Çıraklıktan fabrikatörlüğe uzanan başarı öyküsü

Kocaeli'de eğitim döneminde çıraklık yapan ve yıllarca fabrikada makine ustası olarak çalışan Celal Ayvaz'ın 2 tezgahla kurduğu atölye, bugün ülkenin sanayi devlerinin tedarikçisi haline geldi.
Çıraklıktan fabrikatörlüğe uzanan başarı öyküsü

Gümüşhane'den Kocaeli'ye göç eden ailenin 10 çocuğundan biri olarak 1961 yılında dünyaya gelen Celal Ayvaz, 10 yaşındayken babasını kaybetti. Eğitim masraflarını karşılayabilmek için hem okula devam edip hem de garsonluk ve bulaşıkçılık gibi çeşitli işlerde çalışan Ayvaz, 1976 yılında İzmit Sanat Okulu Makine Bölümü'nde eğitime başladı ve mezun olduğu 1980 yılına kadar okulda çıraklık yaptı.

Mezuniyetinin ardından kentteki fabrikalarda 5 yıldan fazla torna ve freze ustası olarak çalışan Ayvaz, kazandığı tecrübenin ardından arkadaşlarıyla kendi işini kurmaya karar verdi. Arkadaşlarıyla ortak kurdukları birkaç girişimin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine yoluna yeğeniyle devam eden Ayvaz, 1990 yılında birini borçlanarak aldığı 2 makineyle 100 metrekarelik atölyede üretime başladı.

Çevredeki fabrikalardan iş almaya başlayan Ayvaz, kısa sürede TÜPRAŞ ve Çolakoğlu Metalurji gibi ülkenin sanayi devlerinin vazgeçilmez tedarikçileri arasına girdi. Sanayi alanındaki teknolojik gelişmeleri takip ederek yatırımlarına devam eden Ayvaz, bugün 30 kişiye istihdam sağladığı yaklaşık 2 bin metrekarelik alana sahip fabrikada 30'ün üzerinde makineyle yılda 650 ton çeliği işliyor.

Ayvaz, aynı zamanda Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kocaeli Şube Başkanlığı göreviyle sanayicilerin sesini kamuoyuna ve dünyaya duyuruyor.

"Makinelerden birini kayınpederimin verdiği borçla aldım"

Hilal Makine Yönetim Kurulu Başkanı Celal Ayvaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yaşında babasını kaybettikten sonra hem okuyup hem de çeşitli işlerde çalışmaya başladığını belirterek, bulaşıkçılıktan garsonluğa ve inşaat işçiliğine kadar birçok iş yaptığını söyledi.

İzmit Sanat Okulu'ndan 1980 yılında mezun olduğunu ve bir fabrikada işe girdiğini anlatan Ayvaz, burada 18 ay çalıştıktan sonra askere gittiğini, askerlik dönüşü başka bir fabrikada frezeci olarak tekrar işe girdiğini kaydetti.

Ayvaz, burada 4 yıl çalıştıktan sonra arkadaşlarıyla birlikte kendi işlerini kurmaya karar verdiklerini dile getirerek, "Başarısız olan birkaç girişimden sonra 1990 yılında Hilal Makine'yi yeğenimle beraber 2 makineyle kurduk. Birinci makinemizi kendi imkanlarımızla aldık. İkinci makinemizi de Almanya'daki kayınpederimin verdiği borçla aldım. 110 metrekarelik atölyede 3 kişiyle parça üretmeye başladık." diye konuştu.

"Evin yolunu unuturduk"

"Firmayı ilk kurduğumuzda köpüklerin üzerinde yatardık. Gece saat 02.00'de, 03.00'te eve giderdik, evin yolunu unuttuğumuz zamanlar olurdu." diyen Ayvaz, şöyle devam etti:

"O dönemde tezgahlar manueldi, ustalığa dayalıydı, bugün CNC tezgahlara geçtik. İki tezgahla kurduğumuz firmada şu an 33 makinemiz ve 35 çalışanımız var. Yılda yaklaşık 650 ton çeliği işliyoruz. Yaklaşık 200 parça imal ettiğimiz ürünümüz var. Bunun dışında dökümhaneler, haddaneler ve rafinelerin de makine ve yedek parça ihtiyacını karşılıyoruz. CNC makinelerinin parçalarını ihraç ediyoruz. Ürettiğimiz parçalar dünyanın birçok yerine dolaylı olarak ihraç ediliyor."

Ayvaz, şu anda taleplerin tamamını karşılayamadıklarını aktararak, "2016'da tek vardiya çalışıyorduk, şu anda tam kapasiteye ulaştık. Mevcut binamız yetmediği için İzmit'te yeni bir yer açtık. Yıllık bin ton hedefimiz var, imkanlarımız nispetinde emin adımlarla ilerliyoruz." dedi.