“Benzersiz olursanız rakibiniz olmaz”

“Benzersiz olursanız rakibiniz olmaz”

Genç MÜSİAD Konya Şubesi’nde “Girişimcilik” hakkında konferans veren Motus Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı ve Meram Belediyesi Meclis Üyesi Hıfsı Soydemir, “2000’li yılların moda tabiri benzersiz olmaktır. Benzersiz olursanız rakibiniz olmaz” dedi.

 

Genç MÜSİAD Konya Şubesi’nin bu haftaki konuğu Motus Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı ve Meram Belediyesi Meclis Üyesi Hıfzı Soydemir oldu. Açılış konuşmasında tecrübe paylaşımının önemine değinen Hıfsı Soydemir, “Her şeyden önce MÜSİAD’da gençlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Çünkü sizler buraya bilgi, tecrübe paylaşımından istifade etmek için geldiniz. İnsanı en çok mutlu eden şey bu paylaşımlardır. İnsan verdikçe mutlu olur kazandıkça değil.” dedi.

 

hifsi-soydemir-(3).jpg

 

“ZAMAN RİSK ALMA ZAMANIDIR”

Girişimcilik konusunda konferans veren Hıfsı Soydemir, “Girişimci, “Belli bir risk çerçevesinde kar amacı ile tüm kaynakları organize ederek üretim veya ticari faaliyette bulunan kişi ve onların yönettikleri süreçler” olarak tarif edilir. Risk kelimesini çok önemsiyorum. 21. yy. şirketlerinin özelliklerinden bir tanesi de risk almaktır. Eskisi gibi garanti işler bitmiştir. İki tane insan tipi vardır. Birincisi bir ayda 100 tane karar alır. Bunlardan 25 tanesi yanlış çıkar. Diğer tip insan da bir ayda 10 tane karar alır ama 10’u da doğrudur. Yani 40 defa ölçer bir defa biçer onu hesap ederek bu 10 kararı da doğru çıkar. Biri yüzde 75 doğru karar almıştır. Yüzde 25’i gitmiştir. Diğerinin de yüzde 100’ü doğrudur. Bunlardan 100 tane karar alıp 25 tanesinin hatalı olması daha avantajlıdır. Çünkü almış olduğunuz her bir yanlış kararın bir tane doğru kararın faturasını da götürdüğünü farz edelim. 25 yanlış karar alıp 75 doğru karar aldık. Yani 25 tanesinden zarar ettik. Bu yanlışlar 25 tane de doğru kararı götürdü. Geriye bize 50 tane sağlam karar kaldı. Öbür sağlam yapan arkadaşın 10 kararı var. Yani Bunu bir adımsal yürüme olarak görürsek, birimiz 10 adım gittik. Birimiz 50 adım. Yani zamanın bile hızla ilerlediği ortamda hangisinin daha değerli olduğu ortadadır” dedi.

 

“İŞLETMELERİN MİSYONU PARA KAZANMAK OLAMAZ”

“Stratejik planlama diye meşhur bir kelime vardır” diyerek açıklamalarını sürdüren Soydemir, “Strateji doğrultusunda girişimciler belirli bir vizyon ve misyon belirler. Bir işletmenin misyonu para kazanmak olamaz. Bunu zihinlerimizden atmalıyız. Çünkü o işletme para kazanmazsa batar. Yani bir insanın misyonu nefes almak olabilir mi? Nefes almazsa ölür zaten. Biz üretim ve ticarette mutlaka kar etmek zorundayız, risk almak zorundayız ve bir ticaret veya üretim faaliyetinde bulunmak zorundayız. Bunların organizasyonlarını yönetmemiz gerekir” dedi.

 

“GEÇMİŞİMİZİ BİLMEMİZ GEREKİR”

“Çağımızın modası yeni ifadesidir” diyen Soydemir, “Yeni dünya, yeni Türkiye düzeni vb. ifadeleri bundan sonra çok fazla kullanacağız. “Bugünü anlayabilmeniz için bütün geçmişinizi seferber etmek zorundasınız” diye bir söz vardır. Yani geçmişimizi çok iyi okumazsak bugüne dair çok yanlış stratejiler uygulayabiliriz. 1900’lü yılların başında Amerika’nın gelirinin büyük bölümünü tarım oluşturuyormuş. Kalan küçük bir kısmını da diğer birimler oluşturuyormuş. Bugün Amerika’da tarım gelirlerin %3’ü temsil ediyor. %97’si de diğerleri oldu. Yani böyle bir dönüşüm gerçekleşti. Diğerlerinin büyük bir oranı da bilişim üzerinedir. Uzaya araç gönderdikleri zaman teknolojiye ciddi oranda yatırımları oldu. Silikon Vadisi’nin temelleri de o zamanlarda atıldı. Yani gelirlerinin büyük kısmını teknoloji oluşturuyor” dedi.

