Bunu yapan herkes parasına para katacak

Hazine, altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası projesiyle yastık altında atıl durumda olan 300 milyar liralık altını ekonomiye kazandırmayı planlıyor.
Bunu yapan herkes parasına para katacak

Yeni sistemde vatandaş evindeki altınını Ziraat Bankası`na götürecek, vade sonunda hem altınlarını hem de getiriyi alacak. Uygulamanın ilki 2-6 Ekim`de.

Hazine, altın tahvili ve altına  dayalı kira sertifikası projesiyle yastık altındaki 300 milyar liralık altını ekonomiye kazandırmayı hedefliyor. 

Yurt içinde yatırımcılar tarafından en çok tercih edilen yatırım  araçlarından olan altın, genellikle evde ya da bankada kasalarda tutulmasından  dolayı reel ekonomiye katkı sağlayamıyor. Uzmanlar tarafından 2 bin tonun  üzerinde olduğu tahmin edilen yastık altındaki altını ekonomiye kazandırmak için  hazine çeşitli yatırım araçlarını piyasaya sunuyor.

Yastık altında atıl olarak bulunan yaklaşık 300 milyar liralık altını,  altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası projesiyle ekonomiye kazandırmak  isteyen hazine, bu kapsamda ilk ihracını  2-6 Ekim'de yapacak.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bu iki yeni  enstrüman sayesinde bankacılık sistemi üzerinden yatırımlara daha fazla kaynak  ayrılabilmesiyle büyüme ve kalkınma desteklenecek, sermaye piyasaları gelişecek"  dedi.

"FAYDALARI İYİ ANLATILIRSA SİSTEM BAŞARILI OLUR"

İş Yatırım Finansal Sektörden Sorumlu Araştırma Müdürü Dr. Bülent  Şengönül AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, bunun yeni bir süreç olduğuna  dikkati çekerek, "Tanıtım çok önemli, yastık altındaki altın çok fazla ama  insanların onu finansal sistemle tanıştırmaları da bir o kadar kolay olmayan bir  süreç. Faydaları iyi anlatılabilirse sistemin başarılı olacağını düşünüyorum."  ifadelerini kullandı.

Altın tahvili getirisi ile ilgili şu aşamada belirsizliklerin çok  fazla olduğunu ifade eden Şengönül, "Altın tahvil getirileri normal tahvil ve  sukukun altında olabilir ama vade sonunda altınlarını ve bir miktar getiriyi  alacaklarını bilmek yatırımcılar için cazibe noktası olabilir." dedi.

Şengönül, yurt içi yatırımcıların altını yastık altında saklamalarının  bir kültür meselesi olduğunu vurgulayarak, "Türk insanı yastık altında sadece  altın saklamıyor, para da saklıyor. Altının yanında Türk lirası ve döviz de  bulundurabiliyorlar. Güvenli olması, sukuk yapısı önemli faktörler. Ayrıca  emeklilik ve diğer yatırım fonları bünyesindeki altın fonları da bu alana ilgi  gösterebilir."değerlendirmesinde bulundu.

Yastık altındaki altınların ekonomiye çekilmesi için verilen güvenin  esas teşkil ettiğini kaydeden Şengönül, süreç için devlet garantisinin ve adının  geçmesinin oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı.

Kuyumculuk sektörü temsilcileri de "yastık altında" diye tabir edilen  altının ekonomiye kazandırılmasının ülke için gerçekten çok önemli olduğunu  vurguladı.

Yastık altındaki altın miktarının 3000 ila 5000 ton arasında olduğunun  tahmin edildiğini söyleyen sektör temsilcileri, 25 yıllık üretim, ithalat ve  ihracat verilerinin hesaplanması sonucu 2500 ton olduğunu gördüklerini bildirdi.

Altın tahvilinde yıllık yüzde 2 ve üzeri bir getirinin teşvik edici  olabileceğini dile getiren sektör temsilcileri şunları kaydetti: "Bu sistemin devletin garantisi altında olması önemli bir güvence.  Diğer yandan ise ihraç sürecinden sonra halk istediği zaman yatırdığı altını gene  altın olarak alabilecekse bu da ayrı bir önemli husus olacaktır. Halkımız ülkenin  güç kazanmasına, ekonominin canlanmasına, ithalatın azalmasına sebebiyet verecek  böyle bir uygulamada kendisinin de kazançlı çıkacağını gördüğünde ilgi  gösterecektir diye düşünüyoruz."

"ALTIN TAHVİLİ VE ALTINA DAYALI KİRA SERTİFİKASI UYGULAMASI DOĞRU  BİR ADIM"

İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Norayr İşler, kuyumculuk  sektörü olarak bugüne kadar hükümetin piyasayı rahatlatan, hareket getiren  uygulama ve hizmetlerini her zaman desteklediklerini ve desteklemeye de devam  edeceklerini belirtti.

