Başbakan Yardımcısı Canikli: Yeni üretim modeline geçmeliyiz

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Katılım bankacılığı, faizsiz finans sistemi özü itibarıyla bankacılığın gölgesinden kurtulmalıdır." dedi.
Başbakan Yardımcısı Canikli: Yeni üretim modeline geçmeliyiz

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin (TKBB) 16. Olağan Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, katılım bankacılığının bugün ulaştığı gücün önemli olduğunu, ancak bunun hedefledikleri noktada bulunmadığını söyledi. 

Katılım bankacılığının çok daha hızlı bir şekilde piyasaya girmesini ve daha büyük pay sahibi almasını istediklerini belirten Canikli, "Gelişmenin hedeflediğimiz doğrultu, oran ve hızda olmamasını da normal karşılamak gerekiyor. Çünkü Türkiye açısından dünyaya göre çok daha yeni bir sistem ve finansal enstrümanlar söz konusu. Bu sistemin toplumun zihninde ön yargılardan arındırılması, kabulü ve realize edilmesi bir miktar zaman aldı." diye konuştu.

Nurettin Canikli, bundan sonra Türkiye'de iç ve dış faktörler ve şartların boyutu ne olursa olsun istikrarlı ve güçlü yönetimin her zaman garanti altına alındığına işaret etti.

Yatırımcıların yatırım kararlarını vermesinde yönetimde istikrarın çok önemli belirleyici bir faktör olduğuna dikkati çeken Canikli, "Dolayısıyla bunun garanti altına alınmış olması bu coğrafyada yatırım kararı alacak herkesin daha rahat bir şekilde, siyasi istikrarsızlık beklentisi içinde olmadan yatırım kararı almasına büyük katkı sağlayacak. O nedenle burada çok ısrarcı olduk. Artık bundan sonra bütün piyasalar açısından Türkiye'nin önü açıktır." değerlendirmesinde bulundu. 

"Türkiye'nin büyüme tahminleri yukarı yönlü revize ediliyor"

Başbakan Yardımcısı Canikli, finans dünyasının bu güçlü büyümeye verdiği desteğin de son derece önemli olduğuna değindi.

Canikli, Türkiye'nin güçlü büyüme performansının devam edeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"En sıkıntılı dönemlerde, en zor şartlarda dahi bundan taviz vermeyen Türk ekonomisi güçlü büyüme performansıyla özdeşleşmiş olduğunu artık kabul ettirmiştir. Uluslararası derecelendirme kuruluşları da başlangıçta farklı değerlendirme yapmalarına rağmen bugün geldikleri sonuç itibarıyla Türkiye'nin bu özelliğini kabul etmiştir. Hepsi şimdi yeniden Türkiye'nin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ediyor. Kendi tahminlerinde bu kadar keskin farklılık olmasın diye bunu biraz yavaş yapıyorlar tabi. Ama önemli olan bunun bir kez daha uluslararası alanda da tespit edilmesi ve kabullenilmesidir. Çünkü güçlü büyüme olgusunun Türkiye ekonomisinin dinamiklerinin kendi iç mekanizmasıyla her şart altında ortaya koyduğu kabul edildikten sonra diğerleri ayrıntıdır. Çünkü böyle bir yapıya özellikle her zaman ilgi duyulur. Yatırımcıların da böyle bir ekonomik ortamda yatırım yapmaları her zaman kolay olur."

“Türkiye için en kötüsü geride kaldı”

Nurettin Canikli, Türkiye'nin bu görünümü destekleyen istikrarlı ve hiç taviz verilmeyen makro göstergelere sahip olduğunu söyledi.

Şartlar ne olursa olsun 2017 bütçesinin de hedeflenen yüzde 2'lik bütçe açığı rakamları seviyesinde kalacağını aktaran Canikli, "Diğer göstergelerdeki enflasyon, işsizlik ve faiz oranlarıyla ilgili bir miktar bozulmaları da yine yaşadığımız iç ve dış şoklarla ilişkilendirmek gerekiyor. Bunların hepsi geçici. Çok kısa süre içerisinde düzelme eğilimine girecek ki girmeye başladı. Yıl sonu itibarıyla bu 3 göstergede de tek haneli rakamlara inmiş olacağız. Bundan herhangi bir tereddüdümüz yok." diye konuştu.

Geçici durumların ortaya çıkardığı sıkıntının geride kaldığını belirten Canikli, şunları kaydetti:

"Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkileme potansiyeli olan bütün iç ve dış şokların tamamının en kötüsü geride kaldı. Güvenlik de dahil olmak üzere. Dip noktaları 2016'da gördük. Şu anda dip noktasında çıkışa geçmiş vaziyetteyiz. Bundan sonraki tahminlerimizi ve yorumlarımızı bu çerçevede yapmak gerekiyor. Para piyasalarında 2016'daki gibi bir dalgalanma yaşanmayacaktır. O dalgalanmalar, büyük oranda tahminleri alt üst eden gelişmeler geride kaldı. İçeride ve dışarıda herkes hesabını kitabını buna göre yapsın. Bundan sonra piyasalarda normal seyir içerisindeki gelişmeler yaşanacaktır."

"Katılım bankacılığı, bankacılığın gölgesinden kurtulmalıdır"

Canikli,  içinde bulunulan şartlar itibarıyla katılım bankaları sektörünün hedeflerin gerisinde kaldığını belirtti.

Katılım bankacılığının, faizsiz finans sisteminin özü itibarıyla bankacılığın gölgesinden kurtulması gerektiğini vurgulayan Canikli, "Bankacılık sisteminin arkasından gelmek yerine kendi özgün araçlarıyla onlarla birlikte yürümek durumundadır. Bunu bir eleştiri olarak kabul etmeyin. Faizsiz finans sistemi bankacılık sisteminin ürettiği araçları bir miktar makyajlayarak ve dönüştürerek büyük oranda takip ediyor. Kolay olmadığını biliyorum. Ama bundan başka çare de yok." ifadelerini kullandı.

Canikli, bunun hem daha özgün araçların geliştirilmesi hem de yöntemin daha özgün olduğunun kamuoyuna anlatılmasıyla başarılabileceğini söyledi.

Canikli, kamu otoritesinin katılım bankacılığına sınırsız desteğini bir kez daha anımsatarak, şunları kaydetti:

"Sistemde olmayan kaynakları sisteme dahil etmek için hem araç hem de yöntemleri bulmanız gerekiyor. Bu konuda daha agresif bir yaklaşım bekliyoruz. Hedef ve beklentilerimizi daha kısa sürede yakalamak için bankacılığın gölgesinden kurtulmanız lazım. Kendi ayakları üzerinde durabilen ve bağımsız bir faizsiz finans sistemi olarak, konvansiyonel bankalarla anılmaksızın bir sistemi oluşturmanız gerekli. Bunu herkes sizlerden bekliyor."

"Kişi başına milli geliri 20 bin doların üzerine çıkaracak yeni üretim modeline geçmeliyiz"

Canikli, yeni dönemin ana parametrelerinin üçüncüsünün ise "daha zengin bir Türkiye" olduğunu belirtti.

Türkiye'nin orta gelir tuzağında bekleme hakkını yeteri kadar kullandığını ve yeteri kadar geciktiğini ifade eden Canikli, "Bundan sonra orayı aşmamız gerekiyor. Özellikle uzun vadeli ve daha düşük maliyetle finansman ayağını hallederek, teknoloji yoğun, bizi üretim sıçramasına, bir başka kulvara taşıyacak olan yeni üretim araç ve yöntemlerini devreye sokacağız. Çok hızlı bir şekilde kişi başına milli geliri 20 bin doların üzerine çıkaracak yeni üretim modeli ve araçlarına geçmemiz gerekiyor. Bunun içini dolduracak çalışmalar şu anda yoğun şekilde yapılıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Canikli, KGF kredilerinde bazı amaç dışı kullanımlar olduğuna yönelik kendilerine bilgiler geldiğini, bunları araştırdıklarını söyledi.