Hemen cevap verelim. BM dünya ülkelerini, özellikle İslam ülkelerini sömürmek için kurulmuş bir cinayet şebekesidir. 5 tane daimi üyesi olup, 2 milyar nüfusu olan İslam dünyasının bir tek temsilcisi yoktur. Halen başında bulunan kişi nane şekeri çiğneyen merkep gibi gülümseyen bir kukladır. BM kanlı terör örgütü İsrail’in çirkin emellerine hizmet eden bir maşadır. Müslüman ülkelerin gelişmesini engelleyen, silahlanmasını istemeyen, BM İsrail’in silahlanması konusunda sağır ve dilsiz kalmaktadır. 5 daimi üye diğer 200 ülkenin istikrarına devamlı surette takoz koymaktadır. Demokrasi BM için ağzındaki sakızdan başka bir şey değildir. İslam ülkelerine demokrasi gelmesini asla istemez çünkü demokrasi gelirse istediği gibi meydanda at oynatamayacağını iyi bilir.

 

Sömürmek istedikleri ülkelerin başına kukla bir hain, işbirlikçi getirirler ki, tek kişiyi idare etmek daha kolay olsun. İşte bu sebepten ötürü demokrasi ile iktidarları askeri darbe ve ayak oyunları devirirler. BM’nin diğer bir misyonu dünyadaki savaşları finanse etmek ve batının bozulan ekonomisi için silah ticaretini sevk ve idare etmektir. Haçlı seferleri devam ediyor. Kıyamete kadar devam edeceğinden de hiç şüphe yoktur. Gelinen noktada açıkça söylemek gerekirse bu BM denen virüs olmadan dünya daha mutlu ve huzurlu idi. Tıpkı IMF’nin ülkelerin ekonomisini bozduğu gibi, BM de ülkeleri batırmak ve istila etmek için kurulduğunu anlamalıyız. BM, kurulduğu 1945 tarihinden bugüne kadar hiçbir problemi çözemedi ve aldığı bütün kararlar da İslam dünyasının aleyhine oldu. BM, başta ABD olmak üzere veto hakkı olan 5 ülkenin kuklası olmaktan başka bir şey değildir. Filistin'de bir Siyonist devlet kurmak ve kurulan İsrail devletinin kanlı işgallerini meşrulaştırmak amacıyla kurulan Birleşmiş Milletler, 1947 yılında bu işlevini yerine getirdikten sonra artık anlamını yitirmiş bir kukla sistem olarak biliniyor. Başta ABD olmak üzere devamlı veto yetkisine sahip beş üyenin kontrolündeki bu ahlaksız yapı, kurulduğu 1945 tarihinden bugüne kadar hiçbir problemi çözemedi ve aldığı tüm kararlar da İslam dünyasının aleyhine oldu. Milletlerarası hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak beş devlete veto hakkı veren BM, ayrıca BM Güvenlik Konseyi'ne de daimi üyeler seçti. 2. Dünya Savaşı'nın galibi olan bu devletlerin haricinde kalan hiçbir devlete söz hakkı verilmedi. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'nın oluşturduğu bu devletler Müslümanlara ait hiçbir problemde İslam dünyasının lehine karar almadılar. Şu ana kadar da hiçbir İslam ülkesi BM'ye daimi üye olamadı. Bu kuruluş daha başında yanlış kuruldu. Milletlerarası hukukun üstünlüğü, eşitlik ve mütekabiliyet esaslarına riayet edilmeden, beş devlete veto hakkı verildi. Ayrıca BM güvenlik konseyine de daimi üyeler seçildi. Bu üyelerin de konseyde veto hakları vardı. Bu devletler, 2. dünya savaşı galipleri idi. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa geri kalan devletler hiç dikkate alınmadı. Onlara ancak üye olmak kaldı.

Peki ne yapılabilir? Birleşmiş Milletler, güvenlik konseyinin daimi üyelerinin veto hakları ellerinden alınmalıdır. Birleşmiş Milletler yeniden yapılandırılmalı her ülkenin oyu eşit hale getirilmelidir.

 

En azından bir İslam ülkesinin yahut İslam konferansı örgütünün veto hakkı olmalıdır. Bu İslam ülkesi Türkiye, Endonezya, Pakistan, Mısır veya İran olabilir. O zaman İslam ülkelerinin mağduriyeti azalabilir. Ayrıca, Türk birliği devletleri, Afrika birliği, Arap birliği veya Latin Amerika birliği devletlerin in de veto hakkı olmalıdır. Sonuç olarak İsrail vahşetlerine kayıtsız kalan Birleşmiş milletler yeniden yapılandırılmalı veya İslam ülkeleri bu kuruluştan çıkmalıdır. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz…