Evet, ben Sayın Selçuk Öztürk’e de, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da, Sayın Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’na da güveniyorum. Türkiye’ye, Konya’ya güveniyorum ve ülkemizin geleceğinin iyi olacağına inanıyorum.

Biliyorsunuz Tarım Fuarında bu yıl rüzgârın neden olduğu vahim bir olay yaşandı. Şükür Rabbimize can kaybı, ağır bir yaralanma olmadan bu yılı atlatmış olduk. Aslında tam bir gün sonra da KTO Başkanımız Sayın Selçuk Öztürk ile Tarım Fuarını gezecektik ama nasip olmadı.

Ben o günlerde yazmadım, niye yazmadığımı soranlara da, “Tarım Fuarı ve genel olarak fuarlar Konya için milli bir konudur, ben bu milli konularda yıkıcı olabilecek yazılar yazmam, elbette eleştirilecek konular vardı, eleştirmeliydik ama bunu o zaman yaparsak eleştirmiş olmazdık, yıkıcı olmuş olurduk ve yapmadık” dedim.

Şükür hiçbir zaman bilerek ve isteyerek zaten yıkıcı olmadık, tahrifat yapmadık. Herkes biliyor, ta Ocak ayında ben uyarmıştım, “eğer bu haliyle fuar yapılırsa ciddi tehlikeleri içinde barındırıyor” demiştim. Bu yıl geçti. Şimdi gelecek zamana bakalım, bu yıla takılmak bize bir şey kazandırmaz.

Geçtiğimiz Pazar günü maillerimize KTO’dan bir basın bülteni geldi. Tabi ben bu bültenle yetinmedim, KTO’yu aradım ve fuar alanı hakkında sizleri daha net bilgilendireyim diye…  

Önce şunu belirteyim, ne yazık ki bir önceki yönetim KTO’yu arpalık haline getirmiş. KTO bünyesinden bir Vakıf kurmuş, bu vakfa KTO yönetimi karışamıyor, eski yönetim yönetiyor. Vakıf KTO Karatay Üniversitesinin sahibi. İşin aslını sorarsanız şu anda KTO’nun değil bu üniversite, sadece KTO kahrını çekiyor, birileri de buradan Konya üzerine oyunlar oynuyor, fitne fesat geliştiriyor. Fuarın bütün geliri 15.03.2006 tarihli KTO Meclisinin kararıyla bu vakfa gidiyor. Biz yaşanan rezaletten ötürü KTO’ya kızıyoruz fakat bu fuardan elde edilen gelir mevcut yönetime düşmanlığı yaşam karakteri haline getirmiş bir grubun yönetimindeki vakfa gidiyor.  

İnsan bunu yazarken tabiî ki Rahmi Özkaymak’a hakaretler ederek, mahkemelerle eziyet ederek geçmişte millete şikâyet eden zihniyetin Rahmi Özkaymak ne yapmışsa aynısını yapmasına dramatik bir şekilde izlediğini de ifade etmeden geçemiyor. Ve üzülüyoruz, bu adamlara bu şehir ne kadar güvenmişti, şimdi hırsları ile beş paralık hesaplarla şehrin kaderi ile oynuyorlar.

Can sıkıcı değil mi? Elbette can sıkıcı ama yine de Sayın Selçuk Öztürk ve yönetimi küçük hesapları bırakmışlar ve 10 milyon liranın üzerinde bir yatırım yapacaklar. Fuarda yaşanan bu seneki rezaletin yaşanmasını önleyecekler. 

Şimdi KTO 4 holün yapım ihalesini yapmış. Şeytan taşlamakla vakit geçirmiyor KTO yönetimi ve şeytana rağmen iyi işler yapmaya kararlı ve KOP’a da bir hol için proje sunmuşlar. Gelecek yıl İnşa Allah mevcut iki hol ile birlikte kapalı alan 60 metre kareyi aşacak. Kullanım alanı ise 40 bin’i aşacak. Tabi buna ilaveten 3 holünde proje ihalesi yapılmış. Sizin anlayacağınız Türkiye’nin en büyük fuar alanlarından birisine sahip olacak Konya…

Şimdi burada yapılması gerekenler var. Sadece KTO’nun ya da KOP’un yapacağı yatırımlarla Fuar istediğimiz seviyeye gelmez. Büyükşehir imar konusunda düzenleme yapmış, asfalt sorunlarını çözmüş teşekkür ederiz ama ne yazık ki Büyükşehir Belediyemize daha fazla görev düşmektedir. Ve bu iş Büyükşehirsiz olmaz, mutlaka Sayın Tahir Akyürek fuarın Konya’ya katkısını biliyor, bunda şüphe duymuyoruz ama bizim acil beklediğimiz konulardan birisi Konya Havaalanı, Organize Sanayi Bölgesi, BÜSAN, Ayakkabıcılar Sanayi, diğer onlarca sanayi ve tabiî ki fuar alanını merkeze yaklaştıracak raylı sistemin projesidir. Bu mutlaka yapılmalıdır. Elbette büyük işler, para isteyen işler bunlar ama bu işler bu zamanda yapılmayacakta ne zaman yapılacak.

Eğer raylı sistem de yapılabilirse inanınız Konya’nın kalkınmasına fuar alanı yüzde yüz katkı yapacaktır. Bırakın şeytanı o karıştırmaya çalışsın, inanıyorum ki artık onun çağı bitti, hakkın ve hakikatin çağı başlıyor. Önemli olan bu çağın aktörü olmak, biz hükümetimize de, KTO’muza da Büyükşehir Belediyemize de böyle bakıyoruz ve Konya’mıza da Türkiye’mize de güveniyoruz…

Bakın ayak oyunlarına rağmen KTO üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Unutmayın bu günü ıskalama şansımız yok, yapılan güzel işler için teşekkür ediyoruz ve daha fazlasını beklediğimizi belirterek, Konya Büyükşehir Belediyemizin konuya sahip çıkmasını istiyoruz. Ve eğer Büyükşehir bu vizyonu anlayabilirse inanınız Konya’ya çok büyük katkı yapmış olacak ve tarihin kendilerine yüklediği misyonu da en iyi bir şekilde ifa etmiş olacaklar…  

Özür: Çok üzgünüm, dünkü yazımda Seyrani Baba'ya ait “Hak Yoluna Gidenlerin” başlıklı şiirini büyük bir yanlışlık yaparak Âşık Nesimi’nin olarak yazmışım. Âşık Nesimi ve Seyrani Baba (Allah onlardan razı olsun, mekânları Cennet olsun) İnşa Allah beni affederler… Tabi siz kıymetli okurlarımızdan da bu hata için özür diliyorum.