Başbakan Binali Yıldırım duruyor duruyor bir laf ediyor bütün devrelerimiz yanıyor…

Hatta bildiklerimizi unutuyor, her şeye yeniden başlama telaşına kapılıyoruz… 

Mesela şu ne demek şimdi;  “Kendi elimizle medeniyetler inşa edebildiğimiz gibi kendi elimizle inşa edilmiş medeniyetleri yok edebiliyoruz. Medeniyetimizin izlerini taşıyan büyük şehirlerimize baktığımızda, İstanbul, Edirne, Bursa, Konya gibi şehirlerimizde maalesef imar rantıyla geçmişin değerlerinin büyük bir savaşım içinde olduğunu görüyoruz ama ne yazık ki geçmişimiz, medeniyetimiz imar rantına her geçen gün yenik düşmekten kurtulamıyor" dedi.

Konya ve imar rantını aynı cümle içinde birini özne birini sıfat, nesne olarak kullanması sanıyorum tarihte ilk kez karşılaştığımız bir şey…

Rant mı? Ne rantı? Rant ne gezer Konya’da? Diye soramadan konu kapandı…

Bir zamanlar herkesin bildiği ama kimsenin itiraf etmeye cesaret edemediği konular tam gündemimize taşınacaktı.

 Gündem değişti… 

…

Son İstanbul ziyareti, bizim unuttuğumuz ve aslında Konya’da ki herkesin çoğunlukla gözden kaçırdığı bir gerçeği hatırlattı yeniden ve bir kez daha… 

Düzensizliği ve yapısal bozukluğu hatta çarpık yapılaşması ile ilgili hep şikayet edilen bir İstanbul’a baktım gökyüzünden…

Birde bilmem kaçıncı yüzyılın şehrini kurduk diye övündüğümüz Konya’ya… Koca ‘Ovada’ kurmayı beceremediğimiz şehre yani…

İstanbul bile ne yazık ki Konya kadar hoyratça harcanmamış…   

15 milyonluk koca şehir İstanbul bile, Konya’dan daha düzenli, daha yeşil, daha yaşanabilir bir kent olarak göründü yukarıdan…

Belki de bakış açısı önemlidir, bilemiyorum… Yukarıdan bakmamak gerekti, baktık bir kere…

Ama en kötüsü bunu ne laf olsun diye, ne sırf eleştiri olsun diye söylüyorum…

Kaçırdığımız her fırsata yandığım için söylüyorum…

…

Gündemi takip edenler fark etmiştir. Fark etmemek mümkün değil çünkü…

Konu; ‘Teknik Üniversite’ mevzusuna gelince cümleler ‘Konya’ya Teknik Üniversite şart’ diye başlıyor. Sonra gerekçelerini sıralanıyorlar bize… Sürekli ama…

Vatandaş ta, bizde dünden razıyız böyle bir yatırıma…

Vatandaşı ikna etmek için yapılan bu kadar açıklamayı, bu kadar çok harcanan çabayı şu ana kadar anlayamadım ben…

Teknik Üniversite kurulması için önce Vatandaşın ikna olması gerekiyor da bizim mi haberimiz yok?

Kurulmayacak olsa zaten bu kadar çok gündeme getirilmezdi… Bunun sokaktaki vatandaşta farkında… Yorulmayın…  

…

Her basın toplantısında ‘Konya Ovasına dışarıdaki havzalardan su taşıma’ projelerine geldi mi konu acaba diyorduk;

“Konya’nın kuzeyine de başka havzalardan su taşınması bu sefer gündeme gelir mi diye?”

Son olarak, Halil Etyemez’in basın toplantısından da anladığımız kadarıyla yakın gelecek için ortada bu noktada herhangi bir proje gündemde yok…

O’da “Su Transferi” noktasında Göksu dışında Ermenek ve Beyşehir’den su taşınma projelerinden bahsetti…

“Kuzey bölgeleri” ne değil tabi…  

Konya, Konya çiftçisi, Konya ekonomisinin ötesinde Türkiye tarımı için çok şey ifade edecek bu sulama projesi için bir süre daha beklenilecek sanırım… Tabi varsa böyle bir proje…  

Bu noktada projenin maliyeti, suyun geleceği yerlerin durumu ve diğer faktörleri bilemiyoruz… Ancak en az Konya’nın Güneyi kadar önemli, en az o kadar verimli ve en az o kadar suya hasret Konya’nın kuzeyine su gelmeyecekse  KOP’un adının “Güneye Su getirme” yahut “Çumra Ovası sulama” projesi olarak değiştirilmesi önerimdir!

İlla Kuzeye getirin demiyoruz ki…

Gelmeyecekse ismi değişsin…