"Çarpan kalpte" ameliyat yaşam oranını artırıyor

- Türkiye'de ilk kez "çarpan kalpte kapak ameliyatı"nı uygulayan Doç. Dr. Katırcıoğlu: "Bu yöntemle ileri derece kalp fonksiyonları bozuk, kalbinde ekstra riskleri olan hastalarda da yaklaşık yüzde 25-35 arasında yaşam kayıpları önlendi"
"Çarpan kalpte" ameliyat yaşam oranını artırıyor

Kalbi durdurmadan yapılan "çarpan kalpte kapak ameliyatı"yla özellikle kalp fonksiyonları ileri düzeyde bozuk olan hastalarda kayıpların yüzde 25 ile 35 arasında önlendiği bildirildi.

 Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'nde uygulanan ve kalbi durdurmadan yapılan ameliyat tekniğiyle, özellikle sağ kalp fonksiyonları bozulan, kalbin fonksiyonları yüzde 30 ve daha fazla gerilemiş ve birden fazla açık kalp ameliyatı geçirmiş hastalarda kalpte hasar oluşmasının önüne geçiliyor. 

Türkiye'de ilk kez 2002 yılında "çarpan kalpte kapak ameliyatı"nı uygulayan Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Fehmi Katırcıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şimdiye kadar binin üzerinde hastayı geliştirdikleri yöntemle ameliyat ettiklerini söyledi.

Katırcıoğlu, Türkiye'de bu yöntemle ameliyat yapan başka hastane duymadığını belirterek, "Bu işi sistematik olarak uygulayan ve en geniş vaka serisine sahip hastane biziz" dedi. 

Söz konusu yöntem hakkında bilgi veren Katırcıoğlu, "Normal, konvansiyonel ameliyatlarda hastanın kalbine bir krem koyup, vücut ısısını soğutarak, kalbi durduruyoruz ve sonra işlem yapıyoruz. Ancak bu kalp durması sırasında her türlü koruma önlemimize karşın kalp yeterli beslenemediği için kalbin birtakım enerji depolarında azalma oluyor. Bu azalmayı da kalp tekrar çalışmaya başladığında yüzde 85-90 dolayında dengeliyor ama kalpte yüzde 10 yaralanma, yani hasar oluşabiliyor" diye konuştu.  

Özellikle kalbin fonksiyonları ileri derecede bozulmuş hastalarda konvansiyonel yöntemde komplikasyonların daha fazla olduğunu gördüklerini anlatan Katırcıoğlu, şöyle devam etti:

"Ama bizim yöntemimizle kalbin bütün bölümleri kanlandığı için kalpte bir hasar görmedik. Hasar olmadığı için bu hastalar daha çabuk yoğun bakımdan çıkıyorlar. Kesi yeri de çok önemli. Özellikle 3'ten fazla açık kalp ameliyatı geçirmiş hastalarda kaburgalar üzerinden kesi yaparak operasyonu gerçekleştirdiğimiz zaman işlem süremiz daha kısa sürüyor. Eğer kalp fonksiyonları bozulmamış bir hastaysa bizim sistemimizin belirgin bir avantajı çıkmadığını gördük. Ama sağ kalp fonksiyonları bozulmuş, mükerrer açık kalp ameliyatı olmuş, kalbin fonksiyonları yüzde 30 ve daha fazla gerilemiş hastalarda bizim sistem belirgin olarak avantajlı." 

Doç. Dr. Katırcıoğlu, söz konusu ameliyat tekniğinin hastalara sağladığı diğer faydalara da değinerek, şunları kaydetti:

"Hastaların yatış süresi de kısaldı daha çabuk taburcu edebiliyoruz. Yönetimimizle daha yaşlı gruptaki hastalara kolaylıkla müdahale edebiliyoruz. Üstelik, bu yöntemle ileri derece kalp fonksiyonları bozuk, kalbinde ekstra riskleri olan hastalarda da yaklaşık yüzde 25-35 arasında yaşam kayıpları önlendi. Diğer gruptaki hastalarda da ameliyat sonrasında kalbi güçlendirici ilaçlar veriyorduk. Çarpan kalple yaptığımız vakalarda bu ilaçları daha az kullanıyoruz. Ayrıca hastayı soğutmadığımız için soğuk alerjisi olan kişileri de rahatlıkla operasyona alabiliyoruz." 

Katırcıoğlu, Türkiye'de kalp kapağı ameliyatı olan hasta sayısının 15 bin civarında olduğunu belirterek, kalp kapağı hastalıklarının kendini nefes darlığı ve ritm bozukluğuyla gösterdiğini bildirdi.

Kalp kapağı rahatsızlığı olan hastalara önerilerde bulunan Katırcıoğlu, sağlık kontrollerinin aksatılmaması, fiziksel aktivite ve yürüyüşlere özen gösterilmesi ve ilaçların düzenli kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi.