'Bu tür etki analizlerinde tek bir bulgu çıkmaz'

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Yönelik Kanun"a yönelik Bakanlık tarafından yapılan etki analizinin tamamlandığını bildirdi.
'Bu tür etki analizlerinde tek bir bulgu çıkmaz'

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Yönelik Kanun'a ilişkin etki analizi çalışmalarını tamamladıklarını belirterek, "Çalışmayla, bunun güçlü bir kanun olduğunu tesbit ettik ama bazı eksiklerimiz var. Duyurulmasında, hakların bilinmesi, kanunun tanıtılması, kanunun uygulaması noktasındaki süreçler ve sonrasında bazı eksikliklerimiz var. Bu etki analizinde amaç kanunun açık noktalarını bulup bunu daha uygun hale getirmekti" dedi.

AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Gürcan, kadına yönelik şiddetle ilgili yürütülen çalışmalara değinerek, "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Yönelik Kanun"a yönelik Bakanlık tarafından yapılan etki analizinin tamamlandığını bildirdi.

Gürcan, çalışmanın sonuç raporunun teslim edildiğini belirterek, "Bu tür etki analizlerinde tek bir bulgu çıkmaz" dedi.

Söz konusu kanunun uygulamasının olumlu etki oluşturduğunu vurgulayan Gürcan, "Güçlü bir kanun olduğunu tespit ettik araştırmada ama bazı eksiklerimiz var. Hem duyurulmasında, yani hakların bilinmesi noktasında, kişilerin haklarını bilmesi, kanunun tanıtılması noktasında, kanunun uygulaması noktasındaki süreçlerle ve sonrasındaki, koruma altına alıyorsunuz ama sonra ne oluyor, aile ne duruma düşüyor, aile desteklenebiliyor mu? Fail durumundaki kişi rehabilite edilebiliyor mu, yoksa sistemden daha nefret eder sonrasında kindar birisi mi oluyor? Bu etki analizinde amaç kanunun açık noktalarını bulup bunu daha uygun hale getirmekti" ifadesini kullandı. 

Etki analizi sonucunda "ilginç" bulgular elde ettiklerine de işaret eden Gürcan, "Tek başına kanunlar hiçbir zaman çözücü değildir. Kanunlar sadece sütunları verir, siz içinin dekorasyonunu yapmak durumundasınızdır. Ama sütunlar olmadan da binalar yapılamaz. Bu kanunlar önemli ama kanunun uygulanmasında ve kanuna belki eklenecek bazı maddelerle daha etkili hale getirebiliriz diye düşünüyorum" diye konuştu.

"3. sayfa haberi olmaktan çıktı"

Bakan Gürcan, kadın cinayetlerinin yaşanmasındaki en önemli etken ile bunların önlenmesine yönelik nelerin yapılabileceği sorusunu, şöyle yanıtladı:

"2009'da yaptığımız bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Çünkü o dönemde bu aile içi cinayetler, ev cinayetleri noktasında hakikaten bir farkındalık oluşmuş ve gazete haberlerine yansımıştı. Biz de 134 ağır ceza mahkemesinin aldığı cinayete teşebbüs ve cinayet davalarından aile içi olanları çıkarttık. Bin 322 vaka inceledik toplam üç yılda. 956'sı cinayetle sonuçlanmıştı, 366'sı teşebbüstü. Bu cinayet ve teşebbüsün failleri yüzde 84'ü erkek, yüzde 16'sı kadındı. Yani kadınlardan da cinayete yönelenler var ama çoğunluk erkek. Oran bugün çok değişmedi ama şöyle bir şey var, artışın iki açıklaması var: Biri, daha önce biz bu haberlere 'münferit vaka' diye bakıyorduk, 3. sayfa haberiydi. Bugün 3. sayfa haberi olmaktan çıktı, bir politikanın değerlendirilmesi haline geldi, görünürlüğü arttı. Önemli mi? Bence çok önemli. Eskiden olduğu gibi birisinin sıradan bir vakası değil, bu hakikaten bir olay olarak algılanması güzeldir, bütün olumsuzlara böyle bakılması gerekir diye düşünüyorum."

