CHP TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: (1)- "Gönül isterdi ki Mursi, bir cumhurbaşkanı çerçevesinde bir törenle defnedilsin. Gizli, acele, sadece ailesine haber verilerek, süratle defin işlemleri yapıldı. Bunu demokrasi kültürümüz açısından da inançlarımız, ahl
CHP TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gönül isterdi ki Mursi, bir cumhurbaşkanı çerçevesinde bir törenle defnedilsin. Gizli, acele, sadece ailesine haber verilerek, süratle defin işlemleri yapıldı. Bunu demokrasi kültürümüz açısından da inançlarımız, ahlak açısından da doğru bulmuyorum." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, parlamentodaki gruplarının ağırlıklı olarak İstanbul'da olduğunu, milletvekilleriyle il ve ilçe başkanlarının yerel seçim için çalıştığını söyledi.

Verilen mücadelenin demokrasi, hakkı geri alma mücadelesi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, İstanbulluların sandığa gidip bozulan adalet terazisini yeniden düzelteceğini belirtti.

Türkiye'de herkesin huzur içinde görev yapmasını, herhangi bir şiddete uğramadan düşüncelerini özgürce ifade edebilmesini istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ama maalesef toplumdaki gerginlikler zaman zaman istemediğimiz manzaraların ortaya çıkmasına yol açıyor. Geçtiğimiz günlerde iki televizyon kanalı muhabirleri, kameramanı saldırıya uğradı. Bizim yanımızda olmasalar bile, gerçekleri ifade etmeseler bile, gerçeklere karşı çıksalar bile biz asla şiddetten, baskıdan yana değiliz. Herkes düşüncelerini söylemeli, toplum gereken dersi demokratik standartlar içinde onlara vermeli." diye konuştu.

Adalet yürüyüşünün ikinci yılının sona erdiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bu süre zarfında Hasan Tatlı, Gülriz Sururi, Dilber Ay, Ayşen Gruda, Erdin Bircan, Kazım Arslan gibi yürüyüşe destek veren dostları, sanatçıları, milletvekillerini yitirdiklerini anımsattı. Kılıçdaroğlu, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.

- Mursi'nin ölümü

Kemal Kılıçdaroğlu, şiddete, darbelere karşı olduklarını, demokrasiden, insan haklarından yana olduklarını belirterek, bütün bunların, demokrasinin güçlenmesi için "olmazsa olmazlar" olduğunu söyledi.

Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine değinen Kılıçdaroğlu, Mursi'nin bir darbeyle devrildiğini ve idamla yargılandığını anımsattı.

Mısır'da darbeye karşı çıktıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, büyükelçilik yapmış milletvekilleri Osman Korutürk ve Faruk Loğoğlu'nu Mısır'a göndererek, siyasi idamlara başvurulmamasını söylemelerini istediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, siyaseten bir insanın idamının doğru olmadığını, siyasi idamlar sonunda nasıl toplum çıktığı görmek isteniyorsa Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakılması gerektiğini, siyasi idamların toplumun vicdanında derin yaralar açtığını, derin travmalara yol açtığını söylediklerinin altını çizdi.

Mursi'ye Allah'tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, "Gönül isterdi ki Mursi, bir cumhurbaşkanı çerçevesinde bir törenle defnedilsin. Gizli, acele, sadece ailesine haber verilerek, süratle defin işlemleri yapıldı. Bunu demokrasi kültürümüz açısından da inançlarımız, ahlak açısından da doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Mursi ile dünyamız, siyasi dünyalarımız da çok farklıydı. Ankara'ya ziyarete geldiğinde, kendisi beni kabul etmişti, kısa bir süre görüşme imkanı doğmuştu." dedi.

Kılıçdaroğlu, Mısır'ın dostluğuna, kardeşliğine ihtiyaçları olduğunu, aynı kültür, aynı inançlardan geldiklerini vurguladı.

Bir ülkede kısa sürede de olsa cumhurbaşkanlığı yapan birine saygı duymaları gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, adaletin de bunu öngördüğünü anlattı.

- "Senden daha ayıplı bir hakim yoktur"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, barış bildirisine imza atanlardan bazılarının cezaevinde olduğunu, bazılarının davalarının sürdüğünü anımsattı. "Barış bildirisi"ne imza atan akademisyenlerden biri için 30 ay hapis cezası öngörüldüğünü, avukatının, "Benzer davalar dolayısıyla mahkemeler bunlara beraat verdi, siz neden 30 ay ceza veriyorsunuz?" diye sorduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, hakimin ise "O beraat o mahkemenin ayıbıdır." dediğini söyledi.

Bir hakimin başka bir hakimi beraat kararı verdiği için aşağıladığını, böyle bir cümleyi kullanmasının yargıya gölge düşürdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Sen hakimsin, 30 aylık ceza da verebilirsin ama bir başka mahkemenin verdiği beraat kararını, gerekçesini bilmeden sadece beraat kararı verdiği için ayıplıyorsan, aşağılıyorsan, kötülüyorsan senden daha ayıplı bir hakim yoktur kardeşim. Hakimler Savcılar Kurulu bunu ne yapacak? Büyük ihtimalle Yargıtaya üye seçecek. Saray da Yargıtaya başkan seçsin. Bu tür insanlar zaten adalet kavramının içini boşaltıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Memleketi bu hale getirenler hakkında suç duyurusunda bulun"

Ülkede kriz olduğunu herkesin bildiğini ancak "Bu memlekette kriz var." demenin yasak olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, BDDK'nin, bir yabancı haber ajansı muhabiri de dahil 50'den fazla isim hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Asıl suç duyurusunda bulunacaksan memleketi bu hale getirenler hakkında suç duyurusunda bulun. Memlekette enflasyon almış başını gidiyor, dövizin nereye gittiği, TL'nin nasıl değer kaybettiği ortada. Mutfakta yangın var." ifadesini kullandı.

-"Kıbrıs politikasının değişmesi gerekir"

Dış politikanın milli olması gerektiğini defalarca söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çıkarlarını iktidarın ve muhalefetin ortak savunması gerektiğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, "yurtta barış, dünyada barış"ın artık evrensel bir söz haline geldiğini ifade ederek, kendilerinin de bu çizgiden hiç ayrılmamaları gerektiğini dile getirdi.

Komşu ülkelerle ilişkilerin önemli olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın dış politikada attıkları en önemli adımlardan biri olduğunu, bütün vatandaşların huzur içinde yaşadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Kıbrıs politikasının artık değişmesi, yeni bir sürecin, hamlenin atılması gerektiğini savunarak, "Eğer bu yapılmazsa ileride çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız. KKTC devletinin artık tanınması lazım. Türkiye'nin yeni bir siyaseti, yeni bir hamleyi sürdürmesi gerekir." dedi.

- "Senin hakların elinden alınırken..."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ege'de göz göre göre 16 adanın Yunanistan'ın işgali altında olduğunu öne sürdü.

Adaların işgaline karşı neden ses çıkarılmadığını soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Lozan Anlaşması'na göre silahsızlandırılması gereken adaların tamamı şu anda silahlandırılıyor. Nerede bu hükümet, nerede Türkiye'nin çıkarları? Her gün bir şeyler kaybediyoruz. Bakmayın havuz medyasına, sözcülerine, yazarlarına, çizerlerine. Bu konuları kaleme almıyorlar, yazmıyorlar. Uluslararası sözleşmelerin bize verdiği hakları dahi kullanamıyoruz. Kullanmaktan aciz hükümet var. 16 ada işgal edilecek, senin sesin bile çıkmayacak. Lozan Anlaşması'na göre adalarda bir tek silahlı birlik olmaması lazım. Yunanistan'a ait adaların tamamında silahlı birlikler var. Bunları söylediğimiz için bağıracaklar, kızacaklar yine. Kızacağına, bağıracağına aç kitabı oku, sözleşmede ne yazıyor. Senin hakların elinden alınırken sen niye itiraz etmiyorsun bir bak."

Doğu Akdeniz'de büyük petrol ve doğalgaz yatakları bulunduğunu, ABD, Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin birlikte hareket ettiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Orada olmayan tek devlet var; Türkiye. Herkes söz sahibi. Söz sahibi olmayan, dışlanan, itilen, kakılan sadece Türkiye var. Adalar işgal edilir seyrederler, Doğu Akdeniz'de dışlanırlar seyrederler. Türkiye uluslararası arenada yalnızlığa itiliyor. Acı olanı bu." diye konuştu.

Mısır'ın, Akdeniz'de önemine değinen Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Mısır arasındaki bir anlaşmanın Akdeniz'de pek çok sorunu çözeceğini vurguladı.

- "Başımıza bu belayı açtın"

Kılıçdaroğlu, "AK Parti'li kardeşlerime sesleniyorum; bu ülkenin çakıl taşı için bedelini veren şehitlerimiz var. 16 ada işgal edilirken bunlar ses çıkarmıyorsa sen ses çıkarmayacak mısın? AK Parti'li kardeşim, sen önüne gelen AK Parti milletvekiline, 'düne kadar Suriye ile dosttun, tatil yapıyordunuz. Bir gecede ne oldu da Suriye ile düşman oldunuz?' diye sor." sözlerini sarfetti.

Türkiye'de 3,5 milyon Suriyeli olduğunu, bu sayının her ay arttığını, bazı illerde oradaki nüfustan daha fazla olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Sen kalktın başımıza bu belayı açtın, bir de 35 milyar dolar Suriyeliler için para harcadığını söyledin. Millet açlıktan kıvrılıyor, 35 milyar dolar. Benim gencecik, filinta gibi evlatlarım Suriye'de şehit olacak, onların gençleri bizim tatillerde denize girecekler, tatil yapacaklar, eğlenecekler. Vicdan var kardeşim. Bunu söylediğimde de kızacak; 'Suriyelilere düşman mısın?' Hayır efendim ben kimseye düşman değilim. Türkiye'yi bu hale kimler getirdi onu sorgulamak istiyorum."

(Sürecek)



Kaynak: