Bu vahşetin adı yok

PKK'lıların 6-7 Ekim'de sergilediği vahşet, mağdurların ifadelerine yansıdı. Polis, evine sığınan insanları militanlarla birlikte linç eden ev sahibini mercek altına aldı.
Bu vahşetin adı yok

6-7 Ekim Kobani kışkırtmasıyla PKK'lıların Diyarbakır'da sergilediği vahşetin ayrıntıları, yaralı mağdurların ifadelerine de yansıdı. Polis, evine sığınan Yasin Börü'nün de aralarında olduğu insanları sokaktaki gözü dönmüş militanlara ihbar eden ve onlarla birlikte linç eden ev sahibi ile bağlantılı olduğu kişileri mercek altına aldı. Vahşetin yaşandığı gün yaralananlardan Yusuf Er (18)'in babası Şahabettin Er, kurban eti dağıtmak amacıyla oğlunun kurban kesim yerine gittiğini ve o esnada saldırıya uğradığını söyledi. Akşam saatlerinde oğlunun bir evde mahsur kaldıklarını ve yardım beklediklerini söylemesi üzerine karakola gittiğini anlatan Er, şunları söyledi:

POLİS "155'İ ARA" DEDİ

'Oğlum 'Bir evde mahsur kaldık. Kapıyı kırmak üzereler, içeri giriyorlar. Bizler için bir şeyler yapın' dedi. Karakola gittim, yardım istedim. Müdür bir şey yapamayacaklarını söyleyerek 155'i aradı. Oğlumun yardımına gitmek istedim ancak araba bulamadım. Sur Kaymakamlığı'na gittim. Zırhlı polis aracındaki polislerden de yardım istedim. O memurlar da bir şey yapamayacaklarını ve 155 Polis İmdat Hattı'nı aramamı söylediler. Oğlumun öldürülebileceğini söyledim. 'Bir şeyler yapın' diye rica ettim. Ancak yine bir yardım alamadım...' Oğlu Yusuf'un hastanede 4 gün tedavi gördüğünü belirten acılı baba, kurban dağıtmaya giden diğer oğlu 12 yaşındaki Muhammet'in ise et aracının içinde bekleyerek öldürülmekten kurtulduğunu kaydetti.

ÇOCUKLARI ODAYA KİLİTLEDİ

PKK'lı teröristlerce 'ibret olsun' diye sağ bırakılan Yusuf Er ise ifadesinde kurban dağıtımının ardından, öldürülen Hasan Gökgöz, Yasin Börü, Riyad Güneş ve Ahmet Dakak'la birlikte Bağlar ilçesine gittiklerini, burada kalabalığın IŞİD'çisiniz diye kendilerini kovaladığını anlattı. Kaçarak sığındıkları binada önce kapı kırılacak diye kendilerinin dışarı atılmaya çalışıldığını, yaptırma sözü verince yöneticinin evine girdiğini anlattı. Üst kattaki bir bayanın kendilerini gizlenmeleri için eve aldığını belirten Er, kadının eşinin ise bıçak çekerek dışarı atmaya çalıştığını, ardından da telefonla militanlara haber verdiğini kaydetti. Er, aynı kişinin kendisine engel olmaya çalışan eşi ve çocuklarını ise bir odaya kilitlediğini ifade etti.

PENCEREDEN GİRDİ ATEŞ ETTİ

Er ifadesinde, üst kattan iple mutfak penceresinden içeri giren bir kişinin elindeki tabanca ile ateş etmeye başladığını söyledi. Er, arkadaşlarının öldüğü olayları yönlendiren 50-55 yaşlarındaki bir kişiyi de ayrıntısına kadar tarif etti.

Davacıyız

16 yaşındaki Yasin Börü ile linç edilerek öldürülen Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyad Güneş'in yakınlarının da bulunduğu müştekiler emniyete verdiği ifadelerinde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak, Pervin Buldan ile Zübeyde Zümrüt hakkında da suç duyurusunda bulundu. Kurban eti dağıtırken sığındığı apartmanın 3. katından atılarak ve üzerinden araçla geçildikten sonra başı taşla ezilerek öldürülen Yasin'in babası Fikri Börü, ifadesinde, yaşadığı süreci anlattı:

TANINMAZ HALDEYDİ

'İki gün boyunca haber alamadık. Sonra Dicle Üniversitesi'ne gittim. 'Morga bak' dediler teşhis edilemeyen cesetler vardı. Morgda Yasin'imi gösterdiler, yüzü tanınamaz haldeydi. Onu ancak sol ayağındaki benden teşhis edebildim. Dayanamadım ve orada bayıldım. Olayların başlamasına neden olan Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt ile Gülten Kışanak'tan davacıyım.'

Kurban eti dağıtırken vahşice öldürülen gençlerden Riyad Güneş'in ağabeyi Nihat Güneş ise olaylar sırasında diğer kardeşi Hüseyin'in kayıp Riyad'ı aradığını belirterek şunları söyledi:

KURŞUNLAR ALTINDA

'Tanımadığımız birisi telefonu açtı ve telefonu yerde gördüğünü, bir sürü yaralı insan olduğunu söyledi. Daha sonra kardeşim Hüseyin arkadaşları ile olay yerine gitti. Riyad'ı almak için gittiklerinde onlara da ateş açıldı. Arabayı kendilerine siper ederek Riyad'ı alarak hastaneye getirdiler, ancak vefat etmişti. Kardeşimin kuruyemiş dükkanı vardı, aynı gün dükkanını da yağmalayıp ateşe verdiler.'

Yaralı halde bekledi

Saldırıya uğrayan ve sırtından vurularak yaralanan mağdurlardan Veysi Ergin, olay günü evinde taşlandığını belirterek, 'Ne olduğunu anlamak için dışarı çıktım. Evime ve yan taraftaki dernek binasına taş atmaya devam ettiler. Onların attığı taşları onlara geri atarak uzaklaştırmaya çalıştım. Saldıranlardan biri silahıyla bana doğru ateş etti. Başım ve sırtımdan yaralandım. 155'ten polisi ve 112'den ambulans yardımı istedim. Ancak gelen giden olmadı. Saldırılar gece geç saatlere kadar devam etti. Ben yaralı bir şekilde ertesi güne kadar evde beklemek zorunda kaldım. Gece yan tarafımızda bulunan dernek binasını ateşe verdiler. Ertesi gün Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne gittim. Sırtımdan 10 adet saçma kurşunu çıkardılar' diye konuştu.

yeni şafak