Bir çocuğun kaybolması haberi bile yüreğimizi dağlarken, nerede başına ne iş geldi acaba diye bizi diyardan diyara götürürken, o kaybolan çocuğun ailesinin yerine kendimizi koyup kahrederken... Öldürüldüğünü öğrenmek, tacize, türlü istismara uğradığını öğrenmek...
Eylül’eLeyla’ya... Ve daha nice sabiye sahip çıkamadık... Bari suçlulara gereken cezaları verelim...
Aklım almıyor, bu millet hayvanlara hallenecek, minicik çocukları istismar edecek hale nasıl geldi?
Cazalarla caydırıcılığı muhakkak sağlamalıyız ama benim merak ettiğim bu insanlar ( insan olarak adlandırılmayı haketmiyorlar gerçide ) bu hale nasıl geliyorlar?
Sosyologlarımız bir çalıştay yapmalılar Meclis desteklemeli Sayın Cumhurbaşkanımız himaye etmeli toplumsal yapımız bozuluyor bu bozulmanın sebepleri, büyük şehirden taşranın en küçük yerleşim yerlerine kadar insanlara ulaşılıp yaşanan travmalar tesbit edilmeli...
Gelecek nesilleri kurtarmalıyız... En kanlı savaşlarda bile çocuklara, kadınlara dokunmayan bir neslin torunları bu hale nasıl geldi?
Batının bize dayatması olan ceza kanunlarıyla bu suçların engellenmesi de mümkün değil, her ne kadar bu suçlardan içeri düşenleri medreseyi Yusufiye de kabul etmeyip öğütsede maalesef bu durum caydırıcı olmuyor...
Allah (c.c.) buyuruyor “Kısasta sizin için hayat vardır” ... Bu tarz suçlar için idam cezası en doğru yol, eğer idamı getiremeyeceksek bu canileri öldürenlere af getirelim...
Toplumsal infialleri engellemek için kararlı adımlar atılmalı...
Bu hafta tekrarlara düşmüş olabilirim, yazdıklarımda hatalar olabilir özür diliyorum emin olun bu konu hakkında düşündüklerimi buraya yazamam öyle kızgınım ki eminin sizlerde aynı duyguları yaşıyorsunuz...
.....
Leyla... /
Kimsenin sana dokunamayacağı yerdesin/ Aç artık kapattığın o güzel gözlerini,
Salına salına gez cennette/
Leyla.../
Şikayet et yaradana,
hayvandan daha aşağılık hale gelenleri/
seni koruyamayan bizi.../
Senin yaşıtların bombalanırken susan ümmeti/
.....
Ya boğalım bu canileri kanlarında...
Ya da boğulup gidelim gözyaşlarımızda...