Çelik'in makalesi Le Figaro'da yayımlandı

AB Bakanı Çelik, Fransız Le Figaro gazetesinde yayımlanan makalesinde FETÖ darbe girişimi, AB'nin tepkilerini ve Fırat Kalkanı Harekatı gibi konuları ele aldı.
Çelik'in makalesi Le Figaro'da yayımlandı

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB üyeliğinin Türkiye için hala stratejik bir hedef olduğunu, ne çifte standartlı politikaların ne de münasebetsiz tavırların Türkiye'yi bu hedeften döndüremeyeceğini belirtti.

Bakan Çelik, Fransız Le Figaro gazetesinde yayımlanan makalesinde, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi, girişime AB ülkelerinin tepkileri, 15 Temmuz sürecinden sonra Türkiye’de meydana gelen olaylar ve Fırat Kalkanı Harekatı gibi konuları ele alındı.

15 Temmuz darbe girişiminin sadece Türkiye tarihinde değil, ülkenin AB ile ilişkilerinde de bir dönüm noktası olduğuna değinen Çelik, 240 masum kişinin hayatını kaybettiği, tam üye adayı bir ülkenin demokrasisine en büyük tehdit olan darbe girişimine karşı çıkan cılız seslerin, "AB’nin temel prensipleri olan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi değerlere olan bağlılığı konusunda ciddi soru işaretleri ortaya çıkardığını" vurguladı.

"Türk halkı AB'den beklediği desteği göremedi"

AB’nin Türk halkının güvenini kazanmak için atması gereken adımlar olduğuna değinen Çelik, "Kanlı darbe girişimi sonrası Türk halkının, AB yöneticilerinden beklediği desteği göremediğini" kaydetti.

Batı’dan gelen her kısık sesli kınamaya uzun bir şartlar ve bahaneler listesinin eklenmesini şaşırtıcı bulduğunu belirten Bakan Çelik, "Bu açıklamalar nedeniyle 15 Temmuz’a tarafsız bir şekilde bakan herhangi bir kişinin, gerçek suçluların darbeciler değil, onların katlettiği insanların olduğu inancına kolayca kapılacağını" ifade etti.

"AB’nin kendi temel prensipleriyle ters düşmesinin yeni bir durum olmadığına" işaret eden Çelik, 2013 Mısır darbesinden birkaç gün sonra, AB yöneticilerinin Kahire’de General Sissi’yi ziyaret etmek için telaşlanmasını örnek gösterdi.

Çelik, AB’nin bu tavrının 2000’li yıllardan sonra ortaya çıkan endişeli durumun bir göstergesi olduğuna değinerek, Avrupa kıtasının popülist, soyutlayıcı ve yabancı düşmanı politikaların kurbanı olduğunu kaydetti. Çelik, Avrupalıların gerçek sorunlarına eğilmek yerine Türkiye’yi eleştirmeyi tercih ettiğine dikkati çekti.

"Türkiye yapıcı ve profesyonel tavrını koruyor"

Türkiye’nin yapıcı ve profesyonel tavrını koruduğunu hatırlatan Çelik, ortak sorunlara karşı koyabilmek amacıyla birçok konuda işbirliği yapıldığını anlattı. Çelik, sığınmacı krizi baş gösterdiğinde Türkiye’nin AB yöneticileriyle beraber sarf ettiği çabayı ve Akdeniz’de kaçak geçişlerin azalmasını buna örnek gösterdi.

Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğine de katkıda bulunduğunu anlatan Bakan Çelik, yabancı savaşçılar sorununda Türkiye’nin AB ile işbirliği yaptığını, içlerinde çok sayıda Avrupalının olduğu 50 binden fazla kişinin Türkiye’ye girişinin yasaklandığını hatırlattı.

Çelik, barbar saldırılara karışanlar da dahil bu kişiler hakkında Avrupalı yetkililere uyarılarda bulunduklarını vurguladı.

Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu ile kilit bir konumda bulunan Cerablus’u terörden kurtarmak amacıyla bölgeye asker gönderdiğine değinen Çelik, Türkiye’nin yapıcı tavrının AB’nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve hatta AB içinde yaşayan göçmenler arasındaki imajının iyileştirilmesine destek olduğunu kaydetti.

Bakan Çelik, çok sayıda AB yöneticisi Türk hükümetine saldırmayı tercih etse de tavırlarında bir değişiklik olmadığının altını çizerek, "AB üyeliği Türkiye için hala stratejik bir hedeftir, ne çifte standartlı politikalar ne de münasebetsiz tavırlar bizi bu hedeften döndüremeyecek" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz sonrası AB ülkelerinde Türkiye hakkında ortaya çıkan tartışmaların mahiyetine dikkati çeken Çelik, makalesine okuyucuya, popülizme karşı liderlik, ayrımcılığa karşı hoşgörü, güncel ve kısa süreli çıkarlara karşı prensipler ve aşırıcılığa karşı sağduyu çağrısı ile son verdi.