‘Çocukları ve gençleri gerçek hayata çekmeliyiz’

Uzman Psikolog Fatma Işıl Yenikaynak, bazı bilgisayar oyunlarının çocuklarda hipnoz etkisi oluşturduğunu ifade etti.
‘Çocukları ve gençleri gerçek hayata çekmeliyiz’

İnternetin hayatımıza girmesiyle beraber interaktif oyunlarla çocuklar ekran başında daha fazla kalmaya başladı. Sanal dünyaya fazlasıyla kendini kaptıran çocuklar sanki hipnoz oluyor. Oyunlardaki yönlendirmelerle birlikte oyundaki görevleri eksiksiz yerine getirmesi isteniyor. Bu görevler çocukları çevresindekilere ve kendine zarar verme noktasına kadar götürüyor.  Medicana Konya Hastanesi Uzman Psikolog Fatma Işıl Yenikaynak Yeni Haber’e konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

ekran-(1).jpg

‘OYUNLARDA HİPNOZ ETKİSİ VAR’

İlk çizgi filmlerin çıktığı zaman büyük çizgi film şirketlerinin bilinçaltı mesajları görsel materyaller içerisinde entegre ederek zihinlere yerleştirdiğini ifade eden Işıl Yenikaynak, “İnteraktif oyunlarla birlikte çocukların yönergeler dahilinde seviye atlayarak gittikleri yer bildirimine, belirli görevlere dayalı belirli mesajlar içeren birçok oyun var.  Bu oyunlar çocuk ve ergenlerin zihinlerinin daha temiz ve telkine daha yakın olmasından dolayı ele alıyor. Hipnoz etkisi olan bu oyunlar çocukları bir şekilde bağlayıp kendi iç dünyalarına döndürüyor. Belirli görevleri ve sorumlulukları yerine getirdikleri zaman olumlu algılanacaklarına inanılan bir telkin süreci oluyor. O yüzden çocuklar adapte olduktan sonra oradaki statüsünü kaybetmemek için ve onların yönlendiren kişilerden olumsuz bir yanıt almamak için bu oyunları hayatlarına entegre ediyorlar. Orada ne söylenirse yapmaya başlıyorlar.  Görevlerde zaten uykunun ram dönemine gelen uyku ile uyanıklığın tam arasındaki süreçte veriliyor. Örneğin ‘gece saat 2’de kalk şunu yap’ gibi görevler veriliyor. Çocuklarda bilinçaltı sürecine giriyorlar ve artık onun etkisinden çıkamayıp kendine zarar vermesi kadar görevleri yapıyorlar” diye konuştu.

‘ÖZELLİKLE 0-2 YAŞ GRUBU ÇOCUKLARI EKRANDAN UZAK TUTUN’

Teknoloji çağında yaşanıldığı için çocukları ekrandan fazla uzak tutmanızın bir formülü olmadığını altını çizen Yenikaynak,  “Özellikle 0-2 yaş grubu çocukları ekrandan uzak tutmanız gerekiyor. 0-6 yaş gurubunda zaten insan beyni ilkel olduğu için görsel materyalleri almaya meyilli değil. Bu yaşlarda ekrana bağlı kalan çocuklarda beyindeki noral ağlar, yüksek görsel materyallere maruz kalınca köreliyor.  Çocuklarda uyaran eksikliğine de neden oluyor. Çocuklar isimlerini söylemiyor, oyuncak oynamıyor, sosyal etkileşime girmiyor. Çocuklar büyüdüklerinde de bağımlılık devam ettiği için oyunlar oynamaya başlıyorlar. Bu oyunlarda şiddete öldürmeye dayalı oyunlarda da sanal dünya ile gerçek dünya arasındaki geçişi yapamadıkları için insan öldürünce tekrar canlanacağını düşünüyorlar. Fizyolojik yaralanmanın, zarar vermenin öldürmenin basit olduğu için çocuklar bunu gerçek hayata entegre etmeye çalışıyorlar. Ya arkadaşlarına ya kendilerine zarar veriyorlar yada öfke nöbetleri geçiriyorlar. Ya da gece uyuyamama, tek başına yatamama, karanlıktan korkma gibi kaygı bozuklukları görülüyor” şeklinde konuştu.

‘EBEVEYNLERE VE EĞİTMENLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’

Ekranlardan çocukların kademeli olarak uzaklaştırılması gerektiğini belirten Yenikaynak, “Ebeveynlere ve okuldaki eğitmenlere büyük görev düşüyor. Çocukları iyi değerlendirmek ve onları uzaktan fark ettirmeden takip etmek gerekiyor. Bir problem fark ettiklerinde en yakın ruh sağlığı uzmanına başvurmaları önem arz ediyor.  Hayatına sanatsal, spor faaliyetleri gibi doğru sosyal aktiviteleri eklemek gerekiyor.  Çocukların yaşına göre doğru özgürlükleri ve aktiviteleri verirsek ekranlardan normal düzeyde ilgilenip gerçek algılamayacaklardır” dedi.

İSMAİL POÇAN / YENİ HABER