"Benim Tarihim Konferansları" Edirne'de başladı

Tarihçi - yazar Talha Uğurluel, 1 yıl boyunca 81 ilde gerçekleştirilecek konferanslarda Osmanlı Devleti'ni anlatacak
"Benim Tarihim Konferansları" Edirne'de başladı

Tarihçi - yazar Talha Uğurluel, "Çınaraltı Gençlik Söyleşileri" projesi kapsamında düzenlenen "Benim Tarihim Konferansları" ile 81 ilde Osmanlı Devleti'ni anlatacak.

Uğurluel, 1 yıl boyunca gerçekleştirilecek konferans turnesine Edirne'de Trakya Üniversitesi'nden (TÜ) başladı.

TÜ Balkan Kongre Merkezi'ndeki konferansta yaptığı konuşmada Uğurluer, projenin Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı kapsamında hayata geçirildiğini söyledi. Üniversiteleri tek tek gezerek Osmanlı yönetimi, kültürü ve mimarisini anlatacağını aktaran Uğurluel, Topkapı Sarayı'nın kültür, tarih ve Osmanlı gelenekleri açısından uzun yıllar önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.

Uğurluel, konuşmasında Osmanlı tarihinden ilgi çekici pek çok bilgiyi dinleyicilerle paylaştı.

Topkapı Sarayı'nın özelliklerini anlattığı bölümde sarayın dört avlusunun içerisinde yer alan kutsal emanetler dairesi, hazine, harem, arz odası gibi birçok bölümden oluştuğunu dile getiren Uğurluel, şöyle devam etti:

"Kutsal emanetler dairesi, son derece önemli aslında sarayın kalbinin attığı yerdir. Topkapı Sarayı’nı hakkıyla, tüm bu detayları bilerek gezen Osmanlı'yı çok iyi anlar. Yani birilerinin karalamaya çalıştığı şekilde zevk-ü sefa içinde mi yaşadılar, yoksa ölümü gözlerinin önüne koydular anlayışıyla mı yaşadılar? Anlattıklarımız bu soruya cevaptır. Kapının önündeki yükseltinin köşesinde ağzı kapaklı bir kuyu bulunmaktadır ama normal bir kuyu değil. Çünkü içerisine su koymuyorlardı, içerisine toz koyuyorlardı. Biz her gün evlerimizi süpürüyoruz, tozları çöpe atıyoruz. Topkapı Sarayı da her gün süpürülüyor bu tozlar da çöpe atılıyor. Ama süpürülen yer Hırka - i Saadet dairesi ise buradaki tozları çöpe atamıyorlarmış. Çünkü bu dairenin içinde Peygamber Efendimizin hırkasından sancağına, Hazreti Hüseyin’in gömleğinden Hazreti Fatma'nın duvağına kadar birçok emanet var. Bunlardan herhangi birinin bir toz zerresi yere düşer de süprüntüyle çöpe atılır, ayaklar altında kalır endişesiyle bu dairedeki bütün tozları bu kuyunun içinde saklıyorlardı."

Hırka - i Saadet dairesinin süpürüldüğü kürek ve süpürgenin dahi saklandığını anlatan Uğurluel, "O süpürge ve kürek kibrit kutusu büyüklüğündedir o kadar özen gösterilmiş ki buradan anlıyoruz. Daireyi süpüren görevli süpürge ve küreği iki parmağıyla tutar ve tozu alırdı" dedi.

Yıllar önce Türkiye’nin en ünlü yazarlarından birine sarayı gezdirdiğini aktaran Uğurluel, "Yazarımıza bu kuyuyu anlattım, dedi ki, 'Ya hu, sırf bu kuyudan bir roman yazılır', 'Romanın adı ne olur hocam?' diye sordum, 'Tozuna kurban, olur' dedi. Gerçekten de ecdadımız, bu emanetleri kullanan o güzel insanların şahsında bu emanetlerin tozuna kurbandı" şeklinde konuştu.

Konferansın ardından TÜ Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, Uğurluel'e günün anısına üniversitenin yayınlarından hediye etti. Konferansa il ve ilçelerden çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı.