"Batı Nil Virüsü ile ilgili telaşlanacak bir durum yok"

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan:- "Batı Nil Virüsü, Türkiye'de çok yeni görülen bir şey değil. Avrupa'daki vakalar ortaya çıkınca yeniden gündeme geldi. Çok eskiden de bilinen bir hastalık"- "Kuş, kene ve insan üçgeniyle or
"Batı Nil Virüsü ile ilgili telaşlanacak bir durum yok"

İSTANBUL (AA) - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Batı Nil Virüsü'nün Türkiye'de yeni görülmediğini belirterek, "Türkiye göçmen kuşların yol güzergahında bulunduğu için bu tip hastalıkların görünmemesi beklenemez zaten. Bizde telaşlanacak, salgın düzeyinde bir durumu söz konusu değil." dedi.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuşlardan sivrisineklere ve oradan da insanlara geçen Batı Nil Virüsü'nün normal grip gibi seyrettiğini söyledi.

Virüsün, Türkiye'de çok yeni görülmediğini vurgulayan Ceyhan, "Avrupa'daki vakalar ortaya çıkınca yeniden gündeme geldi. Çok eskiden de bilinen bir hastalık, Türkiye'de de görülüyor. Kuş, kene ve insan üçgeniyle ortaya çıkan bir hastalık. Türkiye göçmen kuşların yol güzergahında bulunduğu için bu tip hastalıkların görünmemesi beklenemez zaten. Rusya'da, Doğu Avrupa'da, Amerika'da, Afrika'da yaygın görünen bir hastalık. Türkiye tam arada kalan bir bölgede. Bizde telaşlanacak, salgın düzeyinde bir durumu söz konusu değil." diye konuştu.

- "Ölüm oranı grip kadar"

Ceyhan, özellikle güney illerinde Batı Nil Virüsü'nün tespit edildiği vakalar olduğunu belirterek, tanı yöntemleri geliştiği için virüsün tespitinin de yaygınlaştığını anlattı.

Daha çok gribe benzeyen virüsün yüzde 1 civarında sinir sistemine yayıldığını, beyin iltihabı ile menenjite neden olarak ölüme yol açabildiğini ifade eden Ceyhan, "Ölüm oranı da yine grip kadar. Binde 10'lardan, salgınların olduğu yerlerde ise yüzde 2-3'e kadar da ölüme neden olan bir hastalık." ifadesini kullandı.

İnsana sivrisinekler aracılığıyla bulaşan virüsün ilk olarak 1937'de Uganda'da görüldüğünü dile getiren Ceyhan, henüz bir aşısı ve tedavisi olmayan virüsten korunmanın sivrisinekle mücadele şeklinde yapıldığını, sivrisinek dışında hastalığın bulaşma şansının olmadığını aktardı.

- "Havalar soğumaya başlayınca virüsün görülme sıklığı azalıyor"

Ceyhan, Adana, Antalya ve Şanlıurfa gibi illerde sivrisinekten korunmak için izolasyonlar yapıldığını belirterek, "O bölgelerde insanların sivrisineklerden korunmaya dikkat etmesi lazım. Virüs de sivrisineğin çok olduğu haziran ile eylül arasında görülüyor. Havalar soğumaya başladıktan sonra virüsün görülme sıklığı azalıyor." diye konuştu.

Türkiye'nin hem kenenin hem sivrisineğin yoğun olduğu hem de göçmen kuşların yolu üzerinde bulunduğu için bu tip hastalıklar açısından risk taşıdığını vurgulayan Ceyhan, Batı Nil Virüsü insandan insana bulaşmadığı için büyük salgınların söz konusu olmadığını kaydetti.

Virüsün genellikle ülkelerde yüzlerle ifade edilen rakamlarla görüldüğünü, 20-30 civarında da ölüm yaşandığını belirten Ceyhan, şöyle devam etti:

"Daha büyük rakamlara ulaşabilmesi için virüsün bir mutasyon geçirmesi, değişime uğraması ve insandan insana bulaşma özelliği taşıması lazım. Türkiyede 10'lar civarında vaka var. Bunları menenjit geçirdiği için biliyoruz. Diğer vakalarda çok hafif seyrediyor. Grip benzeri ateş, baş ve eklem ağrısı, vücut kırgınlığı gibi belirtileri olduğu için tespiti zor oluyor. Dünyanın hiçbir yerinde de grip vakalarına bakıp bunların ne kadarının Batı Nil Virüsü olduğuna dair tarama yöntemi yok. Sinir sistemi tahribatına yol açtığında hastalığa neden olan virüsün taraması yapılıyor."


Kaynak: