Sedat Dönmez

Sedat Dönmez

BURNUMA MARKA KOKULARI GELİYOR

BURNUMA MARKA KOKULARI GELİYOR

Günümüzde reklamlar hayatımızın her alanına girmiş durumda. Bugün televizyonda, reklam filmlerini ortalama 30 saniyeden hesaplarsak bir günde 5760 tane reklam yayınlanıyor. Peki, bu reklamlardan kaçı aklımızda kalıyor ve satın alma kararımızı etkiliyor? Bugün gördüğünüz reklamlardan fazla değil sadece 3 tanesini sayın desek hiç düşünmeden sayabilecek kaç kişi var? 
Markalar, insanların zihninde daha fazla yer edinmek için daha fazla reklam ve pazarlama fikirleri geliştirirken insanlar da bu reklamlara karşı daha güçlü savunma mekanizmaları geliştiriyor. 
Psikoloji bilimlerinde yaşanan gelişmelerle birlikte insana dair yapılan keşifler hızlanmış durumda. Bu keşiflerden bir tanesi de kokunun insan davranışlarındaki etkisi üzerine. Koku zihnimizin en güçlü yeri. Düşünün, koku genlerinden çoğu 10 milyon yıldan daha eski. Koku, zihnin en güçlü bellek unsuru olarak karşımıza çıkıyor. İnsan beyni yaşamını idame ettirebilmek için önemli gördüğü kokuları asla unutmuyor. Bu yüzden karar alma mekanizmalarında sandığımızdan çok daha fazla etkili.
Markalar da rekabette farklılaşabilmek ve koku duyusundan yararlanabilmek için çok ciddi çalışmalar yapıyor. Bir sektörde birbirinin aynısı o kadar çok ürün var ki pazarda farklılaşmadan şirketin hayatını devam ettirebilmesi mümkün değil. Bugün sadece market raflarında 400 çeşit sabun seçeneği var. 10 otomobil üreticisinin 70 markası ve bunlara ait 2000 modeli var? Peki, müşteriniz niçin sizi seçsin? Kokunuz için olabilir mi?
Birçok araştırma kokunun satışa direkt katkısı olduğunu söylüyor. Tüketiciler sadece kokudan dolayı ürünün daha kaliteli olduğunu düşünüyor. Belki sizin ürün kaliteniz rakibinizden çok çok yüksek ama gel gelelim ki rakibiniz satışları daha fazla. Bunun sebebi algılanan kalitede yatıyor ve koku, algılanan kaliteyi yükselten en önemli unsurlardan bir tanesi.
Alışveriş yaparken en hafif koku bile bizi ciddi anlamda etkileyebiliyor. 2005 yılından yapılan bir çalışmada kokusu çok zor hissedilen limon esanslı bir temizlik maddesini bir kova sıcak su içine koyarak bir perdenin arkasına gizlerler. Gönüllülerin yarısı bu durumdan habersiz olarak kokulu odaya diğer yarısı ise kokusuz odaya alınır. Ardından tüm katılımcılardan o gün neler yapmayı düşündüklerini yazmaları istenir. Çıkan sonuca göre kokulu odadaki deneklerin %36’sı temizlik planlarından bahsederken, kokusuz odadaki deneklerin sadece %11’i temizlikle ilgili planlarından bahsetti. Görünüşe göre temizlik konusu insanların aklında yokken limon kokusu onların temizlik yapmaya karar vermelerini sağlamıştı.
Bir başka koku araştırması ise ayakkabı üzerinde yapılmış. Bu araştırmada birbirinin aynısı iki odaya yine birbirinin aynısı iki çift spor ayakkabı koymuşlar. Odalardan birine hafif bir çilek kokusu sıkarken diğer odaya her hangi bir koku vermemişler. Deneklere odalardaki ayakkabıları inceledikten sonra bir anket doldurmaları istenmiş ve buna göre deneklerin %84”ü çiçek kokulu odada gördükleri ayakkabıyı daha çok beğendiklerini ifade etmişler. Burada kokulu odadaki spor ayakkabının fiyatının, diğer odadaki ayakkabıdan 10 dolar daha yüksek olduğunu da belirtelim.
Kokunun satış ve ürün algısı üzerindeki etkisi ortada. Atlanan ama satış geri dönüşü sağlayan bir yöntem. Denemeye değer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi
SON YAZILAR