Artışın bir diğer nedenini ailedeki sorunların artması olarak değerlendiren Gürcan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunu boşanmalarda da görüyoruz. Boşanma oranlarında artış var. Boşanma neticeleri iyi organize edilmezse kötüdür. Mesela ihmal edilmiş çocuklar, ortada bırakılmış çocuklar, nafakası ödenmemiş, beş parasız kalmış kadınlardır, tek ebeveynli kalmış ailelerdir esas sorun. Onların yeniden aile olmasını sağlayacak hem kültürel destekler hem de politika destekleri ve hukuksal destekler vermek gerekiyor. Sıkıntı boşanmış ve kendi yaşam idamesini yapamayan aileler noktasında, biz boşanmalara olumsuz bakıyoruz. Dolasıyla evdeki sorunların, şiddetin, cinayete yönelmesi ev içi sorunların en son raddesi dediğimiz olaydır ki cinayet noktası çok artış gösteren bir noktada değildir. Dolayısıyla görünürlülük ve haber yapma artışından dolayı biz konuya biraz daha büyüteçle bakıp, bunun analizini yapmakla mükellefiz. Mahkeme kayıtlarına bakıldığında, 'aldatma, ayrılığı kabullenememe' en çok vaka sebepleri olarak gözüküyor, ev içi çatışma, tartışma en önemli sebeplerden olarak gözüküyor."

"Bizim hedefimiz cinayetlerin azalmasını sağlamak"

Gürcan, bunların iyi analiz edilmesi gerektiğini her vakanın kendi içinde özgünlük taşıdığını belirterek, "Saldırganlık ya da kişilik bozukluğu olan bir vakanın normal bir aile sorunuymuş gibi yansıtılması da yanlış" ifadesini kullandı.

Konuyla ilgili çalışmalarda psikiyatristlerden akademik destek de aldıklarını dile getiren Gürcan, kadına yönelik şiddetle ilgili 4-5 yılda bir saha çalışması yaptıklarına değindi.

"Bizim hedefimiz cinayetlerin azalmasını sağlamak ya da ev içi şiddetin azalmasını sağlamak" diyen Bakan Gürcan, şöyle devam etti:

"Sosyalleşmede toplumda kanaat önderlerimiz vardı, biz onlara göre ilişkimizi geliştirirdik. Şimdi kentleştikçe, kent sorunlu aile oldukça bunu sağlayan mekanizmalardan belki biraz uzak kaldık. Bunu kim sağlıyor şimdi? Televizyonlar, gazeteler ya da ajanslar sağlıyor. Dolasıyla haber verirken, bir bilgi aktarırken de bu doğrultuda bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Bu olaylara başkasının suçu şeklinde değil de, bizim toplumumuzun bir konusu gibi bakıp, bunun en azından bendeki yansıması nedir diye bakmak gerektiğini düşünüyorum."

"WhatsApp grubu kurmak zorunda kaldım"

Bakan Gürcan, en üstün ailenin sorunsuz aile değil, problemleri çözebilen aile olduğunu belirtti. 

Üç çocuğunun olduğunu bildiren Gürcan, "Üç tane ergenim var. Geçen WhatsApp grubu kurmak zorunda kaldım. Niye? Bunu kurunca okuyorlar ya da 'duymadım' diyemiyorlar. Artık, gördüklerini de görüyorum WhatsApp'tan. Şimdi bu bir strateji. Evin içinde sorunlarınız hep olacak, önemli olan soruna yaklaşım biçiminiz diye düşünüyorum ve bu yaklaşım biçiminde yeni teknikler üretmek, ilkeler koymak. Yani aile olmak böyle bir şey zaten. Bunu sağlayabildiğimiz oranda iyi aile olacağız diye düşünüyorum" dedi.

WhatsApp grubunu tavsiye eden Bakan Gürcan, şunları kaydetti:

"Ben çocukların bilgisayar kullanmasını hiç engellemedim. Telefonları da küçük yaşlarda aldım ama ilkeler koyduk. Mesela, 'yüz yüze tanışmadığımız hiç kimseyi eklemeyeceğiz. Yüz yüze tanışmamız şart. Bir de 3. kişi okuduğunda utanacağınız şeyler yazmayacaksınız.' Ama buna ben de dahilim. 'Ben büyüğüm, ben yazarım' diyemem. Benim yapmadığım şeyi onlar da yapmıyor, benim yaptığımı onlar da yapar. Bu çok basit bir ilkedir aslında. Ben mutluyum, çocuklarımdan razıyım. WhatsApp grubu kurmakla daha da iyi iş yapıyorum çünkü işi hızlandırıyorum. Öteki türlü duymuyor beni, çünkü ergen. Ama bu araçları kötüye kullandırmamak gerekiyor." 

Gürcan, aileleri filtresiz internet kullanmamaları konusunda da uyardı.