 

“BİLGİ ÇAĞINA AYAK UYDURMALIYIZ”

Yaşadığımız dönemin yeni bir çağa geçiş dönemi olduğuna dikkat çeken Soydemir “Dünyada çağ değişimleri vardır. Orta Çağ’ın bitip Yeni Çağ’ın başlangıcını teşkil eden olay 1453 İstanbul’un fethidir. Çağ değişimi kararları o anda değil daha sonra verilir. İnsanlar yaklaşık 50-60 yıl sonra düşünmüşler ve çok önemli bir gelişme olduğu için Orta Çağ’dan Yeni Çağ’a geçiş olarak İstanbul’un fethini seçmişler. O zamanlar İstanbul’da yaşayan insanlar “Biz çağ kapatıp, çağ açtık” diye düşünmemişlerdir. Farkında bile değillerdir çağın değiştiğinden. Çünkü olaydan çok sonra bilim adamları o olayı baz alarak tarihi belirliyorlar. Şimdi son zamanların en çok kullanılan kelimesi “Bilgi Çağı”dır. Yani aslında yeni Türkiye’nin şifrelerinde bunu net olarak görebiliriz. Biz farkında olsak da olmasak da bir çağ değişim sürecini yaşıyoruz. Bizler bilgi çağına geçiş dönemindeyiz. Her değişim beraberinde fırsatları ve tehditleri meydana getirir. Yıllarca çalışırsınız belli bir birikim elde edersiniz, yalnız bir fırsat geldiğinde bir kararla aynı birikimi elde edebilirsiniz. Değişim yaşadığımız şu zamanda gözümüzü dört açmalıyız. Şimdi Amerika’nın yüzlerce gemisi, füzesi vardır. Sizin ise 3-4 tane vardır. Elinizdeki malzemelerle Amerika’yı geçebilir misiniz? Geçersiniz. Bilgi çağında öyle yazılımlar üretiliyor ki bu yazılımlar sayesinde onların gönderdiği füzeyi geri onlara gönderebiliyorsunuz. Yani bilgi son derece önemlidir” dedi.

 

hifsi-soydemir-(2).jpg

 

“GELİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMALIYIZ”

“Mademki bir çağ değişimi yaşıyoruz. Bu değişimin fırsatlarını her gün kollamamız gerekiyor” diyerek yeni dönem fırsatlarının önemine değinen Soydemir, “Bu fırsatlar ayağımıza gelir, kullanmazsak çeker gider.  Sanayi devriminden sonra 1960’lı yıllara kadar bütün üretim tesislerinin vazifesi verimliliği artırmak üzereymiş. Bunun üzerine bilim adamları çalışmışlar. 1970’li yıllara gelindiğinde insanlar “Bir ürünü daha ucuz nasıl üretiriz” diye bu konuya kafa yormuşlar. 1980’lere gelindiği zaman ürün kalitesi üzerine çalışmışlar. 1990’larda sürat ve esneklik önemli olmuş. 2000’li yılların moda tabiri benzersiz olmaktır. Benzersiz olmak hem işletmemiz, hem bizim, hem de ürünümüz için geçerlidir. Benzersiz olmak için mutlaka farklı bir şeyimizin olması lazım. Çünkü rekabet çok şiddetli günümüzde. Benzersiz olursanız rakibiniz olmaz. Bunu yapabilmek için işletmelerimizi çok iyi geliştirmemiz gerekiyor. Geliştirebilmek için de çok iyi derecede kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Eğer kendinizi geliştiremezseniz işletmeleriniz de gelişmez. Bizim dinimizde bir çok ayette bugünün yarına eşit olmaması gerektiği belirtiliyor. Her gün “Bugün ne kazanım sağladık” diye kendimize sormalıyız” dedi. •HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU