'Böcek'te örgüt davasında tanıklar dinlendi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, çalışma ofislerine dinleme cihazı konulmasına ilişkin FETÖ/PDY üyesi ve yöneticisi olmakla suçlanan 11 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
'Böcek'te örgüt davasında tanıklar dinlendi

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, çalışma ofislerine dinleme cihazı konulmasına ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi ve yöneticisi olmakla suçlanan 11 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Kamuoyunda "böcek" adıyla bilinen soruşturma kapsamında açılan ikinci davanın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasına, sanıklar Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, Başbakanlık Koruma Şube eski müdürü Ahmet Türer ve Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği eski personeli Hasan Akın, sanık avukatları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın katıldı.

Sanıklardan Türer, Başbakanlık çalışma ofislerine "böcek" tabir edilen dinleme cihazı konulmasına ilişkin daha önce Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

"Emniyet, cemaatin kalbi"

Tanık Didem Yetişik, Abdullah Yetişik ile 2002'de evlendiğini ve o tarihten önce "Fetullah Gülen cemaati" ile bir bağlantısı olmadığını söyledi.

Düğünlerinden bir kaç ay önce lojman çıkması için resmi nikah kıydıklarını belirten Yetişik, şunları kaydetti:

"Ben o tarihlerde eşimin Fetullah Gülen yapılanmasıyla bağlantısı olduğunu öğrendim. Düğünden sonra eşimle anlaşmazlığa düştüğümüz en büyük konu, bu cemaat meselesidir. Ben eşimin bu yapı içerisinde bulunmasını istemiyordum. Ancak o bana bu yapıdan çıkamayacağını söylüyordu. Kadınlara çok da bilgi verilmiyordu. Toplantılara gidiyordum, evlerde ablalık yapıyordum. Haftalık arkadaş grubumuzda gelen arkadaşlarla Fetullah Gülen'e ait 'Bam Teli' isimli konuşmaları dinliyor ve Gülen'e ait ABD'den gelen videoları izlerdik. Kadınlar ve erkekler ayrı günlerde ve ayrı evlerde toplanırdı."

Buluşmaların polis lojmanları dışında yapıldığını savunan Yetişik, "Kendileri gibi dindar insanların devlet kurumlarında görev alması gerektiğini, bu nedenle tedbirli olmaları, davranmaları gerektiğini, emniyetin çok önemli olduğunu, emniyetin cemaatin kalbi olduğunu söylüyorlardı. Hatta emniyetin cemaatin kalbi olduğu sözünün Fetullah Gülen'e ait olduğunu söylemişlerdi." ifadelerini kullandı.

Yetişik, şöyle devam etti:

"Toplantılara katılan bu 5-6 kişilik gruplar genelde aynı seviyedeki polis memurları arasında oluşturuluyordu. Deşifre olmamak için 'birbirinizi bilseniz dahi asla ifade etmeyeceksiniz' diye tembih ediliyordu. Kamufle olma olayıyla ilgili olarak şunu söyleyebilirim; emniyetteki polislere 2002 yılında bir talimat geldi, Fetullah Gülen'in polis memurlarının eşlerinin başlarının açık olması gerektiği, bu şekilde tedbir almaları gerektiği söylendi. Hem eşim hem de bizi tanıştıran kişi Nuray Ejder bana başımı açmam gerektiğini söylediler. Fetullah Gülen'in talimatı olduğunu bildirdiler. Yukarıda da belirttiğim gibi dindar insanların emniyet içerisinde belirli kademelerde yer almalarının gerekli olduğunu, bu fedakarlığın yapılması gerektiğini söylediler. Ben de onları dinledim ve o tarihte başımı açtım."

"Böcek" Davası ile ilgili Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki kararın Yargıtay'da olduğunu belirten Mahkeme Başkanı Aşık, gizli tanıklar "Hançer 2014" ve "Şimşek"in gelecek celse dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İddianamede, Sedat Zavar, Ali Özdoğan ve Hasan Palaz FETÖ yöneticiliği, diğer şüpheliler de örgüt üyeliğiyle suçlanıyor. Sanık Hasan Akın'ın da "askeri ve siyasi casusluk" suçundan da cezalandırılması isteniyor.

FETÖ/PDY'nin, usulsüz dinlemeyi eskiden beri alışkanlık haline getirdiği ve örgütü yöneten Gülen'in, kişisel sırları öğrenmeye özel merakı bulunduğu, "en yakınındakiler dahil herkesi dinletip, özel bilgiler elde ederek, zamanı geldikçe kullandığı" belirtilen iddianamede, "onun bu zafiyetinin örgüt üyelerince taklit edildiği" belirtiliyor.