BM'de güçlünün borusu ötüyor

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler'in yapısıyla ilgili, "Kim güçlüyse, kim BM Güvenlik Konseyi'nde güçlü bir ülkeyse onun borusunun öttüğü bir dünyadır" dedi.
BM'de güçlünün borusu ötüyor

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından düzenlenen, "Ortadoğu'da Barış, Aktörler, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Sempozyumu"nun açılışında, Ortadoğu'nun, insanlık tarihi boyunca dünya barışı ve insanlık adına önemli mekan olarak dikkat çektiğini söyledi. 

Ortadoğu'da barış olmadan dünyada barışın mümkün olamayacağını vurgulayan Kurtulmuş, "Bugün konuştuğumuz ve yaşadığımız kaosların başlangıcı yeni değildir. İnsanlık özellikle son 1 asır boyunca fiili olarak dengesizlik durumunu, savaş, kriz ve kaos dönemini yaşamaktadır. Esasında 1. Dünya Savaşı'nda ortaya çıkan bu süreç, bugünde tüm canlılığıyla devam ediyor. Bu süreci ortaya çıkaran en temel sorun küresel bir barış düzeninin kaybedilmiş olmasıdır" diye konuştu. 

1. Dünya Savaşı'nın, "hem eski düzeni yıkmak hem de kapitalizm sisteme bir takım yeni pazarlar oluşturmak için imparatorlukların yerine yeni devletlerin kurulmasını sağlayan bir süreç" olduğunu dile getiren Kurtulmuş, söz konusu savaşın da yeni bir dünya barış düzenini getirdiğine işaret etti.

İnsanların, 1. Dünya Savaşı sonrası sadece 20 yıl barış içerisinde yaşayabildiğini anlatan Kurtulmuş, kavga ve savaş dilinin hiçbir zaman ortadan kalkmadığını vurguladı.

Kurtulmuş; Bosna, Afganistan, Irak, Suriye'nin yanı sıra Arap Baharı'yla ortaya çıkan çatışmalarda 2. Dünya Savaşı'ndaki kadar insan öldüğünü anlattı. 

Dünyada düzensizlik halinin hakim olduğunu savunan Kurtulmuş, "Bunu karamsar bir tablo ortaya koymak için değil, sadece durumu tespit etmek için söylüyorum" ifadelerini kullandı.

"Suriye krizini bugünkü dengeler içerisinde çözemezsiniz"

Suriye'deki krizin hala çözülemediğini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"2. Dünya Savaşı'ndan sonra hakimlerin gücü üzerine bir sistem kurulmuştur. Suriye'deki kriz devam ediyor, görünen o ki bir müddet daha devam edecek. Suriye krizini bugünkü dengeler içerisinde çözemezsiniz. Çünkü Birleşmiş Milletler'in (BM) bugünkü yapısı krizleri çözmek, savaşları sonlandırmak üzere kurulan bir sistem değildir. Tam tersi kim güçlüyse, kim BM Güvenlik Konseyi'nde güçlü bir ülkeyse onun borusunun öttüğü bir dünyadır. Çünkü Suriye krizini çözemeyenler, Ukrayna krizini de çözemiyor. Biz dünya sisteminin çözüm üretecek noktaya gelmesini nasıl sağlayacağız ve dünya barışına katkı sağlayacağız asıl bunu düşünmeliyiz." 

"Dünya bu haliyle şekillenemez"

Kurtulmuş, Türkiye olarak sürekli "şu anda var olan, ne yazık ki dünya sistemini yönetemeyen uluslararası kurumların yeniden yapılanmasının dünya barışı için zaruri" olduğuna dikkat çektikleri ifade etti.

Bu yöndeki çalışmaları sürdürmekte kararlı olduklarını belirten Kurtulmuş, "5 büyük ülkenin insafına terk edilen küresel barış olamaz. 5 ülke 195 ülkenin nasıl yol alacağına tek başına veya birlikte karar veremezler. Dünya bu haliyle şekillenemez. Onun için BM'nin ve diğer uluslararası kuruluşların yeniden gözden geçirilmesi gerekir" dedi.

Ortadoğu'daki kavga ve gürültülerin nedeninin iyi tespit edilmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, söz konusu problemlerin sebebini ortadan kaldıracak adımların atılmasını istedi. 

"Seyirci kalmayacağız"

Bazı büyük güçlerin bu coğrafyadaki temel stratejilerinin 1 asırdır hiç değişmediğini savunan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

 "Meşhur böl, parçala ve yönet stratejisinin bugün de belirli oranlarda, farklı yöntemlerle uygulandığını hepimiz görüyoruz. Türkiye olarak bizim vazifemiz ve önceliğimiz bu bölgede daha fazla bölünmeyi değil, daha fazla bütünleşmeyi, birliği ve dirliği sağlamak olacak. Bu çerçevede bölge ülkelerinin içindeki etnik ve mezhebi farklılıklarıyla dağılmasını değil, bu farklılıkları zenginlik olarak kabul edecek yeni bir anlayışla yapılandırılmasını hayal ve bunun için gayret ediyoruz. Bunun için de ortaya çıkan sorunların hepsine maalesef tüm dünya seyirci kalsa da Türkiye olarak asla seyirci kalmayacağız."

Kurtulmuş, ülkelerindeki iç savaştan kaçan yaklaşık 1,7 milyon Suriyeli'nin Türkiye'ye geldiğini anımsattı.

Türkiye'nin, sınırlarını ve gönüllerini Suriyelilere açtığını hatırlatan Kurtulmuş, "Arap, Türkmen, Kürt, Yezidi demeden hepsine kapımızı açtık. Kobani'den (Ayn el Arap) sadece 3 günde 200 bin kişiyi Türkiye'ye aldık. Türkiye'nin 3 günde kabul ettiği göçmen sayısı, tüm Avrupa kıtasının 2013'te kabul ettiği sığınmacı sayısından daha fazladır. Bu bizim insanlık, komşuluk, dostluk ve kardeşlik vazifemizdir. Elini uzatana kayıtsız kalamayız. Ama şunu da biliyoruz; Türkiye olarak bizim görevimiz sadece göçmenlerin sıkıntılarını gidermek değil, bölge haklarının kalıcı barış perspektifini de katkı sunabilmektir" diye konuştu. 

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin son 12 yıldaki ekonomik büyümesinin herkesi şaşırttığını sözlerine ekledi.