Altın Tahvili ve altına dayalı kira sertifikası çalışmasını da  Türkiye'de altın bankacılığının geliştirilmesi ve derinleşmesi açısından önemli  adımlar olarak gördüklerini ifade eden İşler şunları kaydetti: "Ancak, bu topraklarda 6 bin yıllık bir tarihi geçmişi olan sektörümüz  adına bir noktanın altını kalın harflerle çizmek isteriz. Altın ve mücevher bizim  işimiz. Bu iş finans işi değil, uzmanlık, bilgi ve beceri gerektiren bir iş kolu.  Kuyumculuk işinden de ancak kuyumcu anlar. Sektörün temsil kuruluşları olarak  daha önce hükümet temsilcilerine, hazine temsilcilerine ve Bankalar Birliği'nde  finans sektörüne sürecin sağlıklı işlemesi için önerilerde bulunduk. Yastık  altındaki altınlar ekonomiye kazandırılırken, sektörün pas geçilmesini, görmezden  gelinmesini doğru bulmadığımızı belirtmiştik."

İşler, her kuyumcuda birkaç POS cihazı yer aldığının bilgisini  vererek, finansal sisteme kazandırılacak yastık altı birikimlerinin kuyumcular  vasıtasıyla, POS cihazları üzerinden sisteme entegre edilmesinin doğru olacağına  inandıklarını kaydetti.

İşler, altın tahvilinin getirisinin fiziki olarak altını elde tutmanın  ve yastık altında bulundurmanın ortalama yıllık getirisinden fazla olması  gerektiğine vurgu yaparak, burada yastık altı yapan vatandaşların gerekçelerini  ve hassasiyetlerini göz ardı etmemenin gerektiğini vurguladı.

Altın tahvili ve  altına dayalı kira sertifikası uygulamasıyla doğru  bir adım atıldığını düşündüklerini ifade eden İşler sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun uygulanması noktasında mutlaka kuyumcuların dahil edilmesi  gerektiğine inanıyoruz. Bu entegrasyon sağlanırsa hem sektörümüz olumlu  etkilenecek hem de vatandaşlarımız yastık altındaki birikimleri bu işin uzmanı,  eksperi olan kuyumcu perakendeci  ve sarraflarımız gerçek değerini vermiş olacak.  Kaldı ki yastık altındaki birikimlerin altın hasına dönüştürülmesinde farklı  sorunlar çıkabilir. Vatandaş yastık altında sadece 22 ayar biriktirmiyor ki…  9-14-18  ayar altın veya taşlarla bezenen birikimleri bankalardaki hangi  eksperler gerçek değerini tespit edecek has altına çevirecek. Altınla birlikte  yer alan değerli ve yarı değerli taşların kıymetini nasıl ve kim tespit edecek?  Bunun gerçekleşmesi için Ziraat Bankası’nın şube sayısı kadar kuyumcu istihdam  etmesi gerekecek. Bu da binleri aşan yeni istihdam demek... Bu süreçte bankaların  değerli taşlardan anlayacak uzmanları çalıştırması gerekecek." değerlendirmesinde  bulundu.

"VATANDAŞLARIN DOĞRU ŞEKİLDE BİLGİLENDİRİLMESİ VE GÜVEN VERİLMESİ  ÖNEM TAŞIYOR"

İşler, vatandaşların yastık altı yerine bu yatırım araçlarına  yönelmesi için onlara cazip vaatlerde bulunulması gerektiğini belirterek, bu  konuda vatandaşların tahvil ve getirileri konusunda doğru bir şekilde  bilgilendirilmesi ve güven verilmesi büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

Vatandaşların bu birikimi neden yaptığı ve yastık altını tercih ettiği  sorusunun cevabının çok önemli olduğunu ifade eden İşler, vatandaşların en  güvenli liman olarak altını gördükleri için bu tercihi kullandıklarını söyledi.

İşler, altının orta ve uzun vadede her zaman kazandırdığı için talep  gördüğünü belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu yöntem önemlidir ancak tek başına yeterli olmayacaktır. Altını,  kötü ve kara gün dostu olarak görüyor. Güvenmediği için ve her an paraya  çevrilebileceği için yastık altında bulunduruyor. Belki bu yöntemlerle yastık  altındaki birikimlerin bir kısmı sisteme aktarılabilir. Ancak, bu beklentileri  karşılayacak düzeyde olmayacaktır diye düşünüyoruz. Burada önemli olan vatandaşın  bu tercihlerinin gerekçelerini ortaya çıkarmak ve konjonktürel gerekçeler  nedeniyle bu yola girdiğini öngörmek önemlidir."