Soylu, bu rakamların içerisinde Suriyelilerin mağdur olduğu olayların da bulunduğunu vurguladı.

- "Bu çabalara hep beraber karşı durmalıyız"

Dilencilerin ve suça karışan Suriyelilerin geri gönderilmesi sürecine ilişkin bilgi veren Soylu, bu kişilerin önce kampa alındıklarını, eğer benzer bir fiilde yakalanırlarsa, uluslararası sözleşmeler açısından gönüllü olarak memleketlerine gönderildiklerini belirterek, söz konusu uygulamanın, "bu işi yapmayın" anlamına geldiğini ifade etti.

Üç-dört ay önce yeni bir uygulamanın da başladığını açıklayan Bakan Soylu, şöyle konuştu:

"Özellikle Suriyeli olup da Ege'den kaçmaya çalışanlara yönelik de benzer metotlar uyguluyoruz. Onları da kampa alıyoruz ve onları bir daha ortada bırakmıyoruz. Aslen bırakmak gerekebilir ama bütün bunları ciddi bir şekilde kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. Yani olayı seyrediyor değiliz. Tam tersine eğitimden sağlığına, Diyanet'ine kadar bütün meselelerin üzerindeyiz.

Bir mesele daha var; yok 'TOKİ'den ev veriliyor, asgari ücret veriliyor...' Bunların hepsi Türkiye'nin içerisini başka bir noktadan karıştırmaya çalışanların başaramadığı ve Türkiye içerisinde bu tezvirat, bu dedikodu üzerinden 'acaba bir karmaşıklık oluşturabilir miyim' diye ortaya çıkarılan, 'Türkiye'nin içerisinde bir noktayı tetikleyebilir miyim' diye bir süreci oluşturmaya çalışanların çabaları. Bu çabalara hep beraber karşı durmalıyız."

- "Avrupa göç meselesini beceriksiz ve başarısız bir şekilde yönetiyor"

İçişleri Bakanı Soylu, mültecilerin aynı zamanda yaşadığı vatan özlemine vurgu yaparak, "260 bini geri döndü. Bize kabahat buluyorlar, özellikle bazı siyasi partilerde, bazı milletvekilleri bunların üzerinden ciddi bir şekilde süreç ortaya koyuyorlar ve toplumu tahrik etmeye çalışıyorlar." dedi.

Soylu, Suriyelilerin geri dönüşüne serbestiyet tanımalarının nedenini şu sözlerle açıkladı:

"Özellikle Cerablus, El Bab, Azez, Mare ve Afrin'in bir kısmı, buraları görsünler de buralara gitsinler, eğer kendi toprakları ve evleri orada sağlıklı duruyorlarsa orada konuşlanıp hayatlarına devam etsinler. Ama bu imkan oranın tamamında söz konusu değil. Böyle bir imkan yok. Evi, barkı, toprağı yok, başkası el koymuş, onu oraya sokmuyor. Netice itibarıyla orada yaşayabilecek, barınabilecek, hayatını idame ettirebilecek herhangi bir fonksiyonu yok. Şimdi bu fonksiyonu ortaya koyana, 'evet, gidin görün' diyoruz ve 260 bini bugüne kadar geri döndü. Bu, Türkiye'nin bizatihi başarısıdır."

Buradaki hedefin, mümkün olduğu çerçevede, Suriyelilerin tamamının geri gönderilmesi olduğunu vurgulayan Soylu, "Bunun yanı sıra başka bir başarımız daha var. Dikkat edin, Almanya'da 65 Afgan'ın geri gönderilmesi sebebiyle hükümet bozuluyordu. İngiltere'de İçişleri Bakanının istifasının, ki çok başarılı bir İçişleri Bakanıydı, temel sebeplerinden bir tanesi yine göç meselesidir. Göç meselesi öyle hafife alınabilecek bir mesele değildir. Avrupa bu meseleyi yönetemiyor, beceriksiz ve başarısız bir şekilde yönetiyor." diye konuştu.

- "Yaklaşık 24 bin Afgan'ı geri gönderdik"

Bakan Soylu, "Yaklaşık 24 bin Afgan'ı şu son 10, 11 ay içerisinde charter seferler ve uçaklarla Afganistan'a geri gönderdik. Dünyada böyle bir operasyon söz konusu değildir." açıklamasında bulundu.

Bu noktada Afgan tarafının da Türkiye'ye ciddi bir şekilde destekte bulunduğunu aktaran Soylu, şimdi aynısının Pakistanlılarla gerçekleştirilmesinin söz konusu olduğunu kaydetti.

Soylu, bu vatandaşların insan gücü ve ekonomi açısından Türkiye içinde tutulmasının da bir ihtiyaç olabildiğini ve bunun ilgili muhataplarla planlayarak yapılabileceğini ifade ederek, düzensiz bir göç durumunda ise bunu hemen engellediklerini anlattı.

İçişleri Bakanı Soylu, Afgan hükümetiyle yapılan anlaşmayla, Türkiye'den geri gönderilenlere orada iş yeri açma gibi olanakların sağlandığını belirterek, "Bu işi Yunanistan'la da yapabilseydik, mesela 24 bini geri göndermek demek, oradan bu göçmen kaçakçılarının iştahını kesmek demek, oradaki insanlara 'Bak gelirseniz sizi geri gönderiyorlar' demek." ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Kaynak: