Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş gazetecilerle iftarda buluştu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın Rusya Milli Günü dolayısıyla bu ülkeye gönderdikleri mektuba ilişkin, “Aslolan iki komşu ülke arasında barışın tesis edilmesidir." dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş gazetecilerle iftarda buluştu

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Başbakanlık muhabirleriyle bir restoranda iftarda bir araya geldi. 

Gazetecilerin ramazan ayını tebrik eden Kurtulmuş, resmi toplantıların dışında basın mensuplarıyla buluşmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın, Rusların milli bayramı olan 12 Haziran Rusya Günü vesilesiyle bu ülkenin liderlerine kutlama mesajı gönderdikleri hatırlatılarak değerlendirmesi sorulması üzerine Kurtulmuş, Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte başlayan süreçte, Türkiye olarak görüşlerin, açıkça ifade edildiğini anımsattı.

Komşu iki ülkenin arasındaki ilişkinin normalleşmesinin esas olduğuna işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Ümit ediyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın mektuplarıyla birlikte bu normalleşme sürecinde önemli bir adım atılmış olur. Bu, Türkiye’nin bu sürecin normalleşmesine ilişkin iradesinin de aynı zamanda beyanıdır, öyle görmek lazım. En kısa zamanda inşallah uçak kriziyle birlikte başlayan Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilerde düzelme ortaya çıkar ve sonuçlar alınır. Ancak bu şu anlama gelmiyor; Türkiye ile Rusya bütün siyasi konularda anlaşıyorlar, çevredeki bölgedeki bütün sorunları çözdüler anlamına gelmiyor, başta Suriye meselesi olmak üzere birçok konudaki görüş ayrılıklarımız devam edebilir. Ama sonuç itibarıyla iki komşu ülkenin aslolan arasında barışın tesis edilmesidir. Ortaya çıkan huzursuzluk konusu olacak meselelerin aşılabilmesidir. Ümit ediyorum ki Rusya tarafında da benzer bir sinyal gelecektir. Zaten geçmiş günlerde de bu tür tavırlar Rusya tarafından da sergilendi."

"Talihsiz bir söz olmuştur"

TRT’de bir programa katılan ilahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Aşkar'ın tartışılan sözlerinin hatırlatılması ve “Sizin görüşünüz nedir? Geçen sene de buna benzer tartışma doğuracak cümleler sarf edilmişti. O programlara katılan isimler nasıl seçiliyor?” sorusunun yöneltilmesi üzerine Kurtulmuş, programdaki konuşma ortaya çıktıktan sonra izlediğini hemen Diyanet İşleri Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğündeki ilgilileri bu konuyla ilgili uyardığını bildirdi.

Her iki kurumdan da gerekli açıklamaların yapıldığını hatırlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Talihsiz bir söz olmuştur. Bir ramazan programında, iftar programında bunun ifade edilmiş olması, hakikaten yaralayıcıdır. Bu isimlerin tespiti meselesine gelince TRT her sene bir havuzdan isimleri tespit ediyor. Bu programlarda yer alan insanların büyük bir kısmı daha evvel benzer programlarda yer almış ve bu programlarda belli bir şekilde kamuoyu tarafından da benimsenmiş olan isimlerden seçildiğini biliyoruz ama demek ki bundan sonraki süreçlerde de daha titiz bir şekilde bu isim havuzunu gözden geçirmek lazım. Ama şunu da söyleyeyim, bu söze hiçbir şekilde katılmamız mümkün değil."

Açıklamanın, Twitter’dan büyük bir şekilde bu karşılık bulduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Twitter'da bu kadar yayılmasına vesile olan arkadaşlarımızın, aynı şekilde mesela Serdar Tuncer’in açıklamalarını içeren konuşmasını da yaymasını, Diyanet İşleri Başkanlığımızın yapmış olduğu açıklamaları yaymasını da tavsiye ederiz, temenni ederiz. Böyle bir yanlış anlatım ya da bir yanlışlık, bir haksızlık düzeltilmiş diye ümit ediyorum." dedi.

"Bunun artık geri dönüşü yoktur"

Kurtulmuş, terörle mücadeleyle ilgili soru üzerine, Türkiye'de, 22 Temmuz'dan bu yana yoğun bir terörle mücadele safhasına geçildiğini, bunun yeni bir evre olduğunu söyledi. Terör örgütüne karşı yoğun mücadelenin sürdüğünü ifade eden Kurtulmuş, "En kısa sürede terör örgütü Türkiye'de faaliyet gösteremeyecek bir noktaya gelecektir. Bunun artık geri dönüşü yoktur." diye konuştu.

Başkanlık sistemi

Başkanlık sistemiyle ilgili bir soru üzerine Kurtuluş, Türkiye'nin 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimiyle aslında daha etkin bir yönetim modeline geçmek bakımından bir adım attığını söyledi. 

Türkiye'de parlamenter sistemin olduğunu ama aynı zamanda cumhurbaşkanının da halk tarafından seçildiğini anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti: 

"CHP fikriyatını kastediyorum, 'Keşke biz 2007'de AK Parti'nin önünü kapatmasaydık, onlar parlamentoda cumhurbaşkanını seçselerdi ve cumhurbaşkanını seçmek için halk oyuna gitmeye ihtiyaç kalmasaydı' diye tahmin ediyorum CHP zihniyeti saçını başını yoluyor. Seçim kampanyasında söyledik, bir kez daha söyleyeyim. Başkanlık seçimi, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, yani halk oyu ile seçilecek olan bir devlet başkanı hiçbir zaman CHP'nin işine gelmez. CHP derken bugünkü partiyi de kastetmiyorum. Partinin de içinde olduğu bir zihniyetten bahsediyorum. Seçin kampanyasında şunu söylüyorduk. Türkiye sosyolojisi böyle. Büyük çoğunluğun değerleri kimi ortaya çıkaracaksa o cumhurbaşkanı olacak. Bu bir meseledir, parlamentoda tartışılır, karar verilir, verilemezse millete gidilir, sonuç neyse biz kabul ederiz. Dolayısıyla böyle bir süreç başlamıştır bunun için herkes eteklerindeki taşı dökecek demokrasinin merkezi karar mercii TBMM. TBMM 'Karar veremiyorum' diyorsa da kararın esas sahibi olan millettir, millete gidilir ve sonuç alınır." 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD başkanlık sistemindeki eyalet modeline yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "AK Parti'nin çalıştığı anayasa teklifi, anayasa modelleri ve başkanlık modellerinin hiçbirisinde eyalet sistemi yoktur, federal bir sistem yoktur." diye konuştu.