Çağın vebası: Diyabet

Bugün yüz milyonlarca kişinin hayatını derinden etkileyen Diyabet yani halk dilindeki ismiyle şeker bir çığ gibi büyüyor.
Çağın vebası: Diyabet

Şeker hastalığı; tıptaki adı ile Diabetes Mellitus pankreas’ın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Şeker ömür boyu süren bir hastalıktır. Diyabetli kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselerek hiperglisemi denilen durum oluşur. Diyabetin ortaya çıkışı genelde ani ve dramatik olur. Diyabet hastalığının erken teşhisi için hekime başvurmayı gerektirecek belirtileri: Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, açıklanamayan kilo kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar, sık görülen belirtilerdir, özellikle çocuklarda bu belirtiler çok kısa süre içinde (haftalar ya da aylar) ortaya çıkabilir. Araştırmalara göre, Türkiye'de 20 yaş üzeri kişilerin %13,7’sinde diyabet bulunmaktadır.

DİYABETİN ÇEŞİTLERİ?

Vücutta kan şekerinin düzenlenmesinde rol oynayan hormonların en önemlisi, pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da üretilen hormonun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda enerjiye dönüşmesi gereken glukoz, kanda birikerek kan şekerinin yükselmesine neden olur. Diyabetin 2 tipi vardır: Tip I diyabet; genellikle 30 yaşından önce başlar. Hastalar, normal kiloda veya zayıftır; bu tip diyabette mutlaka insülin kullanılmalıdır. Çünkü Tip I diyabetlilerde vücutta insülin üretilmemektedir.  Tip II diyabet; genellikle 40 yaşından sonra başlar. Diyabet hastalarının büyük çoğunluğu bu tiptedir. Hastaların çoğunluğu aşırı kiloludur. İrsiyetin hastalığın oluşumunda önemli etkisi vardır; yani hastaların yakınlarında ya da yakınlarında Tip II diyabet hastası olanlarda diyabete rastlanma sıklığı yüksektir.

Diyabetin Belirtileri Nelerdir?

•             Susama hissi ve sıvı alımındaki aşırı artış

•             Çok ve sık idrara çıkma

•             İştah artışı .

•             Yorgunluk ve halsizlik

•             Sık ve aşırı acıkma

•             İstem dışı kilo kaybetme

•             Bulanık görme

•             Ayaklarda hissizlik veya uyuşma, karıncalanma

Gizli şeker nedir?

Tip II diyabette hastalığın gelişimi yavaş yavaş olduğundan, belirtiler başladığında hastalık genellikle en az 5 yıllıktır. Bu nedenle şekere yakalanma riski olanlar düzenli olarak kendilerini izlerlerse erken dönemde teşhis konabilir. Bazı hastalar ise hiç bir belirti göstermemekte, tesadüfen yapılan kan şeker tahlili ile tanınmaktadır. Halk arasında gizli şeker adı ile bilinen durum ise bundan farklıdır. Gizli şeker tıpta “bozulmuş glukoz toleransı” adı ile bilinir. Şeker hastalığı değildir. Şeker yükleme testi ile tespit edilir. Kan şekeri açlıkta 100 mg/dL’yi geçmemiştir. Ancak şeker yüklemesini takiben 2. saatte ölçülen kan şekeri 140-199 mg/dL arasındadır. Bu hastaların şeker hastası olma ihtimali yüksektir.

ŞEKER HASTALIĞINI KESİN TEDAVİSİ VAR MI?

Şeker hastalığı için uygulanan ve araştırma aşamasında bir çok tedavi şekli vardır fakat bu şuan için yaygın olarak kullanılan, şeker hastalığının kesin tedavisinden söz etmek mümkün değil.

Günümüzde şeker hastalığının tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemler hastalığın tipine ve derecesine göre değişmekle birlikte; tıbbı beslenme (diyet), egsersiz, hap tedavisi (oral antidiyabetikler) ve insülin tedavileridir. Bu tedavi yöntemleriyle kan şekeri normalleşmeyen hastalara insülin pompa tedavisi de uygulana bilmektedir. Şeker hastalığının komplikasyonları ilerleyen hastalara pankreas adacık nakli ve pankreas nakli tedavileri en son seçenek olarak uygulanabilmektedir. Bu iki tedavi şekli insülin ihtiyacını tamamen ortadan kaldırsa da vücudun organı reddetmemesi için savunma mekanizmasını baskılayıcı (immünsüpresif) güçlü etkileri olan ilaçlar verilmektedir. Ayrıca organ bağışlarındaki yetersizlikten dolayı bağış bulmakta karşılaşılan en büyük zorluktur. Bununla birlikte şeker hastalığının kesin tedavisi için gen ve kök hüce tedavileri konusunda umut vaadeden ciddi çalışmalar devam etmektedir.

2030’DA 552 MİLYON KİŞİ DİYABET OLACAK!

Dünya Sağlık Örgütü'nün geleceğin en yaygın hastalıklarından biri olacağını vurguladığı diyabet; 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kronik, komplikasyonlarla birlikte seyreden, pahalı ve halk sağlığını etkileyen ciddi bir salgın hastalık olarak tanımlanmıştır. Diyabet, yaşam kalitesini azaltan, vücudun bir çok yerini etkileyen, erken ölüme neden olabilen ve sağlık harcamalarını belirgin olarak artıran bir hastalıktır. Uluslararası Diyabet Federasyonu’na göre, 2011 yılında dünyada 366 milyon diyabetli bulunurken, bu sayının 2030 yılında 552 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.

SELÇUK ÖZKAN / YENİ HABER