Bankalardaki altın hesapları eriyor

Bankalarda tutulan kıymetli maden depo hesapları, yılın ilk 6 ayında 2013'ün ilk yarısındaki "rekor" seviyenin yarısına gerilerken, 2015'in aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 15 azalışla 9,7 milyar liraya düştü.
Bankalardaki altın hesapları eriyor

Bankalardaki altın hesapları, bu yılın ilk yarısında rekor üstüne rekor kıran altınfiyatları nedeniyle erimeye başladı.

Altın fiyatlarındaki artışın etkisiyle çeşitliliği ve müşterisi son yıllarda artan hesaplar, küresel gelişmelerden olumsuz etkilenmek istemeyen tasarruf sahiplerini "güvenli limana" çekerek yastıkaltındaki altınların ekonomiye kazandırılmasına da aracılık ediyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, geçen yılın ilk yarısında 11 milyar 374 milyon lira olan yurt içi ve yurt dışı yerleşik kıymetli maden depo hesaplarının tutarı, bu yılın aynı döneminde 9 milyar 671 milyon liraya geriledi.

Bankalarda tutulan kıymetli maden depo hesapları tutarı yılın ilk yarısında 2015'in aynı dönemine göre yüzde 14,9 azalırken, 20 milyar 125 milyon lira ile 2013'ün ilk yarısındaki "rekor" seviyenin de yarısına gerilemiş oldu.

2013 yılından bu yana gerileyen bankaların altın depo hesabı büyüklüğü de yılın ilk 6 ayında, 2015'in aynı dönemine kıyasla 35 ton düşerek yaklaşık 76 tona indi. Altın depo hesaplarının büyüklüğü 2013'ün ilk yarısında yaklaşık 268 ton seviyesinde bulunuyordu.

"Yatırımcılar, diğer yatırım araçlarına yöneldi"

Borsa İstanbul yetkilileri de altın fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle yatırımcıların Haziran 2015-Haziran 2016 döneminde altın mevduatlarından çıkarak altın dışındaki diğer yatırım araçlarına yönelmelerinin, yurt içi ve dışı yerleşiklerin kıymetli maden depo hesaplarının bu dönemde yüzde 15 oranında bir düşüş kaydetmesine yol açtığını söyledi.

Yetkililer, altının uzun vadede kendini kanıtlamış güvenli bir yatırım aracı olduğunu vurgulayarak, özellikle ekonomide belirsizliklerin yaşandığı dönemlerde yatırımcıların altına karşı talebinin arttığını, yatırımcıların varlıklarını korumak için altına yöneldiğini kaydetti.

Türkiye'de yatırımcıların altına çeşitli şekillerde yatırım yaptığını ifade eden yetkililer, şu görüşleri dile getirdi:

"Yatırımcılar, kıymetli maden depo hesaplarının yanı sıra külçe altın ya da cumhuriyet altını satın alma yolu ile fiziki olarak altına yatırım yapabilmekte, altına dayalı fonlara ve borsa yatırım fonlarına yatırım yapma yoluyla da altının getirisine yatırım yapabilmektedirler. Altına dayalı fonlarının ve borsa yatırım fonlarının yatırımcılara sattıkları fon payları karşılığında bulundurmak zorunda oldukları altın, Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasasında saklanmaktadır. Bu fonlar tarafından saklanan toplam altın miktarı Haziran 2015'teki 8 bin 52 kilogramdan yüzde 26,9’luk artışla Haziran 2016'da 10 bin 218 kilograma yükselmiştir. 

Diğer taraftan, Türk lirası cinsinden altın fiyatlarının belirlenmesinde altın fiyatlarının dolar cinsinden değerinin yanı sıra doların Türk lirası karşısındaki değeri de etkilidir. Önümüzdeki dönemde bu iki faktörün, yani dolar cinsinden altın fiyatlarının ve dolar kurunun değişimi altın mevduatlarının seviyesinde rol oynayacaktır. Ayrıca, önümüzdeki dönemde hisse senetleri, faiz gibi diğer yatırım araçlarının getirisi de yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin kıymetli maden depo hesaplarının seviyesini etkileyecektir."

"Altın fiyatındaki erimenin altında yatan en büyük neden fiyatlardaki artış"

İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Altın Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Evren Yaşar ise Merkez Bankasının 2011'de TL zorunlu karşılıklar yerine altını kabul etmeye başlamasının çok başarılı sonuçlar doğurduğunu, bu durumun bankaların altın bankacılığına iştahını daha da artırdığını ifade etti.

Yaşar, bu süreçte fiyatlarındaki artışın altının önemli bir yatırım aracı olduğu algısını kuvvetlendirdiğini, bankaların da bu algıyı artırmak için pazarlama ve reklam çalışmaları yaptığını, bu durumun Haziran 2013'te altın mevduat miktarını 268,5 tona kadar çıkmasını sağladığını kaydetti.

Altın miktarının 2013 sonunda 253 ton, Şubat 2014'te ise 187 tona kadar gerilediğini bildiren Yaşar, bu erimenin altında yatan en büyük nedenin ise altın fiyatlarında kısa sürede yaşanan artış ve mudilerin altın mevduatından çıkmaları olduğunu vurguladı.