Perşembeyi Cumaya bağlayan gece idrak ettiğimiz Regaip kandiliyle birlikte yine üç aylara kavuştuk. Ömrümüzde bu kaçıncı üç ayların başlangıcı oldu veya geriye görebileceğimiz kaç üç aylar kaldı bunun muhasebesini yapmamız gereken bir dönemdeyiz.

Üç aylar, şivlilik geleneğiyle Konyamızda daha bir anlamlı karşılanıyor, çocuklar bu gelenek sayesinde eğlenerek üç ayların ehemmiyetini öğrenmiş oluyorlar. Niyetim Cuma hutbesi tarzında bir yazı yazmak değil, zaten böyle bir şey haddimize de düşmez. Fakat insan böyle mübarek günlere kavuştuğumuz dönemde iki kelime etmeden duramıyor. Takvimin etkisiyle her yıl biraz daha geriye giden üç ayların bu yıl baharın başlamasıyla aşağı yukarı aynı döneme gelmesi daha bir anlamlı oldu. Baharın canlılığıyla birleşen üç aylar hem kişisel olarak hem de vatanımız, milletimiz ve bütün Müslüman âlemi için inşallah hayırlara vesile olur.

Ramazan ayı gelmeden bu dönemde kendimizi sorgulamaya, eksiklerimizin farkına varmaya başlayabilirsek önümüzdeki iki ayı daha verimli değerlendirip, Ramazan ayına daha iyi, daha temiz bir ruh haliyle girebiliriz. Bu dönemde en azından bazı şeylere daha az değer vererek, kendimizi sadeleştirebilir, bütün gün boyunca uğraştığımız gereksiz şeyleri bir kenara bırakıp ibadete yoğunlaşabiliriz. Akıl vermek gibi olmasında kendimizi nefsimizin elinden kurtarıp eksik olduğumuz noktalarda ibadetlerimize biraz daha asılabilirsek önemli bir aşama kat edebiliriz.

Günümüz modern hayatında kandiller çoğu zaman kısa mesajla geçiştirilen bir geleneğe dönmeye başlasa da biz ısrarla bu geleneği yaşatıp, günlük rutinden kurtulmalıyız. Kandillerin aslında dinde yeri yoktur, sonradan ortaya atılmış şeylerdir geyiğinden hiç bahsetmiyorum bile… İnsan günlük rutininden kurtulup, silkelenip kendine geldiği zaman bu oyunu çok rahat bozabilir. Kandillerimiz öyle üzeri naftalin kokan, şekilci bir gelenek değildir. Tam tersi yaşayan, zamanla dönüşebilen, dinimize olan saygımızı artıran önemli günlerdir.

Ülke ve İslam âlemi olarak geçtiğimiz şu kritik süreçte ayağımız daha da yere sağlam basmalı üç ayların feyziyle birlikte daha dirayetli olmalıyız. İmanımızdan aldığımız güç ile bize karşı oynanan oyunların farkına varıp gereken karşılığı vermeliyiz. Çünkü gerçek Müslüman aynı yerden iki kere aldatılmaz, gerçeklerin farkına varır.

Geçmişte yaşadığımız pişmanlıklara yenilerini eklemek istemiyorsak, geleceğe daha umutlu, dünya hayatını daha huzurlu ve bereketli hale getirmekse derdimiz şu anda çok iyi bir mevsimdeyiz. Baharla birlikte manevi olarak üç aylarında etkisiyle ruhumuzu canlandırıp hem dünya hayatına anlam katarken hem de ahretimiz içinde önemli kazançlar elde edebiliriz. İnanın okunduğu kadar zor değil, yeter ki gönülden isteyelim…