Beşiktaş'taki terör saldırısı davası

Vodafone Park çevresinde gerçekleştirilen ve 39'u emniyet mensubu 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin 28 sanığın yargılanmasına sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi
Beşiktaş'taki terör saldırısı davası

İSTANBUL (AA) - Beşiktaş-Bursaspor arasında 10 Aralık 2016'da oynanan maçın ardından terör örgütü PKK tarafından Vodafone Park çevresinde gerçekleştirilen ve 39'u emniyet mensubu 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin 28 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Mesut Avras, İstanbul’da yaşadığı dönemde Pendik ilçesinde ikamet ettiğini, bir süre Pendik'te HDP ilçe merkezinde faaliyetlerde bulunduğunu söyledi.

Sonrasında Bitlis'teki köyüne dönerek tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, bu süreçte siyasetle ilgilenmeye devam ettiğini anlatan sanık Avras, şöyle konuştu:

"Hayvanlarım telef olunca ekonomik sıkıntı yaşadım. 2015'te İstanbul'a döndüm. Tekrar Pendik'te inşaatlarda çalışmaya başladım. Siyasete ilgim olduğu için hep ilçeye gidip geliyor, HDP’nin propagandasını yapıyordum. Bu süreçte Ayhan Suni ile tanıştım. Kendisiyle siyasete ilişkin sohbetler yapıyorduk. Sebze meyve pazarında pazarlamacılık yapıyordu. Kendisinde inşaat işi bulmamı istedi. Araştırdım. Görüşmelerimiz sıklaştı. Bu süreçte kendimi ekonomik olarak toparlamaya çalıştım. Nisan 2017'de tekrar köyüme dönüp yerleştim.

Bitlis Tatvan'daki köyümden Pendik'teki Ayhan'ı aradım ancak savcılık beni bu tarihte Pendik'teymişim gibi yazmış. Sanıklardan Zozan Kutum'u tanımıyorum. Ayhan Suni ile Zozan Kutum'u tanıştırdığım ve aralarında kuryelik yaptığım doğru değildir. Ayhan nerede neden tanık olarak dinlenilmiyor? Belki de Ayhan Suni kendisini kurtarmak için atmasyonlar yapmıştır. Evimde ne kadar kitap varsa el konulmuştur. Köyde hayvanlarımı beslerken gözaltına alındım. İddianamede, Pendik'teymişim gibi gösterilen tarihte ben Bitlis'teydim."

Mahkeme başkanı, tutuklu sanık Zozan Kutum'un ayağa kalmasını isteyerek, sanık Avras'a, Kutum'u tanıyıp tanımadığını sordu. Sanık Avras, Kutum'u tanımadığını söyleyince, başkan bu kez Kutum'a Avras'ı tanıyıp tanımadığını sordu. Kutum, Kürtçe tercüman aracılığıyla, sanık Avras'ı tanımadığını söyledi.

Duruşmaya tutuklu sanık Şevket Beyhan'ın savunmasının alınmasıyla devam edildi.

Sanık Beyhan, İstanbul'da tekstil işi yaptığını belirttiği savunmasında şunları söyledi:

"Zozan Kutum diye birini tanımıyorum. Hakkımdaki suçlamalar çok korkunç. 25 yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Uzun zamandır tekstil işi yapmaktayım. Biz bazı işlerimizi dışarıda yaptırırız. Bu parça başı işler ayrı ayrı torbalanır, çalıştığımız dükkanlara verilir. Sonrasında bu poşetler evlere ve dükkanlara dağıtılır. İşler yapılıp geri döndükten sonra kontrol edilir. Bu işlemlerin hepsini kendim yapmaktayım. Parmak izim bu yaptığım işlemler sonucunda yüzlerce eve girip çıkabilir. O poşet, iddianamede sanık Zozan Kutum'un bulunduğu ikamete o şekilde gitmiş olabilir. Ben sadece dükkan sahipleriyle muhatap olurum, sadece onları tanırım. Bu olaylarla zerre ilgim olsa bırak İstanbul'u, Türkiye'yi terk ederim. Poşeti taşısam neden sadece baş parmağımın izi çıksın?"

Duruşmaya yarın, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.

Kaynak: