Mehmet Baransu bavulunu açıp konuya dâhil olduğuna göre dershane savaşlarında artık ağır silahların da kullanılmaya başlandığını düşünebiliriz.

         Habere konu 2004 Ağustos Ayı MGK kararlarının cemaatin eline yeni geçtiğini sanmam. İhtimaldir "bavul" döneminden beri ellerindeydi. Ama o zaman ifşa edilmedi, zamanı gelince kullanılmak üzere arşivlenip, saklandı.

         Sızmadığı yer kalmadığına inanılan cemaatin 10 yıllık belgenin varlığından haberdar olmadığını düşünmek saflıktan da öte bir durum olur.

         Adı "Milli Güvenlik Kurulu” olan bir kurumun mahrem belgesini bile bu kadar kolay temin edebiliyorsan, söylenecek ne kalıyor ki geriye.  Ne demeye şimdi belgeyi ortaya atıp, Ak Parti cemaati bitirmeye çalışıyor, ciğerimiz yanıyor diyorsunuz? Hiç oluyor mu?

         Ak Parti 2008 yılında irticai faaliyetlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatılmaktan 1 oyla zor kurtulduğu hatırlanınca 2004 tarihinde, Ak Parti'nin yeterince güçlü olmadığından ve bir "alttan alma" döneminden rahatlıkla bahsedebiliriz. Dolayısıyla buradan "Ak Parti zaten cemaati bitirmeyi hep planlıyordu" sonucu çıkarmak gülünç olur.

İşin doğrusu, Böyle bitirmeye can feda!

Keşke devlet bizi de böyle bitirse diyesim geliyor.

         2004'ten beri kadrolaşılmayan devlet kurumu, istenildiği gibi serpilip faaliyet gösterilmeyen yer kalmadı. Bu nasıl bitirmek anlamadım? Neticede devlet eliyle hem içerde hem de dışarıda açıkça kollanıldı. Aksini iddia etmek ayıp olur.

         Üstelik;

         Aynı haberde dönemin Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül'ün elçiliklere gönderdiği, yurtdışındaki okullara yardımı da içeren genelgeden dolayı hükümetin asker baskına maruz kaldığı anlaşılıyor.

         Son olarak, hükümet 2010 yılında hazırladığı (Kırmızı Kitap) da denen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile irtica tehdidini ve dolayısıyla cemaati, Kırmızı Kitaptan çıkartmıştır. Bunları görmezden gelmeksizin bavuldan çıkan evrakın üzerine zıplamak nankörlük olmuyor mu?  Eğer  Başbakan’ın derdi cemaati bitirmek olsa askerle neden papaz olsun veya çok elverişli zamanlar varken neden 9-10 sene beklesin?

         28 Şubat sürecinde açıktan açığa tüm inanmış kesimler üzerinde sürdürülen ağır zulümleri gık bile demeden sineye çeken cemaatin, daha düne kadar her türlü arkasını kollayan hükümete karşı birden bire aslan kesilmesi, cemaat mensuplarının bile içini acıtan yaman bir çelişkidir.

         Gelinen noktada cemaatin hükümete karşı bu denli hızlı ve şiddetli bir şekilde düşmanlık izhar etmesi, destek ve ittifaklarında hiçbir zaman samimi olmadıklarını da açıkça ortaya koymaktadır

         Öte yandan iyimser bir bakışla;acaba diyorum, cemaat ile hükümetin arasını iyice bozmak isteyenler, bu belgeyi yeniymiş gibi yayımlayarak cemaat tabanında erdoğan nefretini körüklemek ve duygusal kopuşu da hızlandırmak üzere böyle bir hamle yapmış olabilirler mi? Olabilir. Pekala olabilir.

         Ama şuna eminim ki vicdan sahibi cemaat mensupları hükümetin kendilerine kötülük yapmak üzere bu MGK kararını imzaladığına inanmaz.