Defalarca, herkes bir şeyler söyledi, yazdı. Bir Müslüman olarak hatta önce bir insan olarak bende kayıtsız kalamayacağım. Karınca kararınca herkes bu zulme ses çıkarıyorken elimize kalemi alıp yazıyor ve belli bir kitleye ulaşabiliyorsak da susmamalıyız.

Yeni Zelanda’da Müslümanlara yönelik katliam yapıldı. Herkes gibi popülist söylemlere sığınmayacağım, hamaset yapmayacağım. Çoğu kişi neden kimse çıkıp “Hristiyan terörü” demiyor diye isyan ediyor. Denilmemeli. Tıpkı, kendini Müslüman olarak tanıtan ama katliam yapan birisi yüzünden “İslami terör” denilmemesi gerektiği gibi.

Zaten amaç bu değil mi? Bu katliamları yapan aşağılık insanlar sadece bir piyon. Dünya insanlarını birbirine düşürmek, faşist bir sistem üzerine dünya düzeni kurmak için sadece bir piyon. Ne etnik kimliği, ne de inandığı din hiç biri önemli değil. Olmamalı. Olursa yenilmişiz demektir.

Böyle bir ortamda Hristiyanlara saldırmak, bu katliama sebep olanlara hizmet etmektir. Önce bunu idrak etmeliyiz. Batı’da başka dine inanan insanlara bir saldırı gerçekleştiğinde “İslami terör” sloganına ne kadar düşman isem “Hristiyan terör” sloganına da o kadar düşmanım.

Kutuplaşmayacağız, düşman olmayacağız.

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern tüm dünyaya örnek olacak şekilde davranışlar sergiledi. Açıklamalarında birinde; “Bu cani, bu iğrenç katliamla Müslüman topluma korku salmanın yanında ün kazanmakta istiyor. Bunu ona vermeyeceğim. Onun adını anmayacağım.” ifadelerini kullandı.

Farkında değiliz ama çok önemli bir noktaya değiniyor aslında. İşte bu yüzden bende bu katliamı yapan kişiye istediğini vermeyeceğim. Bu cani yüzünden yine Hristiyanlara nefret kusup yine onun istediğini ona vermeyeceğim.

Allah zalimlerin oyununu yıktı. Yeni Zelanda başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri Müslümanlarla yakınlaştı. Yeni Zelanda’da ulusal yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi, konser ve partiler iptal edildi. Saldırganın memleketi Avustralya bayrakları yarıya indirdi. Yeni Zelanda üniversite öğrencileri kaybedilenler için ezan eşliğinde sessizce saygı duruşuna geçti. Kanada Başbakanı Justin Trudeau Kuran’ı Kerim’den ayet okuyarak Müslümanların acısını paylaştığını söyledi. Yeni Zelanda’da ki Hristiyanlar Müslümanlar rahat ibadet etsin diye manevi destek adına nöbet tutmaya başladı. İnsanlar camilere çiçekler getirerek gül bahçesine dönüştürdü. Yeni Zelanda Meclisi katliamdan sonra ki ilk oturumu Kuran-ı Kerim tilavetiyle açıp, Başbakan konuşmasına “Essalamu Aleykum” diyerek başladı. İslamiyet’i merak edip araştırmaya başlayanlar bile oldu.

İşte bu yaklaşımlar vahşilik ve faşistlik yayanlara geçit vermeyecek. Dünyaya kötülüğün ve nefretin hâkim olmasını engelleyecek. Ve bu insanlara nefret kusmak Müslümanlara yakışmaz.

Terörün her türlüsüne her zaman karşı olacağız. Lakin sapla samanı karıştırmayacağız.

Evet, acımız büyük. 50 can kaybettik. Ama ne mutlu onlara ki ölümleri dahi hem dünya hem İslamiyet açısından böyle güzel sonuçlara vesile oldu. İşte biz inananların en büyük tesellisi budur. Şehadetleri boşuna değildir inşallah.

Allah zalimlerin oyununu bozdu.